İsrail ordusunun, Gazze’ye insani yardım taşımak üzere yola çıkan Madleen gemisine uluslararası sularda gerçekleştirdiği müdahale, tepkilere neden oldu. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, yaşananlara ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Babacan, “Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Madleen mürettebatına İsrail ordusunun yaptığı baskını şiddetle kınıyorum. Açlığa mahkûm edilen bir halkın sesine ses olmak suç değil, vicdani bir sorumluluktur” dedi.
İsrail'den Madleen'e baskın: 2'si Türk 12 aktivist kaçırıldı
Babacan, “Zulme sessiz kalmak, suça ortak olmaktır. İsrail’in bu eylemi, bölgedeki insanlık faciasını derinleştiren sorumsuz güç kullanımını da bir kez daha gözler önüne sermektedir” ifadelerini kullandı.
Dışişleri'nden İsrail'in Madleen'e müdahalesine tepki: 'Uluslararası hukukun açık ihlali'
Mürettebatın derhal serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Babacan, gemide bulunan 12 kişilik ekip arasında yer alan Türk vatandaşı Hüseyin Şuayb Ordu için de çağrıda bulundu: “Hükûmeti, vatandaşımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.”
Davutoğlu'ndan Madleen'e destek çağrısı: Bayram sonrası Gazze’ye gideceğim
Gazze’ye insani yardım götürmek üzere yola çıkan Madleen mürettebatına İsrail ordusunun yaptığı baskını şiddetle kınıyorum.
— Ali Babacan (@alibabacan) June 9, 2025
Açlığa mahkûm edilen bir halkın sesine ses olmak suç değil, vicdani bir sorumluluktur.
Hep söyledik, tekrar ediyoruz: Zulme sessiz kalmak, suça ortak…
NE OLMUŞTU?
Madleen adlı yelkenli, İsrail ablukasını delerek Gazze’ye yardım ulaştırmak amacıyla 1 Haziran’da İtalya’dan yola çıkmıştı. Freedom Flotilla Coalition (Özgürlük Filosu Koalisyonu) tarafından organize edilen yardım seferinde, aralarında İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg, İrlandalı aktör Liam Cunningham ve Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan gibi isimlerin de yer aldığı 12 kişilik bir mürettebat bulunuyordu.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz’ın talimatıyla durdurulan tekneye müdahale, uluslararası sularda gerçekleşti. Gemi daha sonra İsrail’in Aşdod limanına götürüldü. Müdahale sırasında herhangi bir yaralanma olmadığı, aktivistlerin güvenli şekilde İsrail’e getirildiği İsrail makamlarınca açıklandı. Ancak bu operasyonun uluslararası hukuk açısından ciddi ihlaller barındırdığı gerekçesiyle çeşitli ülkelerden ve sivil toplum kuruluşlarından tepkiler geldi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak müdahaleyi “hukukun açık bir ihlali” olarak değerlendirdi. Açıklamada, “Netanyahu hükümetinin bu menfur saldırısı, İsrail’in bir terör devleti olduğunu bir kez daha ispatlamıştır” denildi.
HATIRLATMA: MAVİ MARMARA SALDIRISI
Bu olay, 2010 yılında uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği ve 10 Türk vatandaşının yaşamını yitirdiği Mavi Marmara baskınını da yeniden gündeme getirdi. O dönemde de Gazze’ye insani yardım götürülüyordu. Bugünkü müdahalenin, Mavi Marmara saldırısının 15. yıl dönümüne denk gelmesi, yaşananların sembolik önemini artırıyor.
