Apartmanlarda yaşam alanlarını genişletme isteği, balkonların camla kapatılması gibi uygulamaları popüler hale getirdi.
Ancak bu estetik ve pratik çözümler, beraberinde hukuki sorunları da getirebiliyor.
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin yakın zamanda aldığı emsal niteliğindeki bir karar, cam balkon uygulamalarının hukuki statüsünü netleştirdi.
Karara göre, kat maliklerinin yazılı izni olmadan yapılan bu tür değişiklikler, 'kaçak yapı' olarak kabul edilecek.
ORTAK ALANLARDA TADİLAT İÇİN NE GEREKİYOR?
Sozcu'de yer alan habere göre, binaların dış cephesine dahil olan ve genellikle ortak kullanım alanı sayılan balkonlar, iç mekanlardan farklı yasal düzenlemelere tâbi.
Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre, apartman dış cephesinde yapılacak herhangi bir değişiklik için tüm kat maliklerinin en az yüzde 80'inin (beşte dördünün) yazılı onayı gerekiyor.
Bu onay olmadan yapılan müdahaleler, yasal yaptırımlara ve idari para cezalarına yol açabiliyor.
Dolayısıyla, cam balkon gibi uygulamalar öncesinde bu yasal şartın yerine getirilmesi şart.
YARGITAY KARARININ DETAYLARI
Yargıtay'ın bu önemli kararı, bir kat malikinin, komşusunun balkonu projeye aykırı şekilde camla kapattığı gerekçesiyle açtığı davaya dayanıyor.
İlk derece mahkemesi davayı reddederken, Yargıtay bu kararı bozdu.
Daire, cam balkonun yapısal bir değişiklik olduğunu ve binanın dış görünümünü etkilediğini vurguladı.
PVC veya camdan yapılan balkon kapatma işlemlerinin, ruhsata tabi olmasa bile 'sabit eser' niteliği taşıdığını ve bu nedenle izinsiz yapılamayacağını belirtti.
Bu karar, kat mülkiyeti hukukunda önemli bir referans noktası oluşturdu.
KOMŞULUK İLİŞKİLERİ VE YASAL SÜREÇ
Cam balkon yaptırmak isteyenler için bu karar, yalnızca estetik kaygılardan çok daha fazlasını düşünmeleri gerektiğini gösteriyor.
Ortak alanlarda yapılacak her türlü değişiklik, sadece bina estetiğini değil, aynı zamanda yapının güvenliğini ve komşuluk ilişkilerini de etkiliyor.
Yasalara uygun hareket etmek, hem olası hukuki sorunların önüne geçiyor hem de apartman içindeki huzuru korumaya yardımcı oluyor.
Bu nedenle, kat maliklerinin yazılı onayını alarak hareket etmek, hem yasal hem de sosyal açıdan en doğru yaklaşım olarak öne çıkıyor.
