Korkulan oldu! Nanoplastikler, denizden sonra karasal besin zincirine de tamamen yayıldı

Korkulan oldu! Nanoplastikler, denizden sonra karasal besin zincirine de tamamen yayıldı

Bilim dünyasından gelen nanoplastikler uyarısı, besin zincirinin sandığımızdan daha kirli olduğunu gösteriyor. Özellikle toprağın altındaki sebzeler, bu görünmez kirleticileri köklerinden kolaylıkla emebiliyor. İşte detaylar...

Topraktan yetişen sebzelerin, çevredeki mikroplastik kirliliğini emebildiği bilimsel olarak ilk kez kanıtlandı.

Bu çığır açan keşif, besin zincirimizin sanılandan daha derinlemesine kirlenmiş olabileceği endişesini artırıyor.

Araştırmacılar, nanoplastiklerin köklerden bitkinin yenilebilir kısımlarına kadar ilerleyebileceği konusunda uyarıyor.

MİNİK PLASTİK PARÇACIKLAR KÖKLERDE GİZLENİYOR

Independent Türkçe'de yer alan habere göre, uzmanlar, gıda tedarik zincirine sızan binlerce son derece küçük plastik parçacık tehlikesine dikkat çekiyor.

Bir santimetrenin milyonda biri çapında olan nanoplastikler, turp gibi sebzelerin içinde tespit edildi.

Plymouth Üniversitesi'nden araştırmacılar, bitkilerin büyüme sürecinde topraktaki bu parçacıkları emebileceğini belirledi.

BİTKİ KÖK BARİYERİ NANOPLASTİKLERİ DURDURAMIYOR

Fizyoloji alanında öğretim üyesi olan Dr. Nathaniel Clark, bitki köklerinde bulunan ve zararlı parçacıklara karşı filtre görevi gören Kaspari şeridi adı verilen bir tabaka olduğunu belirtiyor.

Ancak Dr. Nathaniel Clark, nanoplastiklerin bu bariyeri aşarak sebzeyi tüketen insan sağlığına potansiyel olarak geçebileceği konusunda ciddi bir uyarı yapıyor.

Dr. Nathaniel Clark, bu emilimin sadece turpa özgü olmadığı, nanoplastiklerin muhtemelen dünya çapında yetiştirilen pek çok ürün tarafından emildiğinin açık olduğunu ekliyor.

LABORATUVAR ÇALIŞMASI NANOPLASTİK EMİLİMİNİ GÖSTERDİ

Environmental Research hakemli dergisinde yayımlanan çalışmada, araştırmacılar turpları laboratuvar ortamında, kökleri plastik parçacık içeren bir çözeltiye batırarak yetiştirdi.

Beş gün süren inceleme sonucunda, çözeltideki parçacıkların yaklaşık yüzde 5'inin kök sistemi tarafından tutulduğu ve böylece milyonlarca nanoplastiğin bitkiye nüfuz ettiği saptandı.

İncelenen parçacıkların dörtte biri yenilebilir etli köklere ulaşırken, yaklaşık yüzde 10'u yapraklarda biriktiği gözlemlendi.

BESİN ZİNCİRİNDE BİRİKME RİSKİ YÜKSEK

Deniz Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Richard Thompson, bu bulguların şaşırtıcı olmadığını, çünkü önceki çalışmalarda incelenen her yerde mikroplastik kirliliğine rastlandığını ifade ediyor.

Daha önceki araştırmalar, yumuşakçalarda ve balıklarda da nanoplastiklerin bulunduğunu göstermişti.

Bu durum, plastik parçacıkların besin zinciri boyunca ilerleyip birikebileceğine işaret ediyor.

Prof. Dr. Richard Thompson, yeni çalışmanın, çevredeki parçacıkların artık sadece deniz ürünlerinde değil, karasal ürünler olan sebzelerde de birikebileceğinin net kanıtlarını sunduğunu vurguluyor.

KİRLİLİK DENİZLERLE SINIRLI KALMADI

Uzmanlar, plastik kirliliğinin sadece denizlerle sınırlı kalmayıp Britanya'nın tüm besin zincirine yayıldığı ve bu durumun önlenmesinin neredeyse imkansız hale geldiği yönündeki endişelerini dile getiriyor.

Sussex ve Exeter üniversitelerinden bilim insanları, sümüklüböceklerde, salyangozlarda, kınkanatlılarda ve solucanlarda da mikroplastik saptamıştı.

Bu durum, mikroplastik kirliliğinin sağlığa etkileri konusunda yapılan araştırmaların önemini artırıyor.

Araştırmacılar, nanoplastiklerin küçük boyutları nedeniyle lenf düğümlerine, karaciğere ve dalak gibi organlara taşınabildiğini, hatta bazı durumlarda beyin ve plasenta dahil tüm organlara nüfuz ederek inflamasyon, bağışıklık sistemi baskılanması, hormon bozukluğu ve kanser gibi potansiyel zararlı etkilere yol açabileceğini belirtiyor.

MİKROPLASTİK KİRLİLİĞİ YAYILIYOR

Üniversite araştırmacıları, 20 yılı aşkın süredir mikroplastikleri inceliyor ve bu parçacıkların okyanusların en derin noktalarından Everest Dağı'nın yamaçlarına kadar her yerde bulunduğunu ortaya koydu.

Mikroplastik kirliliğinin temel kaynakları arasında araba lastiklerinin aşınması, çamaşır makinelerinden dökülen lifler, boyaların pul pul dökülmesi ve daha büyük plastik eşyaların çevredeki bozunması yer alıyor.

Mayısta yayımlanan bir diğer çalışmada, omurgasızlarda bulunan en yaygın plastik türünün, büyük ihtimalle giysilerden kaynaklanan polyester olduğu öne sürüldü.

Araştırmacılar, bu plastik liflerin kaynağının, bazı çiftçilerin gübre olarak kullandığı ve çamaşır makinelerinden gelen lifleri içerebilen kurumuş arıtma çamuru olduğundan şüpheleniyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN