Bilim insanları, evrenin genişlemesini hızlandıran karanlık enerjinin sabit bir kuvvet olmadığını, zamanla zayıflıyor olabileceğini öne sürdü. Bu keşif, kozmolojiye dair temel anlayışları sarsarak fizik yasalarının yeniden gözden geçirilmesine neden olabilir.
Karanlık enerji, evrenin büyük bir bölümünü kaplayan ancak doğası hâlâ tam olarak anlaşılamayan bir güç olarak biliniyor. Ancak ABD’de gerçekleştirilen geniş kapsamlı bir gözlem projesi, bu gizemin çözülmeye başladığını ortaya koyuyor. Texas Üniversitesi'nden fizikçi Mustapha Ishak-Boushaki liderliğindeki araştırma ekibi, Dark Energy Spectroscopic Instrument (DESI) teleskobu aracılığıyla 15 milyondan fazla galaksi ve kuasarı inceledi. Bu çalışmalar, karanlık enerjinin sabit olmadığına ve zaman içinde etkisini kaybettiğine dair güçlü kanıtlar sundu.
Ohio Eyalet Üniversitesi’nden astronom David Weinberg, “Karanlık enerjinin keşfi zaten büyük bir sürprizdi. Şimdi ise onun zamanla değiştiğini gösteren en güçlü veriler elimizde,” diyerek araştırmanın önemine dikkat çekti.
EVRENİN 3 BOYUTLU HARİTASI VE KARANLIK ENERJİNİN GEÇMİŞİ
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, DESI teleskobu, Arizona’daki Kitt Peak Ulusal Gözlemevi’nde yer alan Nicholas U. Mayall 4 metrelik teleskobun üzerine kurulu. 5.000 fiber optik sensörle aynı anda geniş bir alanı gözlemleyebilen bu cihaz, evrenin 3 boyutlu en kapsamlı haritalarından birini oluşturdu.
Evrenin 11 milyar yıl öncesine kadar uzanan ışık analizleri sayesinde bilim insanları, karanlık enerjinin genişlemeye etkisinin zaman içinde nasıl değiştiğini gözlemleyebiliyor. Yeni bulgular, önceki kozmolojik modellerle uyumlu olarak, bu enerjinin etkisinin giderek azaldığını gösteriyor.
EVRENİN GELECEĞİ DEĞİŞEBİLİR Mİ?
Eğer karanlık enerjinin zayıflaması devam ederse, evrenin gelecekteki kaderi de değişebilir. Ishak-Boushaki, bu durumun genişlemenin yavaşlamasına, hatta belirli senaryolarda evrenin büzüşmesine yol açabileceğini belirtiyor.
Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Paul Martini ise, “Karanlık enerjinin evrildiğini kesinleştirebilirsek, ardından ‘Nasıl evriliyor?’ ve ‘Bu değişimin fiziksel açıklaması nedir?’ gibi sorulara odaklanmamız gerekecek” diyerek, bilim dünyasında yeni tartışmaların başladığını vurguluyor.
