Türkiye maârif tarihinin ilk saha araştırması

Türkiye maârif tarihinin  ilk saha araştırması

Prof. Dr. Nevzat Topal’ın yayıma hazırladığı, ilk baskısı 1928’de yapılan Hasan Hüsnü Bey’in ‘Hasan Dağı’nda İlmî Cevelân’ eseri Kömen Yayınları tarafından okura sunuldu. Aksaray’ı esâs alan ilk müstakil çalışmalardan biri olarak öne çıkan eser, Türkiye maârif târihinde bir orta mektebin öğretmenleri ve öğrencileri tarafından yapılan ilk saha araştırmasının da kaydını tutuyor.

TANER AY | KARAR

Prof. Dr. Nevzat Topal’ın ‘Bir Cumhûriyet Aydını Muallim Sapancalı Hasan Hüsnü’ eserini okuduktan sonra, Hasan Hüsnü Bey’in (Savaşçın) eserlerini merâk etmiş ve bunu kızı Gülper Hanım’a (Refiğ) söylemiştim. Bunun üzerine kıymetli dostumuz bana hemen pederinin ‘Hasan Dağı’nda İlmî Cevelân’ ile ‘Karamanoğulları, Hayât ve Vakâyi’ Tarihiyyeleri’ isimli eserlerini gönderdi. Prof. Dr. Topal’ın yayına hazırladığı ‘Hasan Dağı’nda İlmî Cevelân’ isimli nefis eseri gelir gelmez okudum.

İlk baskısı 1928’de yapılan bu eser, gerek Aksaray’ı esâs alan ilk müstakil çalışmalardan biri olduğu için, gerekse de Türkiye Maârif târihinde bir orta mektebin öğretmenleri ve öğrencileri tarafından yapılan ilk saha araştırmasının kaydı olduğu için çok önemlidir. Ama, Hasan Hüsnü Bey’in eseri asla ‘kuru bir târih’ çalışması değil, o yılların gerçeklerini de sık sık ironik bir dille okuruna aktarmaktadır. Örneğin, on günlük ilmî araştırma sırasında bazı öğrencilerin fakir arkadaşlarına ya hiç tevziat yapmadığını veya pek cüzi bir masraf tahmil ettiğini belirtirken, bunun ‘ecdâttan mevrûs haslet’ olduğunu açıklıyor. Karkın köyündeki gözlemiyse çok ilginç.

Muhtar odasında birkaç ‘Neosalvarsan’ ilacı kutusu görüp nedenini araştırdıklarında, ilacı köyde hemen herkesin kullandığını anlıyorlar. Bu da Karkın köylüsünün 1928’de frengiden kırıldığı anlamına geliyor. Aksaray Orta Mektebi, 6 öğretmen, 55 öğrenci ve 5 hariçten iştirakçiyle, 7 Haziran 1928 günü yola çıkıyor. Lale Bağları, Karkın, Helvadere, Kara Harili veya Karaağıllı tarikiyle yola çıkıp, Hasan Dağı’na tırmanıyor, oradan da Viranşehir, Helvadere, Ihlara, Ilısu, Galveri, Ziga, Yaprakhisar ve Selimiye tarikiyle Aksaray’a dönüyorlar. Hasan Hüsnü Bey’in isimleri geçen yerlere ilişkin gözlemleri müthiş. Merâkımdan W.M.Ramsay’ın ‘Anadolu’nun Târihî Coğrafyası’ ve Charles Texier’nin ‘Küçük Asya’ eserlerine de baktım.

Sizler de mukayeseli bir okuma yaparsanız eserin ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınızdır. Bu geziye mektebin kız öğrencilerinden biri dışında hepsinin katılmasıysa çok değerli bir ayrıntı. Hasan Hüsnü Bey, bunu, "Kızlarını mektebe veren babalar, Cumhûriyet’e ve onun metin mekteblerine imân eden, bâtıl taassubu hatırına bile getirmeyen kimselerdi" şeklinde açıklıyor. Hasan Hüsnü Bey gibi Cumhûriyet’in kurucu neslinden bütün öğretmenleri rahmetle anarken, Prof. Dr. Topal’a da ayrıca teşekkürü borç bilmeliyiz. ‘Aydın’ denen mahlûkattan bazı zevâtın ‘Homo Kemalismus’ gibi zırva kavramlarla Cumhûriyet’in eğitim neferâtına utanmadan saldırdığı şu günlerde, onlara en iyi yanıt Topal gibi araştırmacı eğitimcilerden geliyor...

GRAMOFON EŞLİĞİNDE DERS VEREN 'HÜSNÜ BEY'

Kitapta yer alan Aksaray Orta Mektebi ekibi, Hasan Dağı’na tırmanmakla dersleri aksatmıyor, eğitime görerek ve inceleyerek devâm ediyorlar. Hasan Dağı’nın zirvesinde çaylarını içerlerken gramofon çalmalarıysa sanki bir Fellini filmi karesi gibi. Aysel Özakın’ın ‘Gurbet Yavrum’ isimli romanındaki ‘gramofon eşliğinde öğrencilere dans dersleri veren’ Hüsnü Bey’in Hasan Dağı’ndaki Hüsnü Bey olduğunu da Prof. Dr. Topal’ın ‘Bir Cumhûriyet Aydını Muallim Sapancalı Hasan Hüsnü’ eserinden öğrenmiştim.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN