En yanlış şey nutuk atmak

Gündem kaçınılmaz olarak 13 şehitse…

Şehit nâşlarının girdiği evlerin ne halde olduğunu düşünmek zorundasınız.

Anneleri, babaları, kardeşleri, eşleri, çocukları.

Onların yüreklerini.

Onlar neyi görmek, neyi duymak isterler sizden?

Hangi ses tonuyla?

Evlerine gelseydiniz nasıl konuşurdunuz?

Ne yapardınız?

Şehit ailelerinin evlerinin iklimini tanıdığımı sanıyorum. Tabii ateş düştüğünden aylar, bazen yıllar sonra… Bazen on yıl sonra. “Artık anneler ağlamasın” çağrısı ile yollara düştüğümüzde.

Hüzün yağmaya devam eden evler onlar.

Kavrulması hala dinmeyen yürekler o annelerin, babaların, eşleri, hele çocukların yürekleri…

Kimi Kuran’a sığınmış, kimi her hafta mezar taşlarını okşamaya sığınmış, kimi göz yaşlarına sığınmış, kimi ebediyet aleminde buluşma ümidine sığınmış, kimi evladının Peygamber’e komşu olmasına sığınmış, her şeye rağmen tesellisi olmayan bir kaybedişin acısını yüreklerinde yaşatan insanları evlerinde gördüm. Ben kendime göre elleri tutabilmeyi gördüm teselli olur ümidiyle, Kur’an-ı Kerim’den birkaç ayeti okumayı bulabildim, sesimi onların yürek tınılarına uydurabilmeyi bulabildim.

En yanlış şey, diye düşünüyorum, nutuk atmak, biliyor musunuz? Nutuk atmak, hep nutuk atmak. Seslerin en yüksek tonuyla nutuk atmak.

Bir partili gruba nutuk atmak. Kamuoyuna nutuk atmak.

Partili grubun beklentisi de farklı olabilir haliyle, ülkedeki siyasi atmosferin partinizin payına düşen hesabının gerektirdiği de…

Partiliniz sizden “Nasıl vurdu ama…” dedirtmenizi bekler, ülke siyasetindeki hesabınız ise, alanı nasıl kurguladığınızı…

Peki bu ne ifade eder şehit nâşının üzerine kapanan bir aile için?

Onun yüreğini kavuran soru şudur:

-Kurtarılamazlar mıydı?

6 yıl olmuş. Beklenmiş, beklenmiş, beklenmiş…

Gelirler diye, kurtarılırlar diye…

Gözler Ankara’ya çevrilmiş, devlet ricaline…

Merak edilmiş, acaba bir şeyler yapılıyor mu diye?

Kaygılanılmış, sakın unutulmuş olmasınlar, diye… Devlet ricalinin bin türlü işi var, siyaset çalkalıyor memleketi, herkes yeniden seçilebilir miyiz derdine düşmüş, bizim çocuklar unutulmasın sakın…

Kaygılanılmaz mı?

Kim bilir belki de, yerel seçimler sırasında “İmralı canisi”nden haber, mektup, bildiri her ne ise getirilince, gelen malzeme bizzat Cumhurbaşkanı’nın ilgisini çekince, önemsenince, “Bir iletişim zemini oluşuyor galiba, bu adamdan bizim çocuklarımız için de bir şey söylemesi istenebilir belki” diye ümitlenilmiş olamaz mı?

Umut fakirin ekmeği.

Umut, evladı kaçırılmış olanın tutunduğu dal.

Denize düşmüşseniz yılana bile sarılırsınız.

Devlet teröristle pazarlık mı yapar, diye soruluyor ya…

Evlatları kaçırılan ve yıllarca teröristlerin elinde rehin tutulan anneler için, İmralı’daki yılan da olsa, tutunulabilir gibi görülebilir.

Seçim için o yılana sarılınabiliyorsa…

Of ki ne of!

Yani şu işe bir şehit annesi gibi bakılamaz mı?

HDP’lileri çağırsaydı Cumhurbaşkanı, “Gidin getirin şu çocukları” deseydi, olmaz mıydı? Pervin Buldan’a söylenmiş madem, on kere daha söylenseydi, Pervin Buldan Kandil’e gönderilseydi… Gerekirse Selahattin Demirtaş gönderilseydi. Madem İmralı ile görüşülüyor, Demirtaş’la görüşülemez miydi?

Tabii ben, “devlet adabı”na ne sığar ne sığmaz bilmem! Ne bileyim ben, 6 yıldan beri kurtarılabilmeliydi bu insanlar. Şehit annelerinin yüreğini önemsiyorsak, diye söylüyorum bunları.

En yanlış şey, diye düşünüyorum, siyasi hesap yapmak bugün, biliyor musunuz? Kamp hesabı yapmak. Rant hesabı yapmak. Nutuk atarken alttan alta başka şeyler düşünmek. Acıyı siyaseten işe yarar hale getirmek.

Bunu anlar anne yüreği, biliyor musunuz, alt hesabı anlar, sözlerin içindeki acısızlığı anlar, teselli gibi görünen sözlerin bile bir hesaba dayandığını anlar, ses tonunuzdaki dozun ne anlam taşıdığını anlar.

O kalp yanılmaz, emin olun. Onun caniye, katile lanet okuması ile nutuk ehlinin dili arasında bir önemli fark vardır: Edep farkı, sükunet farkı, vakar farkı, kavrulma farkı…

Ey siyasetçi anla bunu. Başka ne diyeyim? Bunu anlamadan başka hiçbir şey anlaşılmış olmaz bu memlekette.

YORUMLAR (145)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
145 Yorum