Ankara'nın eski mahalleleri için son şans! Hangi semtler risk altında?

Ankara'nın eski mahalleleri için son şans! Hangi semtler risk altında?

Eski ve dayanıksız binaların yoğun olduğu şehirlerde kentsel dönüşüm, deprem riski dolayısıyla artık bir tercih olmaktan çıktı ve hayati bir zorunluluk haline geldi. Peki, Ankara'daki riskli yapı stoku ve kentsel dönüşüm süreci hukuki ve teknik açıdan nasıl ilerliyor? İşte detaylar...

Türkiye'nin önemli fay hatları üzerinde bulunması ve eski yapı stokunun risk taşıması, kentsel dönüşümün artık yalnızca bir imar meselesi değil, aynı zamanda hayati bir zorunluluk olduğunu gözler önüne seriyor.

Özellikle Ankara gibi eski ve dayanıksız yapıların yoğun olduğu kentlerde bu durum, can ve mal güvenliği açısından acil çözüm gerektiriyor.

Avukat Emine Aslan, Yeni Ankara'ya yaptığı açıklamalarda, kentsel dönüşüm sürecinin hukuki ve insani boyutlarını ele alarak, vatandaşların bu süreçte dikkat etmesi gereken önemli noktaları vurguluyor.

BETON DEĞİL, İNSAN ODAKLI BİR YAKLAŞIM

Yeni Ankara'dan İpek Necmiye Çakır'ın haberine göre, Av. Emine Aslan, kentsel dönüşümün temel felsefesinin, binaları yenilemenin ötesinde, insanı merkeze alan bir politika olması gerektiğini belirtiyor.

"Mesele sadece bina yenilemek değil, can güvenliğini sağlamak, yaşanabilir şehirler kurmak ve gelecek kuşaklara sağlıklı bir yaşam alanı bırakmaktır" diyen Av. Emine Aslan, bu sürecin sadece fiziksel yapıları değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel dokuyu da koruyarak ilerlemesi gerektiğini savunuyor.

Kentsel dönüşüm, deprem gerçeğiyle yüzleşen Türkiye için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.

Bu nedenle, projelerin sadece ekonomik kazanç ve rant odaklı olmaması, yaşam kalitesini artırmayı hedeflemesi büyük önem taşıyor.

ANKARA'DA RİSKLİ BÖLGELER VE YAPI STOKU

Ankara'da kentsel dönüşüm ihtiyacının en belirgin olduğu bölgeler arasında Yenimahalle, Keçiören ve Altındağ öne çıkıyor.

Aslan, özellikle Yenimahalle'ye bağlı Demetevler semtini örnek göstererek, bitişik nizamla inşa edilmiş ve büyük çoğunluğu 50 yılı aşkın binaların ciddi risk taşıdığını ifade ediyor.

Keçiören'in eski yapı stoku ve yüksek nüfus yoğunluğu da benzer sorunları beraberinde getirirken, Altındağ ise fiziksel sorunların yanı sıra sosyoekonomik koşullar nedeniyle de öncelikli dönüşüm alanlarından biri olarak değerlendiriliyor.

Bu bölgelerdeki dönüşüm projeleri, sadece binaları değil, altyapı, çevre düzenlemesi ve sosyal donatıları da kapsayan bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı.

DÖNÜŞÜM İÇİN İLK ADIM: RİSK TESPİTİ VE BAŞVURU SÜRECİ

Bir binanın kentsel dönüşüm sürecine girebilmesi için atılması gereken ilk ve en önemli adım, riskli yapı tespiti yapılmasıdır.

Av. Emine Aslan, vatandaşların bu tespiti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne bağlı lisanslı kuruluşlara veya doğrudan müdürlüğe başvurarak yaptırması gerektiğini belirtiyor.

Risk tespiti sonucunda binanın riskli olduğu belirlenirse, tapuya şerh düşülerek tahliye ve yıkım süreci başlatılıyor.

Av. Emine Aslan, bu sürecin her aşamasında hukuki destek almanın vatandaşlar açısından hayati olduğunu vurguluyor.

HUKUKİ GÜVENCE VE YASAL DÜZENLEMELER

2023 yılında yapılan yasal düzenleme ile kentsel dönüşüm kararlarında aranan oy birliği şartı ortadan kalktı. Artık yüzde 50+1 çoğunluk ile dönüşüm kararı alınabiliyor.

Bu durum, süreci hızlandırsa da, sahadaki sosyal sorunları tamamen çözmeye yetmeyebiliyor.

Av. Emine Aslan, dönüşümün sadece teknik bir süreç olmadığını, aynı zamanda ekonomik beklentiler, komşuluk ilişkileri ve psikolojik direnç gibi sosyal faktörleri de içerdiğini belirtiyor.

Bu nedenle vatandaşların, olası anlaşmazlıklar ve hak kayıplarına karşı hukuki destek alması ve her adımı dikkatle planlaması büyük önem taşıyor.

BİREBİR DAİRE BEKLENTİSİ VE GERÇEKLER

Kentsel dönüşüm sürecinin en sık yaşanan anlaşmazlıklarından biri, vatandaşların eski dairelerinin yeni projede birebir aynı metrekarede olmasını istemesi.

Av. Emine Aslan, bu beklentinin genellikle gerçekçi olmadığını şu benzetmeyle açıklıyor:

"Herkes arabasını bayiye götürüp sıfırını alırken fark ödemesi gerektiğini bilir. Kentsel dönüşüm de biraz buna benziyor."

Özellikle imar haklarında artış olmayan küçük parsellerde, müteahhitler artan maliyetler ve yüksek standartlar nedeniyle aynı metrekareyi sağlamakta zorlanabiliyor.

Bu durumda, vatandaşların belli ölçüde feragat göstermesi, dönüşümün sürdürülebilirliği için kaçınılmaz hale gelebiliyor.

Av. Emine Aslan, 90 metrekarelik bir daire yerine 80 metrekare daire almanın, hak gaspı değil, ortak bir zeminde buluşma olduğunu ifade ediyor.

SÖZLEŞMELERDE ŞEFFAFLIK VE BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI

Kentsel dönüşümde vatandaşların en büyük güvencesi, şeffaf ve eksiksiz hazırlanmış bir sözleşmedir.

Av. Emine Aslan, birçok projede ciddi hukuki boşluklar bulunduğunu belirterek, içinde ceza şartı, tapu bilgileri ve tarih gibi detayların yer almadığı muvafakatnamelerin ileride büyük sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.

Sözleşmelerde, daire sayısı, dağılımı, inşaatın başlama ve bitiş tarihi, olası gecikmelerde uygulanacak cezai şartlar gibi tüm hususların net bir şekilde belirtilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bununla birlikte, müteahhitin iflas etmesi veya projeyi tamamlayamaması gibi risklere karşı bina tamamlama sigortasının hayati bir araç olduğunu hatırlatıyor.

Bu sigorta, hem inşaatın tamamlanmasını garanti altına alıyor hem de arsa sahiplerinin haklarını koruyor.

DANIŞMANLIK HİZMETİ NEDEN GEREKLİ?

Sonuç olarak, kentsel dönüşümün başarıyla tamamlanması için vatandaşların sadece müteahhitlerle değil, aynı zamanda hukukçularla, mimar ve mühendislerle birlikte hareket etmesi büyük önem taşıyor.

Av. Emine Aslan'a göre, bu süreç yalnızca teknik bir karar değil, doğrudan vatandaşların haklarının güvence altına alınması meselesi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN