İktidar, yüzyıllık planlar yaparken bu yıl için enflasyon hedefi, yüzde 22'den sırayla 58, 62 ve 65'e güncellendi. 4 kez.
Yüzyıldan aşağısına bakmayınca gözden kaçmıştır. Elekten böyle ufak tefek deve kaçması mı durduracak! Türkiye Yüzyılı başlatıldı. Bay Kemal, CHP'den gitmeyince durdu ama iktidar çözmek için uğraşıyor, yerel seçimden sonra tekrar başlayacak, o gidince ekonomi düzelecek, millet rahatlayacak. Miladı durduramayacak, başaramayacaklar.
Bu tarz şahlanma uzadıkça, diyorum, acaba biraz bozmuş olabilir mi kimyayı?
Bilemedim...
KDV, ÖTV, MTV ile Noter vesair harçlarına iktidarın yaptığı zam, 'enflasyon güncellemesi'.
Fakat esnafla ev sahipleri ve marketler, etiketlerine bunu yansıtırsa 'fiyatlama güdüsü' oluyor.
Adı; bir ara histerik vurgunculuk, kamçılanmış fırsatçılık iç güdüsü, frenlenemeyen paragözlük tutkusu, doyumsuz hırsızlık arzusu, gemlenememiş soygunculuk sevdası, gıda darbesi fetişizmi ve soğan cuntası hevesi de olmuştu.
İktidarın vergi ve harç zamları hep ekonomikken çalışanların maaş zammı beklentisiyle esnafın fiyat artışları ve halkın ucuzluk talebi, hiç ekonomik sıkıntılardan değildi.
Fiyat artışları ve pahalılık hâlâ ekonomik değil ama bu kez psikolojik sıkıntılar olduğuna hükmedildi.
Sorunun adı, dili de sürekli güncelleniyor. Takip zorluğundan mütevellit kafa karışıklığı, etkilemiş olabilir mi milletin ruh hâlini?
Ayarımızın bozulduğu muhakkak. Altında ne yatıyor? Heybetli, büyük ve güçlü, şöyle şânımıza yakışan sebeplerini arıyorum.
AK Parti fedâisi Metin Külünk, dün X'te yine "insanlığın lideri Türkiye"den söz ediyordu. Bu işte, dedim.
Girdiği bu zor dönemde dünyayı ve insanlığı kurtarma sorumluluğumuz vardı. Külünk, onu hatırlatıyordu. Âhir zaman fitnelerine karşı mücadele azmi aşılamak için.
Bizi Anadolu'dan sürmek ya da Anadolu'yu elimizden almak istiyorlarmış. İsim vermiyordu ama emperyalist dış güçlerden başkası değildir. 'Düşman uyumuyor, sen de uyuma Müslüman' alarmı çalmaya yeter.
Vazgeçmemişler demek. Allah'ını seven defansa koşup, çalsın öyleyse kalk borusunu...
Külünk, niye hedefte olduğumuzu da yiğitçe, kahramanca açıklıyordu. Çünkü "Türkiye insanlığın stratejik merkezi"ydi.
Şeytanların fitne fücuru, dünyada "Nuh Tufanı" çıkaracak diye korkuyordu. Kim korkmaz!
Oyun yine büyük. Küresel Nuh Tufanı'nın yanında Türkiye'de çıkan enflasyon ne ki!
Bozsa bozsa kim bozar, belli. Halka ise bir daha gayrete gelip sabra devam düşüyor. Ve içimizdeki mandacı, teslimiyetçi muhalefete karşı uyanık, zinde durmak.
Tam bu ekonomik savaşa katılacakken gazeteci Bülent Mumay, mücahit bir gazetemizin manşetini paylaşmasın mı!
Dünkü Takvim'in başlığı, "Türkiye'ye para yağacak". Sevinçten çığlık çığlığa.
Yaşasın! Avrupalı, Amerikalı medya devleri ve fon kuruluşlarıyla dış güçler, taraf değişirmiş.
Reuters'ten Bloomberg'le Financial Times'a, Morgan Stanley'den Dünya Bankasına... Logoları alt alta konmuş; 'dünya, Erdoğan'ın ekonomik müjdelerine övgü yağdırdı' yazıyordu.
Metin Külünk'ü okuyunca IMF'nin öbür yüzü Dünya Bankası, 35 milyar dolarla Türkiye'yi elimizden almaya geliyor sanmıştım. Ödüm patlıyordu az daha.
Oysa bizi batırmaya değil, çıkarmaya geliyorlarmış.
Ekonomimize saldıran operasyoncu ve tetikçi, değillermiş. Yanlış anlamaymış. Bunların, ekonomimize övgü ve para yağdırma sırasına girmelerine çok sevinmeliymişiz.
Vay canına! Mandacı muhalefetin şu ettiğine bakın, yatacak yeri yok.
Bir de 6 Şubat depreminde, Amerikan uçak gemisi etrafta görününce ülkeyi böyle hafakanlar basmıştı.
Tesadüf olamazdı, neyin peşindeydiler? Depremi, savaş gemisiyle yapan onlar değilmiş gibi savaş gemisiyle depremzeleri mi kurtacaklardı!
'Oyuna gelmeyelim, yıktılar ve işgal edecekler, asla izin verilemez' dolduruşları; boşaymış. ABD'nin en büyük uçak gemisi, seçimden sonra bizim gemilerle tatbikata geldi. Selçuk Bayraktar, güvertesinden poz verince selamladı dolduruşçular.
Güdüsü ve dinamikleri çözülemedi ama kendi kendimizle psikolojikmiş savaş, o doğrulandı.
Ekonomik bağımsızlık savaşı veriyoruz diye kuru ekmekle soğan yedirilen aziz millete, davanın garibanlarına geçmiş olsun.