İçerisi/dışarısı

Dışarıda gümbür gümbür bir bahar dolaşıma girmiş. Ağaçlar çiçeklerle donanıyor bir gecede.

Menekşe, sümbül, nergis fışkırıyor dağlarda.
Ama biz evlerdeyiz ve bekliyoruz.
Neyi bekliyoruz? O meşhur şiirde geçtiği gibi “barbarları” mı?
Corona virüsü dönemi bütün haşmetiyle sürüyor. Şimdi de Boris Johnson’un pozitif olduğu bilgisi kulisleri şöyle bir salladı. Prens’ten sonra Başbakanın da pozitif olduğu bir İngiltere hakkında artık negatif düşünülemez!

Her yerden yeni aşı haberleri geliyor.

Herkes harıl harıl kit ve maske üretiyor. Ama henüz üretim az, insanlar çok.

Evlerdeyiz ve dışarısını şimdiden özleyenlerin sızlanması bitmek bilmiyor.

Dünya başkentlerinin sokakları, meydanları ve insanları yapayalnız.

Küçük çakallıklar ve sessiz iyilikler hız kesmeden sürüyor.

Evin duvarlarını kapılarını yeniden keşfediyoruz baka baka.

Ama dışarıdaki çıldırtıcı baharla tezat oluşturan bitik şehir görüntüleri lüzumsuz bir kontrast oluşturuyor.

Kimi insanlarda farklı endişeler, değişik anksiyeteler ortaya çıkıyor.

İçimizin de sokakları meydanları varmış, dolaştıkça keşfediyoruz.

Dışarıyı anlamlı kılan insanın orada olmasıydı. İnsan çekilince şehirler anlamsızlaşıverdi.

Şimdi daha çok insanlar kendi içlerinde gördüklerini anlatıyor birbirine. Çünkü dışarıda kimse yok, olanlara da iyi gözle bakılmıyor.

İçe kapanma ile eve çekilme farklı şeyler ama birbirini tetikleyecek kadar da yakın şeyler.

Bahar bu günlere bakıp ne düşünüyor acaba?

Mustafa Kutlu okumak

Sağlık Bakanımız geçen gün düzenlediği bir toplantıda, evde kalıp Tolstoy ve Mustafa Kutlu okuyabileceğimizi belirtti.

Bu açıklamayı müteakip TBMM Başkanımız Mustafa Şentop’un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi ve kuruluş bu değerli açıklamaya hediye Mustafa Kutlu kitaplarıyla destek verdi.
Ama diğer yandan aşırı kültürsever çevrelerden bir lüzumsuz bombardıman başlayıverdi. Vay efendim başka yazar mı yokmuş, o da kimmiş filan yollu cehalet kumkumacıkları…
Kitap okumayan bir insanı anlarım, neden anlamayayım.

Mustafa Kutlu okumayan veya onu hiç duymamış insanı da anlarım.

Ama ey kültür kitap adına mangalda kül bırakmayan aziz saftiriğim; İnsan hiç mi hezeyan etmeden önce elinin altındaki internete bakmaz, acaba bu isim kimdir, ne yazmış, nasıl yaşamış diye bakmaz, ayıptır yahu.

Bilemiyorum ki çapına göre değişir, belki de değildir.

Okulsuzluk!

Çocuklar ilk başta kuşkusuz sevinmişlerdir, tatil diye.
Ama şimdi ekranda ders başladı yeniden. Uzun sürebilir. Bazı sınavlar dâhil, eğitimle ilgili bir çok şey erteleniyor.
Çocuklar bir süre sonra belki de büyüklerden daha çok sıkılmaya başlayacak. Bir zamanlar tekerleri gıcırdayarak dönen eski dünyanın şimdi neden böyle olduğunu anlamaya çalışacaklar.
Okul karşıtları ne düşünüyor bilemiyorum ama zamanı nasıl geçireceği konusunda deneyimleri ve alternatifleri olmayanlardaki şaşkınlık ve tedirginlik giderek yükselecek.
Çocukların okulsuzluğa alışmaları da ayrı bir bahis tabii…

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum