Puşkin aristokrat kökenli değildi

Puşkin aristokrat kökenli değildi

Modern Rus edebiyatının kurucusu şair ve yazar Aleksandr Puşkin'in aristokrat kökenli olduğu yazılır. Doğru değildir. Çünkü ataları, 1722'deki 'Rütbeler Cetveli' ile soylu sınıfa dâhil edilen Dvoryan zümresindendi. Dvoryan zümresi, asker veya sivil olarak devlet hizmetine giren ve hizmetleri süresince kendilerine kullanmaları için birer 'hizmet yurtluğu' tahsîs edilen bir topluluğu tanımlıyordu.

TANER AY | KARAR

Puşkin'in aristokrat kökenli olduğu yazılır. Doğru değildir. Çünkü, Puşkin'in ataları, 1722'deki ‘Rütbeler Cetveli’ ile soylu sınıfa dâhil edilen Dvoryan zümresindendi. Asker veya sivil olarak devlet hizmetine giren ve hizmetleri süresince kendilerine kullanmaları için birer ‘hizmet yurtluğu’ tahsîs edilen zümreyi tanımlayan Dvoryan, yasal düzenlemelerle, 18'inci yüzyıldan itibâren anlam değişikliğine uğramıştır. Önce, 1714'de, bir fermanla ‘hizmet yurtluğu’ ile ‘verâset yoluyla geçen arâzî’ arasındaki farklılık ortadan kaldırılmış, hizmetlilerin, kendilerine hizmetleri süresince tahsîs edilen toprağın mülk sâhibi olmaları sağlanmıştır.

Ardından da 1722'de, subayları ve sivil hizmetlileri 8'inci sıradan başlayarak soyluluğa geçiren bir ‘Rütbeler Cetveli’ hazırlanmıştır. Soylulaştırılan Dvoryan zümresinden herkes 1762'de hizmet yükümlülüğünden muaf tutulmuş, 1785'de ise bu zümrenin ayrıcalıkları kanunlaştırılmıştır. ‘Doğumla soylu’ olanlara nazaran sayısal üstünlükleri ve devlet hizmetinde bulunmaları nedenleriyle, Dvoryan zümresi, hızla sınıf tipinde bir statokrasiyi oluşturmuştu. Statokrasi de Çarlık Rusyası'na 18'inci yüzyıldan itibâren ‘Dvoryan Monarşisi’ görünümünü kazandırdı. Bu nedenle, Émile Haumant, Çarlık Rusyası'nda ‘doğumla soylu’ olanların bile Dvoryan zümresi kadar ‘soylu’ olmadığını yazacaktır.

Puşkin'in atalarının entelijensiya mensûbu olmaları, Dvoryan zümresinden olmalarından çok daha önemlidir. ‘Intellectual’ ile ‘intelligent’ aynı anlamlarda değildirler. Çünkü, ‘intellectual’ kavramının ahlâkla ve ideolojiyle bir bağlantısı yoktur. ‘Intelligent’ ise, bizdeki münevver anlamındadır. Doğrudan ahlâk ve ideolojiyle bağlantılıdır. Rusya'daki entelijensiya mensûbları da, ‘intellectual’ bireyler değil, ‘intelligent’ bireylerdi. Çarlık Rusyası'ndaki entelijensiya, edebiyat kaynaklı düşünceleri paylaşarak biraraya gelen târihî ve kültürel bir zümreydi. I. Petro'nun reformlarından doğan bu entelijensiya, monarşiye karşı Batı'nın politik ülkülerini savunurken, sınıfsal değil, kültürel bir muhâlefeti yürütüyordu. İlk teorisyeni Çaadeyev'dir. Rusya'daki Batıcı düşünceler Çaadeyev ile başlar. Belinski'den, Gogol'dan, Çernişevski'den, Dostoyevski'den, Mortov'dan, Lenin'den, Troçki'den, Buharin'den ve Soljenitsin'den önce bütün sorular Çaadeyev'den gelmiştir. Aynı dönemlerde Rus Edebiyatı'nın da ana teması muhâlefet olmuş, Dostoyevski ve Tolstoy bile muhâlifleşmişlerdir. Bu nedenle, Herzen, Rusya'daki devrimci düşüncelerin târihçesini yazdığında, ortaya çıkan eseri esâsen bir ‘Edebiyat Târihi’ gibi okunmuştur.

BABASI ZENGİR BİR KİTAPLIĞA SAHİPTİ

Entelijensiya için St. Petersburg, 1812 Moskova Yangını'na kadar yaşanması imkânsız bir kentti. Halkı, fermanların, yasakların ve sürgünlerin korkusu içinde yaşıyordu. Çünkü, St. Petersburg, bir kentten ziyâde Büyük Saray'dı. Moskova'daysa, Saray'ın uyandırdığı korkunun uzağında, 18'inci yüzyılın Fransız yaşayış ve düşünüş serbestliğiyle neşeli bir yaşam tarzı hüküm sürüyordu. Bu nedenle Rusya'daki entelijensiya, Moskova'da yaşamayı tercih ediyordu. Moskova'da yaşayan her aydın, Fransızca'yı çok iyi konuşuyordu. Kuleşov da, şâirin çocukken evlerinde yalnızca Fransızca duyduğunu yazar. Henri Troyat'ya göre, Puşkin'in Fransızca'sı sekiz yaşındayken anadilinden daha kusursuzdur. Moskova'daki her aydının evinde mutlaka bir kitâplık bulunuyordu. Bu kitâplıkların en zengini Buturlin'di. Buturlin'in kitaplığında 40 bin kadar cildin bulunduğu söylenmiştir. İlk baskı eserlerden oluşan bu muhteşem kitâplık maalesef 1812'de yanmıştır. Buturlin, Puşkin'in babası Sergey Lvoviç'in akrabasıydı. Sergey Lvoviç de zengin bir kitâplığa sahip biriydi. Puşkin'in kardeşi Lev, babasının kitâplığında yalnızca Fransızca eserlerin bulunduğunu yazmıştır. Puşkin, babasının kitâplığındaki Plutarkhos'u, La Fontaine'i, Moliére'i, Racine'i, Diderot'yu ve Voltaire'i Fransızca'dan okumuştu. Henri Troyat, Puşkin'in on bir yaşına geldiğinde Fransız Edebiyatı'nı ezbere bildiğini yazar.

Rusya'daki entelijensiya uzun yıllar boyunca ‘kast’ benzeri bir kültürel muhâlefeti temsil etmişti. Ama, bu ‘kast’ içinde önce Batıcılar ile Slavcılar ayrılığı yaşandı. Slavcılar başlangıçta Batıcılar gibi liberal bir muhâlefetken, ulusun kültürel köklerine dönme çabalarındaki mantıksız aşırılıkları, ‘Moskova Devleti’ dönemini bile idealleştirmelerine kadar varınca, entelijensiyanın kültürel birliği dışında kaldılar. Ardından da Dekabristler ayrılığı yaşandı. Dekabristler, Rusya'da toprak köleliği düzeninin kaldırılması ve iktidarın değişmesi için eleştiri silâhından silâhlı eleştiriye geçenlerdi. Dekabristler'in farklı bir aydın tipini yarattıkları doğrudur. Ama, başarısız darbe girişimleri entelijensiyaya da büyük zarar vermiştir. Eylemleri, gericiliği ve baskıyı yükseltirken, aydınların büyük kesimi muhâlefetten uzaklaşmıştır. Bunun sonucunda, târihî entelijensiyanın boşluğunu, alt ve orta sınıflardan gelen yarı aydınlar ile işçiler doldurmuştur. 1827 ile 1846 yılları arasında siyâsî mahkûmların yüzde 76'sı soylu sınıflardan iken, 1901 ile 1903 yılları arasında siyâsî mahkûmların yüzde 46.1'ini işçi sınıfından muhâlifler oluşturacaktır.

