Nihat Hayri Azamat’ın üçüncü şiir kitabı ‘Ten Yükünün Sarhoş Tellalı’ Dergâh Yayınları tarafından yayımlandı. Azamat, seçilmiş okura sesleniyor. Şiirini anlamak için bazı kavramlara, terimlere hatta kişilere aşina olmak gerek. Fâş edilmesi gereken birçok sırrı ve derinliği içinde barındıran şiiri çok katmanlı. Tasavvuftan, Jacques Derrida’ya; hurufilikten, modern şiire kadar birçok göndermeyle dolu. Gelenekten beslenen, onu modernle yoğuran bir ince dil işçiliği…
ŞABAN ÖZDEMİR
Cemal Süreya, “Çağdaş şiir geldi, imgeye dayandı” diyordu. İmgeye sığınıp anlamsızlığı poetik görüşlerine gaye edinerek kenarda kalmış ya da kendi uydurduğu üç beş kelimeyi art arda dizerek, bir iki şekil oyunuyla II. Yeni’den el aldığını iddia eden şairlerin kendisinin bile anlamadığı şiirlerle doldu şiir mecramız. İmgeye dayandığını iddia eden köksüz müteşairlerin yazdığı manzumeler geçer akçe midir, buna zaman denen en adil münekkit karar verecek...
Şiire karşı ben hep ümitliydim. Hiç mi hiç ümidimi kesmedim. Şiirin edebiyat pazarındaki yerini bilenler sanırım benimle aynı düşüncede birleşirler. Şiir hep üvey evlat muamelesi gördü. Meşhur meseldir: Türkiye’de üç kişiden beşi şairdir ama bu şairler bile şiir okumaz. O yüzden şiir kitapları en az satılan kitaplardır. Şiir denince akla ilk gelen II. Yenicilerin bile -Cemal Süreya haricinde hiçbir şairin- yaşarken kendi şiir kitabının ikinci baskısını göremediğini hatırlatayım. Böyle bir ortamda şiir yazmak, şiir yayımlamak hem şair hem yayınevi için bir nevi donkişotluk. O zaman selam olsun tüm donkişotlara.
Şimdilerde bu dar ve tutkulu şiir okuyucusunun karşısına Nihat Hayri Azamat, üçüncü şiir kitabıyla çıktı: “Ten Yükünün Sarhoş Tellalı.” Kitap, Dergâh Yayınları tarafından yayımlandı. Azamat, bu dar kitlenin içinde daha da dar bir seçilmiş okura sesleniyor. Onun şiirini anlamak, şiirin dünyasına girmek için bazı kavramlara, terimlere hatta kişilere aşina olmak gerek. Azamat’ın şiirleri fâş edilmesi gereken birçok sırrı ve derinliği içinde barındırıyor. Şiiri çok katmanlı. Okurunu hazırlıklı olmaya davet eden bir şiir Azamat’ın şiiiri. Tasavvuftan, Jacques Derrida’ya; hurufilikten, modern şiire kadar birçok göndermeyle dolu.
Gelenekten beslenen, onu modernle yoğuran bir ince dil işçiliği… Azamat şiiri her şeyden önce ruhunda duymuş biri. Postmodern bir derviş gibi şiir vadisinde seyr-i sülûkunda. “Şiirin bir kutsal ülke olduğunu kabul edip o ülkeye gitmeye, o ülkeyi bulmaya çalışıyor” Azamat. Bu yolculuğunda okuru da peşinden gelmeye davet ediyor.
Sözcükleri damıtıyor Azamat. Şiirin yazmaktan çok eksiltme işi olduğunun farkında. Özellikle Haikularında başka bir derinlik buldum ben. Haydar Ergülen’in dediği gibi “Türkçe Haiku’ya çok yakışıyor.” Azamat’ın elinde başka türlü bir azameti var Haikuların. Sarsıcı, çarpıcı… Şiir kısaldıkça, anlam yoğunlaşıyor, katmanlaşıyor Haikularda. Üç beş sözcükle böyle derinleşen bir şiir yazmak da doğrusu herkesin harcı değil. Bihakkın başarıyor bunu Azamat.
“Hem yunusdur hem fuzûlîdir bizim üstâdımız” diyerek el aldığı kaynağı da belirtiyor Azamat. Yunus derinliğinde, Fuzûlî sesinde bir şiir ‘Ten Yükünün Sarhoş Tellalı’.
Tasavvufla derin bağlar içinde bu şiirler… ‘Ten Yükünün Sarhoş Tellalı’, bence ‘künfe yekûn’un başka bir meali. İncelmiş bir ruhun sızıntıları, sızıları, görüşleri, duyuşları…
Kitabı okuduğunuzda Azamat’ın klasik şiirimize ve onun kültürüne ne kadar vâkıf olduğunu da göreceksiniz. Hâsılı şu karanlık günlerde bana bir inşirah verdi bu kitap… Tavsiyem şu ki naz ehli Nihânî’nin şiirlerini ziyaret edin.
ŞİİR YOLCULUĞU 50 YILI AŞTI
Nihat Hayri Azamat, 1955’te İstanbul/Şehremini’nde doğdu. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü (1978) ve İ.Ü Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünden mezun oldu (1983). İ.Ü Merkez Kütüphanesi Yazma Eserler bölümünde kütüphaneci olarak çalıştı (1979-1985). Öğretim görevlisi olarak atandığı Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi tarih bölümünde yüksek lisans ve doktora yaptı. 2013 yılında emekli oldu. Kuruluşundan itibaren Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde (DİA) müellif redaktör ve tasavvuf ilim heyeti sorumlusu olarak görev yaptı. Türk edebiyatı ve tasavvuf tarihine dair maddeler yazdı. Azamat’ın 1974’te Yeni Sanat dergisinde başladığı 50 yılı aşan şiir yolculuğu ‘Fırtınayı Kucaklamak’ (1976) ve ‘Kırklara Karıştı Deniz’den (1996) sonra ‘Ten Yükünün Sarhoş Tellalı’ ile devam ediyor.