Yeni varyant Eris'in koronavirüsün ilk çıktığı zamanlardaki gibi ağır hastalık tablosuna neden olup olmayacağı tüm dünyada merak ediliyor. Prof. Dr. Gamze Varol, yeni varyantta yüksek risk olmadığını ancak yine de hazırlıklı olmamız gerektiğini belirtti. Öte yandan Varol, maske, mesafe, hijyen kurallarına da dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.
İlk kez şubat ayında Endonezya’da görülen koronavirüsün yeni varyantı Eris, Türkiye’de de görüldü. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) izleme kategorisinden gözlem kategorisine aldığı yeni varyant, giderek daha fazla ülkede yaygın şekilde görülmeye başladı. Prof. Dr. Gamze Varol, yeni varyant ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
'AĞIR TABLOYLA KARŞILAŞILMASI BEKLENMİYOR'
Varyantın gözlem altında ve takipte olduğunu belirten Varol, "Kovid-19 ve bununla bağlantılı varyasyonlar, hastalık çıktığından beri söylüyoruz. Çünkü virüs kendi içinde mutasyona uğruyor ve çok farklı belirtiler göstermemekle birlikte başka mutasyonlarla hastalığı yapıyor. Bununla bağlantılı bu mutasyonda da tabi ki Dünya Sağlık Örgütü'nün verileri bize şunu gösteriyor; Kovid ilk çıktığı gibi ağır bir hastalık tablosu beklenmediğini çünkü bununla bağlantılı olarak insanların zaten aşı olduğunu bir şekilde Kovid geçirdiklerini, dolayısıyla bu varyantın etkisinin hastalık ilk çıktığındaki gibi ağır tabloyla karşılaşılmasını beklemediğini söylüyor uzmanlar. Bununla bağlantılı okullar da açılıyor, aşının üzerinden zaman geçti, birtakım mutasyona bağlı aşıdaki etkiler azalabilir. İnsanların bağışıklık sistemi değişebilir ya da daha kapalı ortam, toplu yaşam alanları, sınıflar dediğimizde pandeminin ilk dönemlerindeki kadar yüksek risk beklememekle birlikte yine de hazırlıklı olmak lazım. Maske, mesafe, hijyen kurallarına yine de dikkat etmemiz lazım" dedi.
'GRİP AŞISINI ÖNERİYORUZ'
Yaz aylarının bitmesinin ardından grip mevsimine girildiğini ifade eden Prof. Dr. Varol, "Aslında bu dönem tam da influenza dönemi, yani grip mevsimine giriyoruz. Bu alanda çalışan bilim insanları her yıl özellikle risk altındaki grup için grip aşısı öneriyor. Bizim ülkemizde de 65 yaş üstünde e- Devlet'ten de bu çıkabiliyor. Aşı tanımlanmış olan kişiler, bunu reçete ederek ücretsiz aşılarını alabilirler. Ben öneriyorum.
'GRİP AŞISI OLUP HASTA OLABİLİRİZ'
Şöyle ki influenza çok da masum bir hastalık etkeni değil, altta yatağın kronik hastalığı olan, hipertansiyonu, diyabeti, böbrek yetmezliği, organ hasarı olan, birtakım hastalıkları olan, kanser tedavisi alan kişilerde bağışıklık sisteminin yanıtı her zaman beklediğimiz gibi olmayabiliyor. Ya da bu kişiler hastalık etkeniyle karşılaştığında normal sağlıklı bireyler gibi bağışıklık sistemi çalışmadığı için hastalık daha ağır seyredebiliyor. O yüzden özellikle bu bireylerde öneriyoruz. Bununla bağlantılı maske, mesafe, hijyen kuralı, zaten influenza için de koruyucu olduğunda aslında hem aşı, hem maske kullanımı kışın çok sık rastladığımız influenza bunun dışındaki solunum yoluyla bulaşan hastalıklara karşı da koruyucu olacaktır. Zaten grip aşısını bir önceki dönemde en fazla görülen influenza tiplerini aşıya dönüştürüyorlar. 3 ya da 4 tipi oluyor en ağır hastalığa neden olan grip etkenlerini aşı içine koyuyorlar. Böyle olunca bazen, 'Biz aşı olduk ama yine hasta olduk bir işe yaramıyor' deniliyor. Hayır grip aşısı olup hasta olabiliriz ama ağır grip enfeksiyonu geçirmiyoruz. Bu anlamda oldukça koruyucu ve öneriyorum" diye konuştu.
'HAMİLELER VE ÇOCUKLAR UZMANLA GÖRÜŞEBİLİR'
Prof. Dr. Gamze Varol, grip aşısını özellikle hamilelerin doktorları ile görüştükten sonra yaptırabileceklerini belirterek, "Hamileler ve çocuklar için ilgili uzmanlık dallarıyla görüşebilirler. Şimdi bunlar canlı aşı değil. O yüzden hamileliğin belirli bir ayından sonra eğer hamileler için hekimleri de onay veriyorsa kullanabilirler aşı olabilirler. Çocuklar için de çocuk dozu var. Eğer aşıyı olmada bir kontrol endikasyon yok ise kişiler bedeli karşılığı bu aşıyı olabilirler" dedi.