Terörü gündemimizden çıkarmak

Sayın Binali Yıldırım, parti sözcüsü tarafından AK Parti’nin Genel Başkan adayı olarak açıklandığı gün, “terörü bu ülkenin gündeminden çıkarma” sözü vermişti.

Doğrusunu söylemek gerekirse, gecikmiş hakkı olarak gördüğü başbakanlığa adım atmanın heyecanıyla söylenmiş bir söz olarak kabul edip, üzerinde hiç durmadım.

Durmadım. Çünkü “terörü bu ülkenin gündeminden düşüreceğim” sözünün bir karşılığı yok. Dün de yoktu, bugün de yok. Bir temenni olarak, dahası terörü bitirmeyi amaçlayan bir politika izleyeceklerini söylemesi daha sahici olabilirdi.

Nitekim, Başbakan Yıldırım’ın ‘terörü gündemimizden düşüreceğim’ açıklamasının üzerinden daha ay geçmeden, evvelsi gün 7 polis, 4 sivil canı aldı. Daha onların cenazeleri soğumadan Mardin Midyat’ı vurdu.

Durum böyle olunca ister istemez Sayın Yıldırım’ın açıklamasına dönmek ihtiyacı hissettim.

***

Ancak Yıldırım’ın bu açıklamayı yaptığı gün, asıl trajik olan medyamızın, yani bizlerin durumuydu.

Sayın Yıldırım’ın konuşmasını o an canlı olarak veren tüm televizyon kanalları “son dakika” gelişmesiyle “flash” açıklama olarak duyurdular.

Ertesi gün de yazılı medyamız aynı sevinç, aynı mutluluk içerisinde en büyük, en boldlu, en güzel fontlarıyla attılar manşetlerini: Terör gündemden düşecek!

Düşecek!

Oysa kaç kez yapıldı bu haberler, kaç kez manşetlere taşındı yapılan “terör bitecek” açıklamaları:

“Teröristlerin yakalanması için geniş kapsamlı operasyon başlatıldı. Gerekli ceza verilecektir. Devlet eşkıyaya papuç bırakmaz, huzurlu olun.” Genelkurmay Başkanı Orgenaral Necdet Üruğ, 15 Ağustos 1984.

Peki dönemin Başbakanı PKK’nın 1984’te yaptığı saldırıyı, PKK’yı, terörü ilk nasıl değerlendiriyor dersiniz; “üç beş çapulcunun marifeti”!

1982 yılından itibaren devlet istihbaratı, PKK’nın eylemlere başlayacağına dair bilgi vermesine, uyarı yapmasına rağmen “üç beş çapulcu” olarak görüldüğü için ciddiye alınmamış belli ki. Sonuç: Eruh ve Şemdinli saldırıları.

“Hainler mutlaka hüsrana uğrayacaktır. Bu son saldırıları olacak. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.” İçişleri Bakanı Yıldırım Akbulut, 24 Mayıs 1986.

“Bu katiller hak ettikleri cezayı görecekler, belki yaptıklarına pişman olmaya vakitleri bile olmayacak.” Başbakan Mesut Yılmaz, 4 Ağustos 1991.

“Hiç kuşkunuz olmasın, bu terörü bitireceğiz.” İçişleri Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, 1991.

“Türkiye Devleti PKK’nın hakkından gelecektir.” Başbakan Süleyman Demirel, 1992.

“PKK bahara bitecek.” Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1994.

“PKK’nın belini kırdık.” İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 1992.

“O dağlarda bahara piknik yapacağız. O dağlar teröristlerden temizlenecek.” İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, 1992.

“İcap ederse, o dağlara giden yolları keser, terörü doğduğu yerde boğarız.” Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1992.

“Terör ya bitecek, ya bitecek.” Başbakan Tansu Çiller, 1993.

“PKK’yı süpüreceğiz.” Hükümet Sözcüsü Yıldırım Aktuna, 1993.

“Bu kış PKK’nın tüm kadrolarına büyük darbeler vuracağız. PKK’nın lider kadrosu yok edilecek. Hatta o örgütün başı dahil. PKK diye bir şey olmayacak.” Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, 1993.

***

Daha birkaç ay önce İçişleri Bakanımız “terör ya bitecek, ya bitecek” açıklaması yaparken... Bir yıl önce, dönemin Başbakanı Davutoğlu, New York’tan “Terörün belini kırdık” açıklaması yaptı. Bir yıl önce 2015 yılı, aylardan Eylül idi. PKK tabi kırık beliyle “sektire sektire, güle oynaya” hendek kazıyordu.

Durumumuz budur.

“Terör gündemden düşecek” deyince bitiyor muymuş?

Terör 15 Ağustos 1984 yılından bu yana gündemimizde ve gündemimizden hiç düşmedi.

Hamasetle de düşmeyecek.

Tamam dış mihrak, tamam üst akıl, tamam pek çok operasyonu falan önlediniz, tamam Türkiye’ye operasyon falan da...

Siyasi iradenin, devletin bundan öteye bir şeyler yapması gerekiyor.

YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum