Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi bir kez daha gündemde

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi bir kez daha gündemde

Türkiye'nin İstanbul ve Çanakkale boğazlarının kontrol etmesini sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936 yılında dönemin ülkeleri Bulgaristan, Fransa, İngiltere, Hindistan, Japonya, Romanya, SSCB, Yugoslavya ve Türkiye arasında imzalandı. İşte, Montrö Boğazlar Sözleşmesi fesih şartları ve genel hükümler...

Fransa'nın Montreux kentinde imzalanmasından dolayı bu adı alan Montrö Boğazlar Sözleşmesi, ticaret gemilerinin Boğazlardan geçiş serbestisi ilkesi korunmakla birlikte, Boğaz geçiş Türkiye'nin güvenliği dikkate alınarak yeniden düzenlenmesini sağladı. Anlaşma, 2022 yılında geçerliliğini sürdürüyor.

Rusya'nın 24 Şubat 2022 Perşembe günü Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşın ardından Montrö Boğazlar Sözleşmesi gündeme geldi. Sözleşmeye göre, savaş zamanında Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin savaş gemileri İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı'ndan geçebiliyor. Buna göre savaş halindeki Rusya ve Ukrayna'nın savaş gemileri halihazırda Türk Boğazlarından geçebilirken, NATO ülkelerine ait savaş gemileri Boğazlardan geçemiyor. Ukrayna Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Türkiye'den yardım isteyerek, İstanbul ve Çanakkale Boğazı'nın Ruslara kapatılmasını istedi. Bu konudaki karar, Türkiye'nin inisiyatifinde bulunuyor.

montro1.jpg

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Türkiye'ye İstanbul ve Çanakkale boğazları üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren Montrö Boğazlar Sözleşmesi 20 Temmuz 1936 yılında imzalandı.

Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verdi ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiledi.

Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırladı. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu oldu.

1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçti. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlandı.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ ÖNEMİ

Türkiye, Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin getirdiği kısıtlamalardan dolayı kaygı içindeydi.

Sözleşmenin imzalandığı tarihlerde güncelliğini koruyan silahsızlanma ümitlerine güvenen Türkiye'nin silahlanma yarışının tekrar başlamasıyla duyduğu huzursuzluk giderek artırdı. Türkiye, bu rahatsızlığını ve Boğazlar'ın statüsünde değişiklik yapılması yolundaki teklifini konuyla ilgili imzacı devletlere duyurduğunda farklı kutuplarda yer almaya başlayan bu devletlerin hemen hepsinden ortak bir anlayış gördü.

İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın 23 Temmuz 1936 tarihli bir notasında konu hakkında şu görüşlere yer verildi: "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir."

Boğazların statüsü ve gemilerin geçiş rejimi ile her zaman yakından ilgilenen İngiltere'nin Türkiye'yi desteklemesine paralel olarak Balkan Antantı Daimi Konseyi'nin 4 Mayıs 1936'da Belgrad'da yaptığı toplantıda Türkiye'nin teklifini destekleme kararı alındı.

montro2.jpg

MONTRÖ ANLAŞMASI HANGİ ÜLKELER ARASINDA İMZALANDI?

Türkiye'nin girişimi, Lozan Boğazlar Sözleşmesi'nin diğer akitleri tarafından da kabul edilince boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde toplandı.

2 ay süren toplantılardan sonra 20 Temmuz 1936'da Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan yeni Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin kısıtlanmış hakları iade edildi ve boğazlar bölgesinin egemenliği Türkiye'ye geçti.

Türkiye daha önce Sovyetler Birliği ile yaptığı saldırmazlık antlaşması uyarınca Sovyetler Birliği'nin de desteği aldı. Sözleşme, 9 Kasım 1936'da yürürlüğe girdi ve Milletler Cemiyeti Sözleşme Serisi'ne 11 Kasım 1936'da kaydedildi. 2022 yılı itibarıyla yürürlüktedir.

MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ MADDELERİ

Ticari Gemilerin Geçiş Rejimi

* Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) (sağlık denetimi hariç) olmaksızın boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

* Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

* Savaş zamanında Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla boğazlarda geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler boğazlara gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

* Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin boğazlara gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

montro3.jpg

Savaş Gemilerinin Tâbi Olacağı Yaptırımlar ve Geçiş Rejimi

1. Barış Zamanı

* Karadeniz'e kıyıdaş devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgaha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere boğazlardan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgahlarda onarılmak üzere de boğazlardan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve boğazlardan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

* Savaş gemilerinin boğazlardan geçmesi için, Türk hükümetine diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

* Boğazlardan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15 bin tonu aşmayacaktır.

* Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10 bin ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45 bin tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükûmetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükûmeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

* Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8 bin tonu aşamaz.

* Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

2. Savaş Zamanı

* Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, boğazlarda tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

* Saldırıya uğramış bir devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin boğazlardan geçmesi yasak olacaktır.

* Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

* Savaşan devletlerin savaş gemilerinin boğazlarda herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

* Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

* Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

montro4.jpg

Genel Hükümler

* Boğazlar kayıtsız şartsız Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılacak, tahkimat yapmak hakkı tanınacaktır.

* Türk hükümeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin boğazlardan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.

Fesih Şartları

* Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, 20 yıl sürecektir. Bununla birlikte, sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.

* 20 Temmuz 1956'da sözleşmenin süresi bitmiş, sözleşmeyi imzalayan devletler Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni değiştirmek için girişimlerde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardır.

* Uluslararası Deniz Hukuku kuralları ve fesih şartlarında da belirtildiği gibi gemilerin uğraksız geçiş (transit değildir) hakkı gereği sözleşmenin değişmesi durumunda dahi Türk boğazlarından geçecek hiçbir gemiden zorunlu ücret talep edilemeyecektir.

montro5.jpg

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN