Parsadan'ı aratan dolandırıcılar da mı görecektik?
Sahte diploma skandalıyla akıl almaz bir siber güvenlik zafiyeti ortaya çıkmıştı. Daha onun şokunu atlatamadan ne olsa beğenirsiniz? Sahte ihale çetesinin kandırmacayla rüşvet topladığı, görülmemiş bir dolandırıcılık skandalı patlak vermesin mi üstüne!
Benzersiz, çünkü iddia o ki deprem konutları ihalesi sözüyle dolandırdıkları kişilere her nasılsa Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla Cumhurbaşkanlığında randevu vermiş, çakarlı araçla taşıyıp odalarında ofisleriymiş gibi görüşmüş, koridorlarında sahte sözleşmeler imzalayarak para alıp vermişler.
Bunları da dolandırılanların uyanması ve bakanlığın suç duyurusuyla ağır ceza mahkemesinde bir davaya konu olunca duyuyoruz. T24'ten Asuman Aranca iddianameyi haberleştirmese öğrenemeyecektik.
Rüşvetin artık sahte yetkili kılığına girmiş dolandırıcıları bile türüyor, ona mı yanarsınız... Sistemde nasıl bir açık buldular ki randevularını Cumhurbaşkanlığına, bakanlığa verip bu dolapları çevirmeyi başarmışlar, ona mı!
90'ların ünlü dolandırıcısı Selçuk Parsadan görse parmak ısırırdı.
Fransızların şu efsane maskeli dolandırıcısı Chikli duysa şapka çıkarır.
Ne diyorsunuz siz; yahu, öyle bir skandal ki bu, dolandırıcılar kralı Sülün Osman'ın alın teriyle kazanma derslerine bile rahmet okutur.
O Parsadan ki oyuncu Perihan Savaş’ın adını kullanarak dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’i işletmekle kalmamış, örtülü ödenek dolandırıcılığıyla ün salmıştı.
1995'te Başbakan Çiller'e telefonla ulaşmış, emekli Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit ederek 'Kemalistler Derneği' için örtülü ödenekten 5 buçuk milyar lira koparmıştı.
O Gilbert Chikli ki... Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian’ın maskesini takarak kurbanlarını görüntülü arayıp bakan olduğuna inandırmıştı. Teröristlerin elindeki Fransız vatandaşını kurtarmak için yardım istiyordu. 'Fransız devleti fidye ödeyemez ama size borcunu da unutmaz' teraneleriyle bir servet toplamıştı. Çarptığı para, 80 milyon avroydu.
Kurbanları arasında Vatikan Bankasından Ağa Han Vakfına, Fransız elitlerinden bizim İnan Kıraç'a kadar kimler yoktu ki...
İkisi de büyük sansasyona yol açtı, yargılamaları çok konuşuldu, o güne dek ötesi yoktu, dolandırıcılık âleminin zirvesiydiler.
Parsadan için 'asrın dolandırıcısı, böylesi yüzyılda bir gelir' deniyordu. Boğaz köprüsünü satan Sülün Osman'dan, Amerikalı subay kılığında dolandıran Raki'den üstün tutuluyordu, Z kuşağı bilmez şimdi.
Nüfuz ticaretiyle, kimlik sahtekârlığıyla vurgun yöntemleri yeni değil. Düzenbazlıkta ne ustalaşanlar gördük.
2023'te bir çaylak yakalanmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sesini yapay zekâyla taklit ederek, iş insanları ve üst düzey kamu yöneticilerini dolandırmaya çalışırken MİT'e enselenmişti. Yurt dışında gizli operasyon için para istiyordu. Tutuklanınca haber olmuştu.
Şüpheli, 26 yaşındaki Fatih Emre Hülagü'ydü. Fakat tam olarak hangi iddialarla yargılanıyor, neyi başardı, kimleri dolandırmıştı; ayrıntılar sızdırılmadı. Devlet sırrı gibi karartma uygulanıyor sanki.
Küçük bir çakallık mıydı, adını usta üçkâğıtçıların hizasına yazdıracak bir icraatı olmuş muydu, bilmiyoruz.
Fakat ne olursa olsun, yeni duyduğumuz sahte rüşvet dolandırıcılarına yetişmesi, onların eline su dökmesi mümkün değil.
Akıl alır iş mi, sistemde nasıl bir açık var ki elekten deve geçiyor?
