Ülkemiz için korkutucu bir gerçek olan depremle ilgili yıllardır devam eden sorun! Keşfiyle adını tarihe yazdıran Prof. Dr. İhsan Ketin'in açıklaması yıllar sonra yine gündem oldu...
Türkiye'nin deprem gerçeğini anlamasında bir mihenk taşı olan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kaşifi Prof. Dr. İhsan Ketin, 1986 yılında TRT'ye verdiği tarihi röportajda hem bu devasa fayı nasıl tanımladığını anlatıyor hem de bilimsel gerçeklerin siyasiler tarafından yeterince anlaşılmadığına dair o meşhur sitemini dile getiriyor.
Türkiye'nin en önemli ve tehlikeli fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), bugün deprem denince akla ilk gelen jeolojik yapılardan. Peki, bu devasa kırığın bilimsel olarak tanımlanması ve adlandırılması nasıl gerçekleşti? Bu sorunun cevabı, Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli yer bilimcilerden, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. İhsan Ketin'in 1986 yılında TRT'ye verdiği röportajda gizli.
DEPREMLERİ TAKİP EDEREK FAYI "KEŞFETTİ"
Prof. Dr. Ketin, röportajda KAF'ı nasıl tanımladığını anlatırken, sürecin 1939'daki büyük Erzincan depremiyle başladığını belirtiyor. O ve sonraki yıllarda meydana gelen büyük depremleri (1942, 1943, 1944...) arazi çalışmalarıyla incelediğini ve bu depremlerin hep aynı hat üzerinde, doğudan batıya doğru ilerleyen bir sıra izlediğini fark ettiğini söylüyor. Ketin, bu gözlemler sonucunda, tekil depremlerden ziyade, Anadolu'yu bir uçtan diğerine kat eden, bütünleşik ve aktif bir fay zonunun varlığını ortaya koyuyor.
"KEŞİFTEN ÇOK İSİM BABASI OLDUM"
Ancak Prof. Ketin, mütevazı bir bilim insanı duruşuyla, "keşif" sözcüğünün kendisi için biraz büyük kaçtığını ifade ediyor. Asıl keşfi yapanın, fay hattını kıran depremlerin kendisi olduğunu belirterek, kendi rolünü bu jeolojik yapıyı bilimsel olarak tanımlamak ve ona "Kuzey Anadolu Fayı" adını vermek olarak tanımlıyor: "Keşiften çok bir fayın isim babası gibi bir şey oldum... Fayın kaşifi bizzat depremlerin kendisi oldu."
LEVHA TEKTONİĞİ VE ANADOLU'NUN HAREKETİ
Prof. Ketin, KAF'ın oluşum nedenini de o dönemin bilimsel verileriyle açıklıyor. Afrika ve Arap levhalarının kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasını sıkıştırdığını, bu sıkışma sonucunda Anadolu'nun hem Kuzey Anadolu Fayı hem de Doğu Anadolu Fayı arasında kalarak batıya doğru hareket ettiğini (kaydığını) belirtiyor. Bu devasa jeolojik süreci, alttaki akışkan magmanın üzerindeki kabuğu (Anadolu levhası) sürüklemesine benzetiyor.
VE O TARİHİ SÖZ: "DERDİMİ ANLAYACAK POLİTİKACI BULAMADIM"
Röportajın belki de en can alıcı ve yıllardır unutulmayan kısmı ise Prof. Ketin'in, bilimsel bulgularının ve deprem riskine dair uyarılarının yeterince anlaşılmadığına dair sitemi oluyor. Ketin, KAF gibi büyük bir tehlikenin varlığını ortaya koymasına rağmen, bu riskin ciddiyetini ve alınması gereken önlemleri anlatabileceği, anlayış gösterecek bir siyasi irade bulamamaktan yakınıyor: “Kuzey Anadolu Fay Hattı’nı buldum ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım.”
Bu sözler, Türkiye'de bilimsel verilerle politika arasındaki mesafeyi ve depreme hazırlık konusundaki eksiklikleri yıllar öncesinden gözler önüne seren acı bir uyarı niteliği taşıyor. Prof. Dr. İhsan Ketin'in çalışmaları ve bu tarihi sözleri, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesinde ve bilimsel bilginin önemini anlamasında yol gösterici olmaya devam ediyor.