Temel Hazıroğlu, Sezai Karakoç'un hayatını anlattı

Temel Hazıroğlu, Sezai Karakoç'un hayatını anlattı

Edebiyat ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden Sezai Karakoç, vefatının dördüncü yılında anılıyor. Temel Hazıroğlu, Karakoç’un “diriliş” düşüncesiyle İslam düşüncesini çağdaş dünyaya taşımaya çalıştığını belirtti. Karakoç’un yaşam tarzıyla da örnek olduğunu vurgulayan Hazıroğlu, onun düşüncelerinin tarihi inkâr etmeyen, yenilenmeye açık bir çizgi taşıdığını söyledi. Hazıroğlu, “Mona Roza” şiirinin, İslam karşıtlığına edebi bir yanıt olduğunu belirtti.

Edebiyat ve düşünce dünyasının önemli isimlerinden şair, yazar ve fikir adamı Sezai Karakoç, vefatının dördüncü yılında çeşitli etkinliklerle ve dualarla anılıyor. Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Danışma Kurulu Üyesi yazar Temel Hazıroğlu, Karakoç’la geçirdiği son yirmi yıla dayanan hatıralarını ve onun düşünce dünyasını Anadolu Ajansı’na anlattı.

Karakoç’un çağın en önemli düşünürlerinden biri olduğunu ifade eden Hazıroğlu, özellikle İslam düşüncesinin yeniden yapılanmasını “diriliş” kavramı üzerinden inşa etmeye çalıştığını söyledi. Hazıroğlu’na göre Karakoç, diriliş fikrini yalnızca teorik bir öneri olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak benimsedi ve bu düşünceyle hem bireysel hem de toplumsal düzeyde dönüşüm hedefledi.

Hazıroğlu, Karakoç’un Cumhuriyet döneminde karşılaştığı zorlukları aşma çabasında tarihle yüzleşmeyi, İslam düşüncesini yenileyip bu çağa taşıyarak hem Türkiye’nin hem de İslam dünyasının daha özgür ve bağımsız bir geleceğe yönelmesini amaçladığını vurguladı. Son yıllarında siyasi adımlar da atan Karakoç’un, düşünsel mirasının yaşatılması gerektiğini belirten Hazıroğlu, onun yaşam tarzının da fikirleri kadar öğretici olduğunu kaydetti.

“ASIL MİSYONUM DÜŞÜNCE ADAMLIĞI”

Karakoç’un edebiyat çevrelerinde daha çok şair kimliğiyle tanınmasına rağmen asıl misyonunun düşünürlük olduğunu sıkça dile getirdiğini aktaran Hazıroğlu, onun İslam medeniyetine dair özgün bir tez geliştirdiğini ifade etti. Karakoç’un düşüncesinin tarihsel, sosyolojik ya da radikal bir kopuş üzerine değil, mevcut geleneği yeniden yorumlama esasına dayandığını vurgulayan Hazıroğlu, onun “Bizim tezimiz medeniyet tezidir. Bu, hakikat medeniyeti, İslam medeniyetidir” şeklindeki sözlerini hatırlattı.

Karakoç’un geleneğe mutlak bir kopuş ya da reddiye ile değil, onun içinden yeni bir halka oluşturma anlayışıyla yaklaştığını belirten Hazıroğlu, bu yönüyle İslam düşüncesine fıtrat merkezli bir katkı sunduğunu söyledi.

“MONA ROZA, KÜLTÜREL BİR YANIT OLARAK YAZILDI”

Hazıroğlu, Karakoç’un en çok bilinen şiiri olan “Mona Roza”ya da değinerek, bu şiirin çoğunlukla romantik bir metin olarak algılandığını, oysa Karakoç’un temel amacının daha derin bir mesaj olduğunu ifade etti. 1950’li yıllarda sol çevrelerin gül metaforunu aşağılayıcı biçimde kullanmasına karşılık Karakoç’un edebi bir cevap üretme amacıyla bu şiiri kaleme aldığını aktaran Hazıroğlu, Karakoç’un hem manevi bir yükselişi hem de İslam karşıtı kültürel söylemlere bir karşı duruşu ifade ettiğini söyledi. Şiirin zamanla sol çevrelerde de benimsendiğini ve gençler arasında yaygınlaştığını belirten Hazıroğlu, Karakoç’un bu şiirle kendi deyimiyle “vazifesini yerine getirdiğini” kaydetti.

“DİRİLİŞ, BİR DİRENİŞ DEĞİL; YENİDEN DOĞUŞ”

Karakoç’un şiirlerinin de düşünceleri gibi belirgin bir kavramsal omurgaya sahip olduğunu ifade eden Hazıroğlu, “Ana kelimesi diriliştir. Bir şeye karşı olmaktan değil, kendi hakikatimizi yeniden diriltmekten söz eder” değerlendirmesinde bulundu. Karakoç’un birleşik bir İslam devleti idealini savunduğunu ve bu düşünce çerçevesinde çağın sorunlarına çözüm aradığını belirten Hazıroğlu, Karakoç’un mirasının günümüz Filistin meselesi gibi insanlık dramlarına da ışık tutacak bir düşünsel zemin sunduğunu ifade etti.

“İSLAM DÜŞÜNCESİ İÇİN TEMEL TAŞLAR KARAKOÇ’TA MEVCUT”

Karakoç’un düşüncesinin sadece Türkiye için değil, bütün insanlık için bir çıkış yolu sunduğunu vurgulayan Hazıroğlu, gelecek nesillerin bu düşünce sistematiğini yenileyerek ve geliştirerek taşıması gerektiğini söyledi. İslam dünyasının içinde bulunduğu sessizliğe karşı, Batı’daki halkların vicdan hareketleriyle ortaya çıkan dayanışmanın önemine dikkat çeken Hazıroğlu, “Diriliş düşüncesi, eğer bir insanlık sıçraması yapılacaksa, bunun altyapısını sunuyor. Aydınlar ve entelektüeller bu düşünceyle hareket ederse yeni bir medeniyet çağrısı mümkün olabilir” dedi.

Hazıroğlu son olarak, Sezai Karakoç’un düşünce damarının gelecekte etkili olacak bir İslam düşüncesinin temelini oluşturduğunu ve onun fikirlerinin insanlığa yön verecek bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN