Malazgirt’ten 30 Ağustos’a

Malazgirt zaferinin kutlanması ne kadar doğru ise, 30 Ağustos Büyük Zafer günündeki kutlamaların kısıtlanması da o kadar yanlış.

Elbette virüs sebebiyle kısıtlamalar gerekebilir.

Ama Covid 19 virüsünün bulaşma riski 30 Ağustos kutlamalarında ne kadarsa Malazgirt kutlamalarında Ayasofya’nın açılış töreninde de o kadardır.

Tarihçiler ve herkes tarihin her dönemini tartışabilir ama “devlet”, yani iktidar milli tarihimizin dönemlerinde ayırımcılık yapmaktan sakınmalıdır.

Sadece tarihçiliğin değil, “devletin kamusal tarafsızlığı” ilkesinin gereği budur.

Dahası “milli birlik ve beraberliğin” de gereği budur.

HAİNLER DİZİSİ

Fransız tarihçiler hâlâ Fransız Devrimi’ni akademik düzeyde tartışıyorlar.

Fakat bizdeki düzeyli bir tartışma değil, tarihin bugünkü siyasi kavgalara alet edilmesi!

Bir laboratuvar gibi baktığımızda muazzam tecrübeler, dersler içeren tarihimiz “Ulu Önder”le “Ulu Hakan”ın çarpıştırılmasına indirgendi.

Tarihçi Halil Berktay’ın deyişiyle, siyaset uğruna “tarihin suiistimalinin, kötüye kullanılmasının tam bir örneği”, TRT’deki Payitaht dizisidir. Son derece ihtiyatlı, tedbirli, hatta çekingen denilebilecek bir diplomat olan Abdülhamit, zamanımızdaki “Ey…” politikalarına destek vermek için bu dizide İngiliz Elçisi’ni tokatladı!

Abdülhamid’e itiraz edenler haindi!

Milli Mücadele’nin Doğu Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir Paşa 1924 yılında muhalefet partisi kurduğu için Nutuk’ta “en hain dimağlar” olarak suçlanmıştı… Hikmet Bayur’un 1935’te yayınlanan “Harici Siyaset” kitabında Karabekir’in Doğu Harekatı anlatılıyordu ama Karabekir’in adı yoktu!

Bugün ise Kazım Karabekir’in “tam bir hain” olduğunu yazan muhafazakâr profesörlerimiz var! Karabekir istibdada, saltanata karşı çıktığı için “tam bir hain”miş!

Bize göre hainler, size göre hainler…

Tarihimiz bir hainler dizisi seviyesine düşürüldü.

YUNAN KAZANSAYMIŞ

Hatta “Yunan kazansaydı!” diyenler bile çıktı!

Gazeteci Velid Ebuzziya Bey’in 31 Ağustos 1921 günlü Tevhid-i Efkâr gazetesinde, Yunan işgali altındaki Anadolu topraklarını gösteren şu haritaya bakın:


Yunan kazansaydı; böyle olacaktı!

Dahası, harita yalnız Anadolu’yu gösteriyor; Trakya’nın tamamı da Yunan işgali altındaydı!

Bu haritanın yayınlanmasından tam bir yıl sonra, Büyük Taarruz’la vatan kurtarılacaktır!

Yunanistan Balkan Harbi’nin galibiydi…

Yunanistan Birinci Dünya Savaşı’ndan galipler safında çıkmıştı, arkasında İngiltere vardı.

Onu durduracak gücümüz kalmadığı için böyle Sakarya nehrine kadar işgal etmişti!

Milli Mücadele’de ne muazzam bir işi başarmışız; görüyor musunuz?

KURULUŞ VE KURTULUŞ

Malazgirt vatanımızın kuruluşudur, Milli Mücadele ve onun son harekâtı olan Büyük Zafer, vatanımızın kurtuluşudur.

“Malazgirt zaferini ihmal ettiler” sözü yanlıştır.

Abdülhamit zamanında ve Cumhuriyet’in erken döneminde Malazgirt’in bu misyonu bilinmiyordu.

Bu gerçeği modern tarihçilik akımının öncüleri Fuat Köprülü, Mükrimin Halil Yinanç, Osman Turan, Mehmet Altay Köymen gibi büyük hocalarımız 1940’larda, 1950’lerde ortaya çıkardı; bu bilgi üzerine kutlamalar başladı.

Tarihe komplo teorileriyle değil, laboratuvar gibi bakmalıyız.
Tarihimizin üç ana dönemi, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet “bizim”dir. Her bir dönemin başarıları ve başarısızlıkları, harikaları ve vahametleri vardır.

Ama bugünkü varlığımız, bu bin yıllık tarihimizin eseridir; dönemlerden birini çekin, “biz” kalmayız.

Alparslan'dan Mustafa Kemal'e vatanı kuranlara da kurtaranlara da şükran borcumuz var.

NOT: Milli Mücadele’nin siyasi, diplomatik, iktisadi ve askeri yönleri için benim “Türk’ün Ateşle İmtihanı” adlı kitabıma bakınız.

YORUMLAR (71)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.