Türkiye Yüzyılı yerine dostlarla iktidar

Akif Beki

Kılıçdaroğlu, "dostlarımızla iktidara geleceğiz" dediğinde alaya alıyorlardı.

Şimdi Erdoğan da dostlarla destan yazmaktan söz ediyor. "Aramıza yeni katılan ve katılacak olan dostlarımız" dedikleriyle 14 Mayıs destanı...

Türkiye Yüzyılı'nın yerini, artık dostlarla iktidar vaadi aldı.

Kulis bilgileri doğruysa AK Parti, seçim kampanyası hazırlığını revize etmiş, "Türkiye Yüzyılı" sloganını öne çıkarmayacakmış.

Fakat HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu açıkladı, iktidar masasına ilk ocak ayında davet edilmişler. AK Parti'yle ittifak görüşmeleri, deprem öncesinden beri sürüyormuş aslında.

Dolayısıyla...

Ondan üç, bundan beş destekle Türkiye Yüzyılı'nı başlatma, TOGG'u yollarına indirmek suretiyle Avrupa'yı çıldırtma, ekonomiyi 2023 miladında şahlandırma, dünyada süper güç ve lider ülke olma anlatısı depremde çöktü diye genişletmiyorlar masayı.

İktidarın ayakları, depremde yere değmeseydi de yeni dostlarla ittifak masalarını genişletmeye çalışacaklarmış.

Demek aklı bir karış havadaymış gibi uçup kaçan, iktidarın sadece propagandasıydı. Kendisi, gerçeklerden o kadar da kopuk değil.

Bulutların üstünde dolaşan toz pembe propagandası enkaz altında kaldığı için iktidar, masasına yeni dostlar aramaya çıkmıyormuş.

Erdoğan ne için oy isteyecekti: Türkiye Yüzyılı'nı başlatmak, TOGG'u durdurtmamak, ezanlarımızı susturtmayıp bayraklarımızı indirtmemek, büyük ve güçlü Türkiye'ye diz çöktürtmemek için...

Hazırlık buna yönelikti.

Fakat ezanlarımız susmasın, bayraklarımız inmesin, diz çökmeyelim, TOGG durmasın, Türkiye Yüzyılı'nın önü kesilmesin diye Avrupa'sı, ABD'siyle dış güçler imdadımıza koşunca o kısmı değişti.

AK Parti, 2023 hedeflerinin yarısına bile yaklaşamamayı, dış düşmanın engellemeleriyle açıklıyordu.

Dış düşman mazereti, artık geride kaldı. Propagandanın kapsama alanı dışında.

'Ben gidersem öcü gelecek' korkutmalarına, iç düşman mavallarına gelince...

Erdoğan'ın, masalarına davet ettikleri yeni dostlarla destan yazma söylemi, o eşiğin de geçildiğini gösteriyor.

Muhalefet, kendi ittifakına yöneltilen her türlü suçlama ve kara propagandayı, iktidara karşı kullanabilecek durumda.

Seçimi iktidar kazanırsa faturaları kapıya Hizbullah'ın mı getireceğinden, hangi bakanlıkları vereceklerinden ve ülkeyi kaça böleceklerinden girip devlete teröristleri mi dolduracaklarından çıkma imkanı, muhalefette de var.

'Kimler kimlerle beraber' deme hakkı, Altılı Masa'ya da doğdu.

Önceki gün yazımın altındaki yorumlarda bir okur, Destici'ye cevaben şunu soruyordu:

HDP'yle görüşmek, PKK'yla görüşmekse siz HÜDA PAR'la görüşerek Hizbullah'la mı görüşmüş oluyorsunuz?

Bu karalamaların kapısını iktidar açtı, kendi başlattı ama önünü kendi alamaz artık.

En tutarlı ve açık sözlüleri, HÜDA PAR lideri Yapıcıoğlu. Kendi partilerine tanınan hak ve imkanları, HDP için de istiyor. Siyaset yapmayı ve dilediği masayla ittifaka girmeyi kendilerine nasıl hak görüyorsa HDP'ye de, diğer masalara da görüyor.

Bu saatten sonra siyasette ihtiyaç olan şey, tam da bu tutarlılık ve gerçekçilik işte. HÜDA PAR, tutarlılığını da masaya taşıyabilirse iktidar propagandası çağ atlar.

BAĞIŞ GECESİNİN KAHRAMANLARI NEREDE!

Acun, bu işe el atmalı. O gece ekranda rüzgarı esiyordu. 'Küsurat kalan şu 5'i, hadi 25 milyona yuvarlayalım da tam olsun' diliyle bağışları katlamıştı. Hatırı kırılmıyordu. Hızını alamadığı, telefonla bağlananların ağzına lafı tıkadığı da oluyordu.

Gecenin diğer kahramanları da Acun'dan pek aşağı durmadı gerçi. Ama Acun'un havası başkaydı.

Bağış şovu, 15 Şubat'taydı. Ortak yayının üzerinden bir ay geçti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'dan öğreniyoruz ki canlı yayında esip savuranların çoğu, henüz sözlerini tutmamış.

Türkiye Tek Yürek Kampanyası'nda 115 milyar 146 milyon 528 bin liralık bağış toplanmıştı.

Oysa bunun yalnızca 74 milyar 118 milyon 164 bin lirası yatırılmış.

Fuat Oktay, kalanın da yatırılacağına inandığını söylüyor.

Umarım öyle olur. Fakat yatırmak için neyi bekliyorlar?

Yatırılan miktar, kamu kurumlarından bağışlanan rakamın bile altında.

Kamu dahi bir ayda taahhütlerini yerine getirmiş olsa rakam, çoktan 86 milyar lirayı geçerdi.

Fireyi düşünün...

Yardım kampanyasını ucuz halkla ilişkiler şovuna çevirenler, mutlaka ifşa edilmeli. Depremzedelerin sırtından bedava reklam, yapanın yanına bırakılamaz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (56)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.