Irak’ın 2003’teki ABD işgalinin ardından sığınmacı olarak yaşadığı Ürdün’ün başkenti Amman’dan telefonla CNN’e konuşan Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin'ın kızı Raghad, “Ölümüne ilişkin detaylar çirkin ve acılıydı. Fakat şerefli bir ölümdü” dedi. Raghad ayrıca yeni seçilen ABD Başkanı Trump için çarpıcı ifadeler kullandı...
Irak'ın idam edilen eski lideri Saddam Hüseyin'in kızı, Amerikan CNN televizyonuna röportaj verdi. Babasının 2006'daki ölümünün ardından ilk kez mülakat veren Raghad, Saddam'ın yakalanma anını yansıtan görüntüleri hiçbir zaman izlemediğini söyledi. Raghad, Trump hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Babasının ölümünün kendisine, çocuklarına, kız kardeşlerine ve onların çocuklarına da gurur verdiğini söyleyen Raghad, ülkesinde yaşanan kaosun sorumlusu olarak ABD’yi gösterdi.
48 yaşındaki Raghad, 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a çıkacak olan Cumhuriyetçi Donald Trump’ın seleflerinden farklı olacağını umduğunu da sözlerine ekledi.;
Raghad’ın Trump’la ilgili düşünceleri şöyle: “Bu adam liderliğe henüz geldi. Görünen o ki, bu adam yüksek derecede politik hassasiyete sahip. Bu da, ondan önce gelenden çok farklı olduğunu gösteriyor. Bilhassa Irak mevzuunda diğerlerinin hatalarını ifşa etti. Bu da Irak’ta yapılan hataların ve babama yapılanların farkında olduğu anlamına geliyor.”
Trump, başkanlık kampanyası sırasında Irak işgaline karşı olduğunu savunmuştu. Ancak o yıllarda yaptığı açıklamalarda işgalden yana tutum almıştı.
Saddam Hüseyin’in iyi bir insan olmadığını söyleyen Trump, eski Irak liderinin ‘teröristlerle’ mücadelesini övmüştü.
BAĞDAT’IN İDDİASINI YALANLADI
Siyasete müdahil olmadığını ve Irak’ta hiçbir grup ya da partiyi desteklemediğini söyleyen Raghad, Irak hükümeti tarafından babasının Baas Partisi’ni desteklemekle suçlanıyor. Bağdat Yönetimi, Ürdün’den Raghad’ın iadesini istiyor.
Irak tarafından dinci terör örgütü IŞİD’i desteklemekle de suçlanan Raghad, bu iddiaları kesin bir dille yalanladı: “Tabii ki bu grupla ya da aşırılıkçı hiçbir grupla bağlantım yok. Üstelik ailemin ideolojisiyle o aşırılıkçı gruplarınki arasında hiçbir benzerlik yok. Bunun kanıtı ise, bu gruplar Irak’ta biz ülkeden ayrıldıktan sonra ve egemenliğimiz bittikten sonra güçlendi.”
