Babacan 'Depremde ilk 48 saat ne yaptınız?' diyerek sordu: Kim, kimden talimat bekledi?

Babacan 'Depremde ilk 48 saat ne yaptınız?' diyerek sordu: Kim, kimden talimat bekledi?

DEVA Partisi lideri Babacan, canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve Milli Savunma Bakanı Akar'a, Maraş depremleri sonrasında ilk 48 saatte ne yapıldığını sordu. Babacan, TSK personelinin deprem bölgesine ne zaman indirildiğini öğrenmek isterken, "Vinçler, iş makineleri niye parklarda bekledi? Kim, kimden talimat bekledi?” ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu sabah FOX TV'de Çalar Saat programına konuk oldu. İlker Karagöz'ün sorularını yanıtlayan Babacan'ın gündem konusu Kahramanmaraş depremleri ve seçimlerdi.

Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetlerindeki depremlerin ardından 'asker bölgeye geç gönderildi' iddiaları konuşulmaya devam ederken, Babacan da depremin gerçekleştiği günden bu güne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar' yönelik sorularına devam etti.

Babacan, Erdoğan'a ve Akar'a, "İlk 48 saatte ne yaptınız?" diyerek, "TSK personeli hangi saat ile sahadaydı" diye sordu. İnsanların ilk 48 saatte donarak öldüğünü ifade eden Babacan, bu geç kalınmada kimin kimden talimat beklediğini sordu.

Babacan'ın cümlelerinin satırbaşları şu şekilde:

‘YILDIZLAR TAKIMI OLUŞTURDUK’

“Genel başkanlar, cumhurbaşkanı yardımcısı adayı oldu. Vatandaşlarımızdan oy isterken tek bir kişiye oy istemeyeceğiz. Bir kadroya oy isteyeceğiz. Bir yıldızlar takımına oy isteyeceğiz. Altı genel başkan, iki çok kıymetli ve başarılı belediye başkanı arkadaşımızla yıldızlar takımı oluşturduk. Sayın Kılıçdaroğlu birikimiyle, siyaset ve devlet adamı niteliğiyle cumhurbaşkanı olmaya çok layık bir isim. Ama tek adama oy vermiyorsunuz. Takım olarak yöneteceğiz.”

‘İMAMOĞLU VE YAVAŞ’LA TAKIMI GÜÇLENDİRDİK’

“Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı da hükûmet tarafına ileride cumhurbaşkanının takdir edeceği bir tarihte ekleyerek takımı güçlendirdik. Çok güçlü bir kadro oldu. Şampiyon takımız. Şampiyon olacak takımız. Ligdeki diğer takıma bakıyoruz, zaten bir tane oyuncu var.”

‘5 YILLIK BİR PAKETLE ÇIKACAĞIZ’

“1 yıldır söylüyorum. Vatandaşımızın önüne 5 yıllık bir paketle çıkacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistem için anayasa değişikliği yaptıktan sonra tekrar seçim istemiyoruz. Seçilen cumhurbaşkanı ve parlamento anayasa değişikliğinden sonra da görev süresini tamamlayacak. Bize verilen destek, 5 yıllık öngörülebilir bir sürecin, komple bir çözümün sürecidir.”

‘ÖNEMLİ KONULARDA BİR ARAYA GELECEĞİZ’

“Kuracağımız istişare ve uzlaşı mekanizmasıyla önemli konularda bir araya geleceğiz. Diyelim ki güvenlikle ilgili önemli bir konu çıktı. Mesela bir OHAL meselesi… Altı genel başkan için ‘Benim alanım şudur, ben öbürüne karşımam’ olmaz. Ayrıca belli alanlarda sorumluluk paylaşımı olur mu? Henüz konuşmuş değiliz. Günü gelince yapılır. Belediye başkanlarının görev alanı tanımlanmış olacak. Cumhurbaşkanı yardımcıları olduğunda belli görevler olacak, o görevlerden sorumlu olacaklar. Fakat genel başkanların daha genel görevleri olacak. Uzlaşı ve istişare mekanizmasında bir cumhurbaşkanı, beş cumhurbaşkanı yardımcısı olarak altı genel başkan olacak.”

‘ALTI İMZANIN ÇAPASI ÇOK ÖNEMLİ ROL OYNADI’

“Perşembe günü altı genel başkan imzasıyla pazartesi günü tekrar toplanacağımızı ilan ettik. Çok önemliydi. Diplomaside buna ‘çapalamak’ denir. Çapayı atarsınız, tekne döner dolaşır ama çok da uzağa gitmez. Altı imzanın çapası, pazartesi günkü toplantının gerçekleşmesinde çok önemli bir rol oynadı. Diplomasi için, yeni fikirlerin üremesi için, her partinin kendi içinde değerlendirmesi için fırsat oluşturdu.”

'önemli olduğunu düşündük’

“Cumartesi günü beş imzalı bir şey yayınlamadık. Sadece siyasi deklarasyon yaptık. Hâlâ pazartesi günü saat 14:00’e kadar Sayın Akşener’in imzasının gereği olarak gelip toplantıya katılmasının önünün açık olması gerektiğinin, sandalyenin orada durmasının çok önemli olduğunu düşündük. Gerekince imza ama imza zarar verecekse de daha farklı, sadece bir siyasi duruş... Bunların hepsi ince ince, nakış işlermiş gibi işlenmiş bir süreç.”

‘FİKİR PAZAR ÖĞLEDEN SONRA DOLAŞMAYA BAŞLADI’

“Dün Sayın Akşener’in gelmiş olmasından çok büyük memnuniyet duyduk. Gerçekten çok sevindik. Tokalaştık, oturduk, kahve içtik. Masaya geçtik. CHP’de oluşturulan, daha sonra İYİ Parti’ye sunulan, daha sonra İYİ Parti’nin de benimsediği teklifi (İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılığı) değerlendirdik. Hem siyasi hem hukuki açıdan iyice irdeledik. Fikir pazar günü öğleden sonra dolaşmaya başlıyor. Hukukçu ekibimizi Saadet Partisi’ne çağırdım. İki defa toplantıdan ayrılıp hukukçu ekibimizle hukuki ve siyasi değerlendirmemizi yaptık. Çünkü biz imzayı çok önemsiyoruz. Altında imza varsa gereği yerine gelmeli. İmzayı bırakın söz dahi çok önemlidir, ağzından çıktı mı yerine gelmeli.”

‘TOPLANTI SAATİNE KADAR GÖRÜŞME TRAFİĞİ DEVAM ETTİ’

“Pazar günü öğleden sonra bu hareketlilik bize intikal etti. Arkasından akşam gece yoğun bir telefon trafiği yaşadık. Benim gece 02:30 mu neydi en son telefon görüşmem. Sabah tekrar devam ettik. Toplantın olacağı saate kadar da bu görüşme trafiği devam etti. Tabii çoklu bir müzakere ortamı olduğu için hem ikili bazda bu trafikler oluyor, bazen daha fazla; üçlü beşli istişareler oluyor. Ama sonuçta iş bitti. Ve uzlaşıyla bitirdik biz bu işi. Bu çok kıymetli bir şey.”

'ARTIK BUNLAR GEÇMİŞTE’

“Cuma günü İYİ Parti’nin bir açıklaması oldu. Biz de tabii üzüldük. ‘Keşke olmasaydı’ dedik ama artık bunların hepsi geçmişte. Siyasetçilerin işi; yarınlara bakmak, ülkenin yarınlarını düşünmek. Özellikle gençleri düşünmek.”

'İYİ PARTİ İÇİN KOLAY BİR SÜREÇ OLMADI'

“Hem Sayın Akşener hem de İYİ Parti için kolay bir karar süreci olmadı. Bunu anlayışla karşılamamız lazım. Her partinin kendi değerlendirmesi farklı. Kendi içinde farklı fikir akımları oluyor. Bunları çok haklı görmek lazım çünkü demokraside baskı olmaz. Demokraside her şey tartışılır. Parti yönetimleri ve genel başkanları da bunları nihayetinde belli bir çerçevede tutmak için çalışırlar. Liderlik biraz da bunu gerektiren bir şey.”

'SİZ GİDECEĞİNİZ İÇİN DÜZELECEK'

(2001 yılındaki “İktidarın gitme haberi piyasayı düzeltecek” sözlerinin hatırlatılması üzerine) “Ekonominin öncü göstergeleri var. Bunlar yarınların beklentisini yansıtır. Borsa, piyasa faizleri, CDS (kredi temerrüt takas oranı) öncü göstergedir. Altı parti olarak uzlaşı olacağı haberleri finansal piyasalarda olumlu rüzgâr estirdi. Seçimlere kadar altı parti güveni tuğla tuğla inşa ederek gittiği takdirde seçime doğru bu çok daha iyileşecektir. Sayın Erdoğan diyecek ki ‘Ben ekonomiyi düzelttim. Bak, ne güzel düzeliyor’. Öncü gösterge bunlar, siz düzeltmeyeceksiniz Sayın Erdoğan. Siz gideceğiniz için piyasa göstergeleri düzelecek. Yıldızlar kadrosu iş başına geleceği için piyasa göstergeleri düzele düzele seçime gideceğiz.”

‘İLK 48 SAAT NE YAPTINIZ?’

“Defalarca sordum. Tekrar soruyorum. Sayın Erdoğan’a da Sayın Milli Savunma Bakanı’na da soruyorum. Deprem sabahı TSK personelinin harekete geçmesi için bir talimat verdiniz mi? Bir talimat aldınız mı? Ne yaptınız? Hangi gün hangi saat itibarıyla kaç tane TSK personeli sahadaydı? Vinçler, iş makineleri niye şehirlerde parklarda bekledi? Kim kimden talimat bekledi? İlk 48 saat ne yaptınız? Devletin kurumsal yapısı zayıflatılınca ve tek kişiden talimat almadan hiçbir iş yapamayan bir devlet yapısını oluşturduğunuzda sistem kilitleniyor. Deprem gibi en önemli anda devlet kurumları ancak üçüncü, dördüncü gün harekete geçebiliyor. Niye? Çünkü düğmeye basmayınca kimse yerinden oynamıyor.”

‘ÖLÜMLERİN ÇOĞU İLK 48 SAATTE MÜDAHALE EDİLEMEDİĞİ İÇİN OLDU’

“Depremde ölümlerin çoğu ilk 48 saatte müdahale edilemediği için oldu. İnsanlar donarak öldü. İnsanlar nefessiz kaldığı için öldü. İnsanlar vinçler, iş makineleri kurtarma için geç hareket ettiği için öldü. TSK personeli ve maden işçileri ancak üçüncü, dördüncü gün alanda yoğunlaştıkları için insanlar hayatını kaybetti. Sayın Erdoğan ‘İlk 2 gün biraz aksaklıklar oldu ama’ dedi. Bir dakika, o kadar basitleştiremezsiniz. Niye hazır değildiniz?”

‘Hem depremin yaralarını saracağız hem ekonomik enkazı kaldıracağız’
“Sağa sola tek tek adata yalvarırcasına, 3-5 milyar oradan bula bula depremin yaralarını sarmaya çalışıyorlar. Halbuki 50 ila 100 milyar dolar arasında bir kaynak gerekecek. Depremden sonra iç kaynak ve dış kaynak finansman dengesini kuramazsanız, Türkiye arka arkaya ekonomik depremler yaşar. Hükûmet bunu asla beceremez. Bu bizim işimiz. Hem depremin yaralarını saracağız hem ekonomik enkazı kaldıracağız.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN