Türkümüz karadır abiler!

Evet anneciğim, gitmeliyim.

- Ama sabahın köründe nereye gideceksin?

- Irmağın nereye kadar gittiğini görmek istiyorum. Biliyor musun anneciğim, aylardır bu ırmağın sonu neresi diye düşünüp duruyorum. Ama hala işin içinden çıkamadım. Dün geceden beri gözüme uyku girmedi. Nihayet, gidip ırmağın sonunu bulmaya karar verdim. Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.

16-10/16/sadfd.jpg

- Ben de çocukken çok düşünürdüm böyle şeyleri. Yavrucuğum, ırmağın başı, sonu olmaz ki. İşte hepsi bu kadar. Irmak hep akar durur ve hiçbir yere de varmaz.

- Ama anneciğim, her şeyin bir sonu olmaz mı? Gece sona erer, gündüz sona erer, ay öyle, yıl öyle...

***

Yukarıdaki muhabbet Samed Behrengi’nin “Küçük Kara Balık” öyküsünde geçer. Öyküde küçük kara balığın yol hikayesi anlatılır.

Behrengi’nin “Küçük Kara Balık”ı yol düşüncesine sevk etti beni, içimi tarifsiz bir duygu kapladı. Balığımızın macerası baş döndürücü. Onunla düşersiniz yola.

***

Yol kıymetli. Yola gönlünü açanlar düşer. Yol da gönlünü açar, kendine gönlünü açanlara.

Her küçük kara balığın, her birimizin içinde garip bir yol hikayesi vardır. Hikayenin başı umut, sonu umuttur. Başı heyecan, sonu heyecandır. Başı yağmur, sonu yağmurdur.

İçimiz ıslanır gönül yağmurlarıyla.

Bir yoldur gelir dolanır yüreğimize. Söker içimizdeki dağları.

Günler geceler boyu dolaşır, nice akşamlardan geçer yaslanırız sabahlara.

***

Cahiller, kötüler, güzeller vardır yolda. Büyük heyecanlar, yağmurlar, güneşler vardır. Yola düşen başına gelene razıdır. Her halin içinde yürür. Yürekler yolla birlikte yeşerir.

Dağlardan geçilir, geniş vadilerden, ovalardan, göklerden…

***

Küçük kara balıkla koyun koyuna, mazlumların kavgasını verir, birlikte söylersiniz içli türküleri. Özgürlük türkülerini de birlikte söylersiniz. Küçüğümüz, sevgilimiz yolda özgürlüğüne kavuşmuştur. Davet ettiği yer de orasıdır: ‘Öz’ü ‘gür’leştirmek. Sade ve sahici olana ancak özgür yürekler yönelir. Ancak özgür yürekler mücadele eder zalimle. Aynı özgür yürekler temsil eder asaleti.

Yol, dosttur aynı zamanda. Dosta yolda kavuşulur. Dostlar özgürleştirir birbirlerini. Kalpler yolda buluşur, hemhal olur. Özgür ruhlar yürür gider türkülerle sonsuz olana.

Yol gariplerin, güzellerin, küçük kara balıkların yoludur.

***

Küçük kara balık kalbini yanına almış öyle yürümektedir. Yolda onarmıştır kalbini. Yolun kokusuna, tadına bırakmıştır kendini. Siz de onunla birlikte varırsınız yolun tadına. Kalbiniz yola tutunur, arınırsınız.

***

‘Yol’un küçük kara balığa, onun da bize öğrettiği bir şey vardır: Para ve eşya biriktirilmez. Aynı gün çalışılır, aynı gün kazanılır ve daha önemlisi aynı gün yenir. Behrengi’ye kulak verenler eşyanın sırtta bir kambur, bir yük olduğunu bilirler.

***

Kara, küçük ve denizde…

Adımları küçücüktür fakat rüyası aleme sığmaz. Mütevazılığın asaletini küçükler, küçük kara balıklar taşır. Nasibine küçüklük düşmüştür.

Küçüktür kara balıklar fakat kocaman umutları vardır. Heyecan da iman da umut da küçüktedir.

***

Küçüğün bir de ‘kara’sı vardır. ‘Kara’lığı ve asaleti güzelleştirmiştir onu. ‘Kara’da aşk ve sır saklıdır. Küçüğümüz ‘kara’mız, sırlanmış, aşka düşmüştür.

Türkümüz de ‘kara’dır zaten.

***

Behrengi’nin arkadaşı Karacaoğlan getirir Küçük Kara Balık öyküsünün sonunu: “Evlerinde sular akar/Güzelleri göze bakar/ Hublar yanağına sokar/Sümbül de kara değil mi”

Küçüğe, küçük kara balıklara, özgür ruhlara bin sevgi…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum