Selimiye Kubbesi skandalı: “Bu iş Selimiye ile bitmez” deyip istifa etti

Selimiye Kubbesi skandalı: “Bu iş Selimiye ile bitmez” deyip istifa etti

Selimiye Kubbesi Skandalı istifa getirdi. Korsan projeyi reddeden Bilim Kurulu’ndaki Prof. Dr. Can Binan istifa etti. Binan, yaşananları KARAR’a değerlendirdi: “Restorasyonda yapı üzerindeki katmanların korunması şarttır ki Selimiye’de koruduğumuz var olan tek katman. Kubbede sonradan yapılmış süslemeleri, yazıları ortadan kaldırmayı hedefleyen bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Bu iş Selimiye ile bitmez, 18’inci yüzyıl sonrası her şeyi silmeye gider. Kültürel mirasımız adına büyük kayıplar olur.”

Mimar Sinan’ın ‘ustalık eserim’ dediği Selimiye Camii’ndeki restorasyon skandalı nedeniyle Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Can Binan istifa etti. Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun korsan projesini reddeden kurulda yer alan Prof. Dr. Binan “Bu iş Selimiye ile bitmez. 18’inci yüzyıl sonrası her şeyi silmeye giden bu anlayış Türkiye’deki kültürel miras adına çok büyük kayıplara neden olur” dedi.

SELİMİYE BİLİM KURULU’NDAN İSTİFA EDEN PROF. DR. CAN BİNAN KARAR’A KONUŞTU: BU İŞ 18. YÜZYIL SONRASI HER ŞEYİ SİLMEYE GİDER!

KARAR sayfalarından duyurduğumuz ve yaklaşık bir aydır fikri takibini yaptığımız ‘Selimiye Kubbesi Skandalı’nda sular durulmuyor. Haberlerimizin ardından kamuoyunda yükselen tepkiler, skandalı bugüne kadar görmezden gelen birçok medya organının da artık gündemi haline getirmiş durumda. Gelinen noktada Edirne İdari Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararı, Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun ‘korsan proje’sinin uygulanmasını şimdilik durdursa da, kubbenin akıbeti hala belirsiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü sessizliğini koruyor, UNESCO Türkiye Milli Komitesi de Dünya Mirası Selimiye Camii hakkında kopan bunca fırtınaya rağmen hiçbir açıklama yapmıyor. Öte yandan, Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun sunduğu projeyi üç kez reddeden, ancak Yüksek Kurul’un onaylamasının ardından bilimsel görüşü hiçe sayılan Selimiye Camisi Restorasyonu Bilim Kurulu’nda yer alan isimlerin de son gelişmeler karşısındaki düşünceleri merak konusu.

‘BAŞINDAN BERİ KURULDAYDIM, ARTIK İSTİFA ETTİM’: Bu merakı gidermek için Selimiye Camisi Restorasyonu Bilim Kurulu’nda yer alan isimlerden biri olan ve kırk yıldan fazla bir süredir mimari koruma alanında eğitim veren Prof. Dr. Can Binan’ı aradım. “Hocam Bilim Kurulu tartışmaları nasıl değerlendiriyor?” diye soracakken, Prof. Dr. Binan kuruldan sözlü olarak istifa ettiği, bugün de resmi olarak ilgililere ileteceği bilgisini verdi. Ardından, restorasyon çalışmasının başından beri Bilim Kurulu’nda olduğunu aktararak, Vakıflar Genel Müdürlüğünün ricasıyla birçok kez mülakat verdiğini, Selimiye’nin restorasyonunda hangi yöntemle nasıl çalışmalar yapılacağını da aktardığını söyledi. Prof. Dr. Binan, tartışmaların odağındaki Selimiye kubbesinin onaylanan ve tartışılan tasarımına dair görüşünü sorduğumda şu cevabı verdi: ”Restorasyon yaparken yapı üzerindeki katmanların korunması şarttır ki Selimiye söz konusu olduğunda şu an koruduğumuz tercih edilmiş bir katman değil, var olan tek katman zaten şu anki katman.” Prof. Dr. Binan, şöyle devam etti: “Koruma dünyasında geçmişte farklı yöntemler de denendi, ‘stilistik rekompozisyon’ denilen yöntem mesela, gelecekteki problemleri önceden anlaşılmış bir yaklaşım xolarak kabul görmedi. Kaldı ki, Selimiye’nin kubbesinin ilk dönem katmanını bugün kimse bilmiyor. Mevcut süsleme 1766’daki büyük İstanbul depreminden sonra yapılmış ve bugüne kadar ulaşmış durumda.”

‘OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA ÜSLUPLAR BİRÇOK KEZ DEĞİŞMİŞTİR’: Prof. Dr. Binan, Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun kubbedeki süslemeleri barok olduğu iddiasıyla silme girişimini hatırlattığımda, şu görüşlerini dile getirdi: “Osmanlı İmparatorluğu’nda üsluplar 18’inci yüzyıldan itibaren birçok kez değişmiştir. 20’nci yüzyıla kadar gelen dönemde bir sürü üslup var ve bu üslupların hepsi Türk mimarlık ve süsleme tarihinin birer parçası. Restorasyonda yapmamız gereken de bunu korumak. Ayrıca bu ilkeyi bilmek için allame-i cihan olmaya gerek yok, koruma dünyasındaki herkes bunu bilir.”

‘PROJE BİZE GELDİĞİNDE BÖYLE RESTORASYON OLMAZ DEDİK’: Prof. Dr. Binan, Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun üç kez reddedilen projesinin Bilim Kurulu’na nasıl geldiğini ve hangi gerekçelerle reddettiklerini sorumu da şöyle yanıtladı: “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yetkililer ‘Bir heyet bir şey hazırladı, sizinle görüşmek istiyorlar’ dediler, biz de tamam dedik ve toplandık. Kerameti kendinden menkul derler o hesapta bir ismi olan kurulla bir araya geldik. Önümüze proje olarak da gelmedi, ellerinde şimdi ortalarda dolaşan o beyaza boyalı kubbe tasarımı falan vardı. Bir baktık kubbedeki bütün süslemeleri, sonradan yazılmış bütün hat yazılarını ortadan kaldırmayı hedefleyen bir yaklaşım ortaya koyuyorlar. Bilim Kurulu olarak hepimiz böyle restorasyon olmaz dedik ve uygun olmadığını söyledik. Çünkü koruma alanı ile ilişkisi olmayan, birden bire Türkiye’de Süleymaniye dahil bugüne kadar bütün yapıların restorasyon sırasında asli haline döndürülmediğini iddia eden bir kurul. Ki bu anlayışla, bu iş Selimiye ile bitmez. 18’inci yüzyıl sonrası her şeyi silmeye giden bir anlayış bu. Çok hatalı bir bakış açısı, tarihsel olarak bakınca bir bölümü öne çıkarıp gerisini yok sayan bu bakış açısını ciddiye almak Türkiye’deki kültürel miras adına çok büyük kayıplara neden olur.” Binan, şöyle devam etti: “Selimiye’nin kubbesindeki süslemeleri ve yazıları o bakış açısı ile değiştirmek o kadar tartışmalı bir konu ki, 16’ncı yüzyılı ne kadar iyi bildiğinizi iddia ederseniz edin her zaman farklı bir seçenek karşınıza çıkacaktır. Bu daha önce Batı’da da tartışılmış ve problemleri ortaya çıkmış afaki bir yaklaşım biçimi.”

‘BASKILARIN ARDINDAN YEREL KURUL DA ONAYLADI’: Prof. Dr. Binan, Bilim Kurulu’nun bu görüşlerine rağmen, projenin Yüksek Kurul tarafından onaylandığını öğrendiklerini söyleyerek, devamında şunları aktardı: “Bilim Kurulu olarak uygun bulduğumuz projenin de iptal edildiğini öğrendik. İlk olarak tabii konuyu üyesi olduğum ICOMOS Türkiye Milli Komitesi’ne aktardım, onlar da bir bildirge yayınladılar bildiğiniz gibi, o bildirge Yüksek Kurul tarafından onaylanan söz konusu projenin uygulanma sürecini biraz durdurdu. Sonra ne olduysa, sanırım çeşitli baskılarla yerel kurul yani Edirne Bölge Kurulu da söz konusu projeyi onaylamak zorunda kaldı. O esnada halbuki Bilim Kurulu olarak onayladığımız projenin uygulaması bitmişti ve iskele sökülmek üzereydi.” Prof. Dr. Binan, sonraki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Sizin haberlerinizin de devreye girmesiyle olay tabii Türkiye’de infial yarattı, çünkü mimari koruma alanında çalışan birçok insan bunun arkasından neler geleceğini, nasıl yanlışlara imza atılabileceğini çok iyi görüyor.”

‘MİMARİ KORUMA EĞİTİMİNİN ÇERÇEVESİ RAYDAN ÇIKAR’

Prof. Dr. Binan’a Selimiye kubbesi skandalı sürecinde bir bilim insanı olarak neler hissettiğini de sordum. Ömrünü tarihi yapıları korumaya adayan Prof. Dr. Binan’ın bu soruma verdiği şu cevap, yaşananların mimari koruma kültürümüzde gelecekte meydana getirebileceği risklere de dikkat çekiyor: “Süreç beni birincisi çok üzdü. Bu üzülmenin ötesinde, Türkiye’de koruma alanının birtakım uydurma kavramlarla, subjektif bakış açılarıyla dağılmaya başladığını gördüm. Bu durum beni çok rahatsız etti. Üstelik söz konusu kuruldan biri yüksek lisans eğitimi görmüş bir isim, en azından onun bu katmanların korunması gerektiğini çok iyi bilmesi lazımdı... Her restorasyonun ufak tefek hataları olabilir ama bu bilerek ve isteyerek belirli bir dönemi külliyen yok sayarak, dünya mirası listesindeki yapılardan biri olan Selimiye’de uygulama isteği ve insiyatifi çok kötü. Bu insiyatif son otuz yılda karşılaştığım en büyük problemlerinden biri, hiç bu kadarını görmemiştim. Yanlış yapılaşmadan, bir restorasyonu kötü yapmaktan çok daha vahim bir durum şu anki. Ayrıca, bu kurula destek verenlerin yayınlamış oldukları metinlerde de dikkatimi çeken önemli bir konu daha var. Hepsi maalesef koruma kavramını ve kavramsal çerçevesini çarpıtarak yazılmış metinler. Bu metinler genç kuşakların kültürel koruma korusunda ayarlarını bozabilecek söylemler. Bir kavramı kötü kullanabilirsiniz, yanlış yorumlar yapabilirsiniz ama o argümanları kullanarak tamamen tersini savunamazsınız. Bu da çok vahim bir yönü bence meselenin. Bunu da, mimari koruma eğitiminin çerçevesini rayından çıkarabilecek ve çıkarmayı hedefleyen tehlikeli bir yaklaşım olarak görüyorum.”

‘SÜSLEMEYİ TAMAMEN KAZIYIP, KALDIRMAKTAN BAHSETTİLER’

Selimiye Tahkik ve Tetkik Kurulu’nun Yüksek Kurul’a onaylattıkları projeyi, Selimiye’nin kubbesini kazıyarak uygulama girişimi de meselenin tartışılan diğer bir boyutu. Restorasyon dilinde silme işlemi geri dönüşü mümkün kılarken, kazıma yüzeyin tarihini tamamen ortadan kaldırıyor. Prof. Dr. Binan, bu konudaki görüşlerini de şöyle aktardı: “Evet, Bilim Kurulumuza geldiklerinde, bize düşüncelerini anlattıklarında kubbedeki mevcut süslemeyi tamamen kazıyıp, kaldırmaktan bahsettiler. Daha sonra üzerini sıva ile örtelim tartışması da olduğunu duydum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, yapmış oldukları ya da düşündükleri yeni süsleme kubbede hiçbir zaman var olmayan, tamamen uydurulmuş bir şey.”

YORUMLAR (3)
3 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN