İYİ Parti öyküsü ve siyaset...

Siyasetsiz söylem, başarısız liderlik, kötü danışmanlık, insicamsız yapı…

Bunların hepsi bir arada İYİ Parti’yi tanımlar hale geldi. Boş olduğunu ya da boşaldığını düşündüğü siyasi merkezi doldurmak iddiasıyla yol acıkan bu siyasi parti yavaş yavaş Türk siyasi hayatından çıkıp gidiyor.

Liderin kişisel tarihi ve öyküleriyle siyaseti ikame etmenin, karşılıksız bir güven talebinde bulunmanın, stratejiyi ve çözüm önerilerini dışlayan günlük pozisyon siyasetinin vardığı bu nokta kimseyi şaşırtmamalı.

2023 seçimleri öncesi kendine en az yüzde 15’lik bir oy gücü biçen İYİ Parti, seçimlerde yüzde 10’u zar zor tuttururken, Akşener’in seçim sonrası izlediği siyasetle kamuoyu araştırmalarına göre oy oranı bakımından yüzde 6’ya gerilemiş görünüyor.

Yüzde 10 aldığı ilk seçimde, kendisine atfedilen anlamlar umut olan, kentlileri, kadınları, kimi CHP ve MHP’lilerin kendisine çeken İYİ Parti, son seçimde millet ittifakı içinde yeri ve işleviyle seçmenlerini ve gücünü, arttırmasa da korumayı bilmişti.

Bugün dengeler tümüyle farklı…

2023 seçimlerinde Erdoğan ve cumhur ittifakının başarısı, ülkede 5 yıllık bir istikrar ve iktidar vadesi, muhalif kesimde özgüven ve umut yitimi, motivasyon ve heyecan kaybı siyasi-toplumsal iklimi önemli ölçüde belirliyor.

Bu iklimde mevcut haliyle İYİ Parti gibi yapılara pek yer bulunmuyor.

İYİ Parti kurulmasından bu yana, ne içindeki parçaları bütünleştiren bir doku, ne de merkez bir siyasi parti söylemine üretebildi. Lideri Akşener’in, onun hitabet gücü, HDP’yle her türlü temasa itiraz dışında hiçbir görünürlüğe olmadı.

Seçim kampanyası öncesinde, uyumsuz, kendi alanını genişletmeyi önemseyen görüntüsüyle, Millet İttifakı’nın özgüvenini yaralayan çıkışlarıyla “sorun odağı” bir siyasi parti haline geldi.

Bu koşullarda, gücünü, her şeye rağmen bugün mesafe koyduğu seçim ortaklarından, millet ittifakının yarattığı havadan, oradaki işlevinden alıyordu.

Seçim sonrası yaşadığı sorunlara, “yalnız başına hareket etme”, “her tür ittifaka kapısını kapama” politikası ve bunun sonuçları eklendi.

Akşener, partide biraz daha öne çıktı, tasfiyeler başladı, ardından istifalar geldi ve bu dalga bir çığ gibi büyüyerek devam ediyor.

Bu gidişle Akşener’in kendisine kalan yüzde 6’lık seçmen kitlesini, örneğin İstanbul’daki yerel seçimlerde kontrol etmesi daha zor görünüyor.

Velhasıl İstanbul ve Ankara’da İYİ Parti’yi iki birbirinden kötü ihtimal bekliyor.

İmamoğlu ve Yavaş’ın seçimleri kaybetmesi halinde somut ve simgesel olarak güç birliği politikalarını reddeden İYİ Parti, bu sonucun faturasını doğrudan önünde bulacaktır. Ve yok olma süreci muhtemelen hızlanacaktır.

İkinci ihtimal, İYİ Parti seçmenin kendi partisinin çıkardığı adayı değil, İmamoğlu tercih eden bir oy davranışında bulunmasıdır. Böyle bir durumda da, İYİ Parti’nin ipleri elinden kaçırdığı ve erimesi iyice tescil edilmiş olacaktır.

Siyasi hiçbir konuda somut önerisi olmayan, Kürt meselesi itirazı dışında sahneye çıkmasını bilmeyen, ideolojik olarak bir eli iktidarla hareket eden diğer ile muhalefette gezinen, seçim sonuçlarını bile yaptıkları taktik hatalar dışında siyasi olarak değerlendirmeyen, büyük iddialara sahip bir siyasi partinin geldiği nokta tek cümleyle açıklanabilir, “iş bilmezlik”, “siyaset bilmezlik”…

Bu tahminler doğru çıkacak mı zaman gösterecek ama, gidiş şimdilik böyle…

YORUMLAR (38)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
38 Yorum