DEKABRİSTLERİN DARBE GİRİŞİMİ VE SÜRGÜNDEKİ PUŞKİN

Dekabristler'in başarısız darbe girişimi sırasında Puşkin sürgündeydi. Dekabristler hakkında anlatılar Puşkin'i korkutmuştur. Çünkü, Dekabristler'den çok arkadaşı vardı ve örgütlenmelerinden haberdârdı. Yazdığı her şeyi yakar. St. Petersburg'a gidip, I. Nikola'ya kendisinin Dekabrist olmadığını anlatmayı düşünür. Ama, kar yolları kapatmıştır. Ancak 3 Eylül gecesi Pskov'dan bir subay onu Moskova'ya götürmek için gelebilecektir. I. Nikola, Puşkin'e, hükûmete karşı bir şey yazmamak koşuluyla bağışlanabileceğini söyler. Puşkin ise, başı eğik bir durumda, çok uzun zamandan beri hükûmet karşıtı şiirler yazmadığını açıklar. Bunun üzerine, Dekabristler'le, özellikle de Kukhelbecker ile arkadaşlığını sorar. Dekabristler'den bazılarını tanıdığını inkâr etmez ama, onların arasında bulunmadığı için hep Tanrı'ya şükrettiğini ve Kukhelbecker'inse bir deli olduğu ifâde eder. I. Nikola bu yanıta gülümser. Bağışlanmıştır. Puşkin'in sevinçten gözleri dolar. Çar ona bir defa daha babalık yapmıştır.

MONARŞİZİM YANLISI BİR REFORMCU

Dekabristler'den epey arkadaşı olmasına karşın, Puşkin, bir devrimci değildi. Yaşamı boyunca da hep monarşizm yanlısı bir reformcu olmuştur. Çar'ın reformlarla toprak köleliğini kaldırıp düşünce özgürlüğünü getirebileceğine inanıyordu. Kendisini soylu sınıfların yaşam tarzlarına yakın hissediyordu ve çevresinde hep soylu sınıflardan insanlar bulunsun istiyordu.

Şiirlerindeki Puşkin ile Moskova'nın ve St. Petersburg'un gecelerindeki Puşkin çok farklıydı. Sanıldığının aksine, vaktiyle sürgüne gönderilmesinin nedeni de şiirleri değil, Moskova'nın ve St. Petersburg'un gecelerindeki Puşkin'di. Gecelerin Puşkin'i, sefîh, dedikoducu, alaycı, küfürbâz, kavgacı ve kafasına taktığını düelloya davet eden ciddiyetsiz biriydi. Bir seveni yoktur. Cesûr değildi ama, içince herkese karşı yergileriyle aslan kesiliyordu. Henri Troyat'nın da yazdığı gibi, Puşkin her yerde rezâlet çıkarttığı için, herkes ondan kaçıyordu. Sanki başına gelecekleri kendisi istiyor, kendisi hazırlıyordu.

Sefîh yaşamı ve yergileri soylu sınıflardan düşmânlarını çoğaltıyor, onları gecelerin Puşkin'ine karşı birleştiriyordu. Bu sefîh yaşamdan kurtulup iyi şeyler yazabilmesinin yegâne çâresi de Moskova'dan ve St. Petersburg'dan bir ân önce uzaklaşmasıydı. Bu yüzden I. Aleksandr'ın onu sürgüne göndermesini ne kendisi ve ne de başkaları bir cezâ olarak düşünmemiştir. Çünkü, gecelerin Puşkin'inin bir seveni yoksa da, şiirlerinin seveni çoktu. Kendisi bile şiir yazabilmesi için birisinin onu içkili danslı gecelerden uzaklaştırmasını ârzûlamıştı. Çar ise, onu sefîh bir yaşamdan uzaklaştırdığı için, şâir Puşkin'i kendisine karşı hep minnetdâr bırakan bir ‘baba’ olmuştu...

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN