Ses kraliçesinin ‘Mâkber’ine Eda Karaytuğ hançeresi

Ses kraliçesinin ‘Mâkber’ine Eda Karaytuğ hançeresi

Türk sanat müziğinin güçlü sesi Hamiyet Yüceses’in vefatının 26’ncı yılında ‘Makber’ şarkısını seslendiren Eda Karaytuğ: “Yüceses’in hayatını araştırdığımda kendime çok yakın bulmuştum. Gençken ben de onun gibi Hafız Burhan’dan dinlediğim Makber’i okumayı tercih etmiştim. İçimden geldi, stüdyoya gidip ‘Makber’i kendim dem sesi üzerine enstrümansız okudum. Salt kendi duygu yoğunluğumu katmak istedim."

SALİHA SULTAN

10 Temmuz, Türk sanat müziğinin güçlü sesi Hamiyet Yüceses’in vefatının 26’ncı yılı. 1932’de bir yarışmada ‘ses kraliçesi’ seçilmesinin ardından söylediği her şarkıda Türk sanat müziğine can veren Yüceses, kendinden sonra gelen müzisyenlerin de icra tarzını etkileyen, bu etkisinin musikimizde bugün hala hissettiğimiz büyük bir yorumcu olarak hafızamızda. 1950’li yıllardaki gazino furyasının da tartışmasız yıldızı olan sanatçı, sesinin gücünü o yıllarda esas bu mekanlarda duyurur izleyiciye. Kalabalık saz grupları kullanmaz, sesine güvenerek çıkar halkın karşısına. Sahnelerde, ekranlarda, radyolarda ve plaklarda ‘Bakmıyor Çeşm-i Siyah’tan, ‘Ormancı’ya ustalıkla seslendirdiği birçok eser ile milyonların gönlüne taht kuran sanatçının adı anıldığında bugün hala ilk aklımıza gelen şarkı ise elbette ‘Makber’. Şair Abdülhak Hamid Tarhan’ın, vefat eden eşi Fatma Hanım’ın ardından yazdığı ‘Makber’ Yüceses’e ise annesinin vasiyetidir. Yüceses’i 1996’da ebedi aleme uğurladıktan sonra ‘Makber’ onlarca sanatçı tarafından seslendirildi. Repertuarında Yüceses’in seslendirdiği eserlere sıkça yer veren Eda Karaytuğ da bu sanatçılardan biri. Karaytuğ, Yüceses’in vefat yıl dönümü nedeniyle ‘Makber’i bu kez çıplak sesle, Yüceses’in hatırasına yakışır bir şekilde enstürmansız icra etti. Sanatçının nağmesini de hançeresini de esirgemediği ‘Makber’ icrası ‘youtube.com/watch?v=Dgr5tuNGCtY’ adresinde dinleyicilerini bekliyor. Seslendirdiği şarkıyla Yüceses’i bizlere yeniden hatırlatan Karaytuğ ile KARAR okurları için sanatçıyı ve ‘Makber’i konuştuk.

34

Eda hanım, neden Hamiyet Yüceses’i anmak için ‘Makber’i seslendirmeyi tercih ettiniz? sizin de ‘Makber’ ile ilgili bir hikayeniz mi var?

Evet, bende yetişkinlik çağına yeni girdiğimde yaşadığım bir anım var. Kız kardeşimin düğünündeydik. Tüm aile dostlarımızın, akrabalarımızın bulunduğu bu ortamda sesim güzel diye sahneye davet edildim. Sahnede ‘Makber’i seslendirdim. Tabi abilerim, yakınlarım benim genç yaşta ve henüz bir ses eğitimi almadığım halde bu kadar zor bir eseri seslendirmem ve bu eseri seçmem konusunda hayrete düştüler. O yaşta bir genç insandan daha güncel eserler beklenirken ben aynı Hamiyet Hanım gibi Hafız Burhan’dan dinlediğim Makber’i okumayı tercih etmiştim.

Hamiyet Yüceses de ilk olarak küçük yaşta Hafız Burhan’dan dinlemiş eseri… Yakın bir hayat hikayesi… Sanatçıda kendinize yakın bulduğunuz başka özellikler var mı?

Evet. Hamiyet Yüceses hanımın hayatını araştırdığımda kendime çok yakın bulmuştum ben de. Kendime yakın bulduğum bir başka konu da okumayı sevdiğim eserler hakkında oldu. Kendisinin bir röportajında ona hangi eserleri okumayı sevdiği soruluyor. Rahmetli Hamiyet Hanım da klasik ve icrası zor eserleri sevdiğini söyleyip kendi beğendiklerini sayıyor. Ben de sanat hayatım süresince hep hançere isteyen ve icrası zor eserlerde kendimi daha bulduğumu fark ediyorum. Bu yönden de kendisini model aldığımı düşünüyorum.

Eser seçiminiz bunu gösteriyor zaten bize. Repertuarınızda Hamiyet Yüceses’ten seslendirdiğiniz başka eserler var mı?

Bakmıyor Çeşm-i Siyah Feryade ve gazeli benim kendisinden etkilenerek repertuarıma aldığım ve ondan geçtiğim bir eserdir. Her konserimde yer vermeye çalıştığım ve duygusunu hissettiğim bir klasik. Hakikaten on yıllarca kendisinden istek almış ve gazel formunu Türk dinleyicisine sevdiren çok önemli bir eser ve çok önemli bir icradır. Bu eseri sahne aldığı yerlerde icra ettiği zaman Taksim’den söylediğinde Kasımpaşa’dan duyulduğu ve hayatın durduğu hatıralarında anlatılıyor.

‘Makber’i sanatçının ölüm yıldönümünde enstrümansız okumayı tercih etmişsiniz. Neden?

Evet enstrümansız oldu. İçimden geldi, stüdyoya gidip kendim dem sesi üzerine okudum. Salt kendi duygu yoğunluğumu katmak istedim. Hamiyet Hanım’ın ölüm yıldönümünde annesinin de kendisine olan bir vasiyeti yerine getirmek ve 26’ncı yılında ölüm yıldönümünde kendisini böyle yad etmek istedim. Güftenin müthiş etkileyiciliği ve Hamiyet Hanım’ın hatırası birleşti. Hamiyet Yüceses ses kraliçesi olduğu kadar gönüllerimizin de kraliçesi olmayı başarmış bir isim, nur içinde yatsın, ruhu şad olsun.

35

AKASYA AĞACINDA ŞARKI SÖYLEYEN O KIZ

Hamiyet Yüceses’in sanat hayatına damgasını vuran ‘Makber’ eseri annesinden bir vasiyet. “Ben öldüğüm zaman Makber’i söyle benim için... Benim ruhum seni dinler yavrum..” Yüceses; annesinden kendisine iletilen bu vasiyet ile bu eseri duygulu bir şekilde seslendirmiş ve sahnede her zaman icra etmiş. Sanatçı bir TRT Röportajında, daha 11 yaşındayken ilk sahneye çıktığında Makber’i gazel eşliğinde okuduğunu ifade ediyor ve şarkıyla tanışmasını şu sözlerle aktarıyor: Hafız Burhan’dan bu tutkuyu aldım efendim. Kendilerini pek severdim. Küçük çocuktum. Bir gün sedirin üstünde uyurken, baktım ‘Makber’ diye bir şarkı söyleniyor. Camdan başımı uzattım. Cam kapalıymış. Kırıldı, boynuma geçti fakat ben oralı değilim. O güzel sesi, şarkıyı dinliyorum. Annem koştu içeri geldi, “Eyvah yavrumun yüzü gözü kesildi” dedi. “Bir şey olmadı anne” dedim. Annemden hemen 100 para aldım. Gittim, o ilanı aldım ve “Amca bir daha okur musunuz?” dedim. Okuttum ve öğrendim. Ben bu şarkıyı Akasya ağacında okuyordum. Herkes gelip beni dinliyordu. Burada başladı benim tutkum.”

ŞAİRİN EŞİNE YAZDIĞI ESERİ O DA ŞEHİT EŞİ İÇİN SESLENDİRDİ

Türk edebiyatında ‘Şair-i Âzam’ olarak anılan Abdülhak Hamid Tarhan, deniz üzerinden yapılan bir Lübnan yolculuğunda vefat eden verem hastası eşi Fatma Hanım’ın ardından yasa boğulur. 6 ay boyunca karanlık bir bodrum katında yaşar. 6 ay sonra, 1873’te o bodrum katından çıktığında Gülhane Parkı’na gidip ahaliye ‘Makber’ şiirini okur. Şiiri duyanlar lâl olur, gözyaşlarına boğulur. 1907’de Melahat Pars’ın kuzeni Mehmet Baha Efendi (Pars) ise şiiri besteler. Hafız Burhan da 1927’de eseri seslendirerek, bir plak kaydeder. Hamiyet Yüceses’in ‘Makber’i ayrıca şehit eşi için de söylediği de bilinir. Eşi, 2. Dünya Savaşı tüm hızıyla sürerken, 14 Temmuz 1942’de, Karadeniz’de seyir halinde olan Atılay denizaltısına bir mayın çarpmasıyla şehit olan 39 denizaltıcımız arasında yer alan, telsiz astsubay Fethi Yüceses’tir.

YORUMLAR (4)
4 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN