SALİHA SULTAN
Edirne Selimiye Camii’nin kubbesine yönelik tartışmalı restorasyon projesi Meclis gündemine taşındı. İYİ Parti, UNESCO yükümlülükleri ve Bilim Kurulu’nun reddine rağmen projenin nasıl onaylandığını hükümete sordu.
KARAR’ın “Mimar Sinan’ın ustalık eserine çırak dokunuşu” başlığıyla gündeme taşıdığı, ardından Bilim Kurulu’nu istifanın eşiğine getiren Selimiye Camii kubbe projesi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşındı. İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a yönelik önergesinde, UNESCO’nun dünya mirası listesinde bulunan Selimiye’nin korunmasına ilişkin yükümlülüklerin ihlal edilip edilmediğini gündeme getirdi.
Selimiye’nin kubbesinde istifa gölgesi
Bilim Kurulu tarafından üç kez reddedilen, ancak Yüksek Kurul’dan onay alarak uygulama aşamasına gelen projede mevcut 18. yüzyıl süslemelerinin kaldırılması, kubbenin beyaza boyanması ve Esma’ül Hüsna madalyonlarının silinmesi öngörülüyordu. Tepkilerin ardından proje durdurulmuş olsa da, Kavuncu “UNESCO sürecinde Türkiye’nin itibarını riske atan adımlar atıldığını” belirterek Bakan Ersoy'a şu soruları yöneltti:

Bilim Kurulu’nun üç kez reddettiği bir proje neden Yüksek Kurul’dan onay alabildi?
UNESCO’ya, Selimiye’de yapılması planlanan bu müdahaleler hakkında bilgi verildi mi?
Proje hangi bilimsel raporlar ve hangi uzman görüşlerine dayandırıldı?
Uygulamanın mali boyutu nedir ve kamu kaynakları nasıl kullanılmaktadır?
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün “Bilim Kurulu”nun işlevi bu karar sürecinde neden yok sayıldı?
Karar'ın haberi ses getirdi: Selimiye’nin kubbesinde çalışmalar durduruldu
UNESCO STATÜSÜ TEHLİKEDE
Uzmanlara göre Selimiye Camii’nde yapılacak müdahaleler, Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası Komitesi nezdindeki yükümlülüklerini zedeleyebilir. UNESCO’nun miras listesinde yer alan yapılarda, koruma biliminin evrensel ilkelerine aykırı projeler uygulanması, eserin “tehlike altındaki miras” statüsüne alınmasına kadar gidebilecek sonuçlar doğurabiliyor. Tarihsel Çevre ve Yapı Korumacıları Derneği de bu noktaya dikkat çekerek, “Kurul kararları, restitüsyon belgeleri ve UNESCO yükümlülükleri bağlamında mimari mirasa müdahale sınırları yeniden düşünülmelidir” çağrısında bulundu.
