İki çocuk iki ölüm iki ülke

27 Mayıs 2013 tarihinde, Taksim Gezi Parkı’nın Divan Otel tarafındaki kısmından küçük bir bölümün, yol yapımında gerekli kaldırımlar için düzenlenmesi doğrultusunda birkaç ağacın sökülmesi için parka iş makinalarının girmesiyle “Gezi Olayları” başladı.

3 Temmuz 2013 tarihinde, Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi komutasındaki
Mısır Silahlı kuvvetleri, ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin görev süresi henüz ilk yılını yeni doldurmuşken, bir askeri darbeyle yönetime el koydu.

Gezi Parkı’na yapılan müdahalenin çevreci protestolarla karşılanmasıyla başlayan olaylar, önce İstanbul ve Ankara, ardından da ülke geneline yayılarak, biriken ve karşılık bulamamış bir muhalefet enerjisinin de patlamasıyla şiddet dozunu giderek arttırarak polis müdahalesinin can almaya başladığı bir düzeye yükseldi.
Gösteriler ve polisin müdahalesi sonucu çıkan bu olaylarda, aralarında gösterici, polis ve olaylarla ilişkisiz kişilerin de olduğu 7 kişi hayatını kaybetti.

Ordunun yönetime el koyup Cumhurbaşkanı Mursi’yi tutuklaması sonrası, Mursi taraftarlarının darbe aleyhtarı gösterileri, güvenlik güçleri tarafından görülmemiş bir sertlikle karşılandı ve durum, gösterici kitlenin üzerine, aralarında saçma atan av silahları ve keskin nişancı tüfeklerinin de olduğu araçlarla ateş açılmasına kadar vardı.
Darbe karşıtı bu gösteriye yapılan müdahalelerin bilançosunda ölü sayısı,
3 bin 553 ve yaralı sayısı ise 11 bin 520 olarak biliniyor.

16 Haziran 2013 günü, Okmeydanı’nda oturan 14 yaşındaki Berkin Elvan, mahallesinin kendini bildi bileli rutini olan, gösteri ve polisle çatışma ritüelinin bir küçük aşırı hevesli takipcisi olarak, cebinde oynadığı oyunun standart mühimmatı torpil ve maytaplarla, babasının talebi doğrultusunda evinden, bakkala gidip ekmek almak için yola çıkar.

14 Ağustos1993 günü, Gazze ambargosuna karşı düzenlenen Mavimarmara eyleminin katılımcılarından ve iktidarı darbe öncesi demokratik yollarla kazanmış Müslüman Kardeşler Örgütü ileri gelenlerinden Dr. Muhammed Biltacı’nın kızı, 17 yaşındaki Esma, darbe karşıtı gösterilere o güne kadar örneği az görülen bir şiddetle müdahale eden güvenlik güçlerinin baskısına rağmen, Rabiatul Adeviye meydanında şarkılar ve sloganlar eşliğinde toplanan kalabalığın arasındadır.

Sokağa ekmek almak için çıkan Berkin, evinin 150 m kadar ötesinde, karşılıklı gaz ve taş atarak çatışan polis-gösterici karmaşasından, (belki yolu oradan zaten geçtiğinden, belki de sırf olayın heyecanına kapıldığından) uzak kalamaz ve bir an polisin 20-30 m’den attığı gaz fişeklerinden birinin, başına isabet etmesi sonucu yaralanır.
Olaydan günler sonra, gazeteci İsmail Saymaz, bir görgü tanığı ifadesine dayandığını iddia ettiği tweetinde, Berkin’I vuran fişeğin, duvardan sekerek başına geldiğini yazacaktır.
Ancak Saymaz, bu tweetini kısa bir süre sonra siler ve aylar sonra alınan bir “otopsi raporu”, Berkin’i vuran fişeğin, ancak direkt isabetle ölüme yol açacak zararı verebileceğini ve herhangi bir yerden sekmediğini iddia ettiği haliyle yayınlanır.
Saymaz tweetini silmiştir, zira polisin onca gösterici arasında 14 yaşında bir çocuğu direkt hedef alıp vurduğu “gerçeği”, olayları daha da büyütmek için gereken bir “devrim şehidi” yaratmak için şart ve faydalıdır, endirekt vuruş bu kullanışlı algıyı zedeleyecektir..


14 Ağustos’ta, Mısır güvenlik güçlerinin stratejik noktaya yerleştirdiği bir keskin nişancıyla gözcüsünün izlediği, yerel giysilerle kamufle olmuş ve elinde yüz metrelerce öteden görülebilecak sarılıkta bir torba taşıyan işaretçi, Rabiatul Adeviye Meydanına Esma Biltacı’yı bulmak üzere gönderilir.
İşaretçi, Esma’yı bulduğunda yanında tesbit için kısa bir süre bekler ve hedefin teyidini vermek için torbasıyla birlikte eğilir.
Gözcüden onay gelir, keskin nişancı tetiği çeker, Esma göğsünden girip sırtından çıkan bir mermiyle, sırtüstü devrilir.

Esma, vurulduktan birkaç saat sonra can verdi.

Berkin 14 yaşını, girdiği 296 günlük komada tamamladı ve 45 kilo yattığı hastanede 16 kilo olana kadar eriyerek, hayatını kaybetti.
Koma süreci boyunca başında bekleyen ailesinin etrafı, Suriye diktatörüne destekçi gönderen “Halkın Hukuk Bürosu” avukatlarınca çevrildi ve bu kuşatmanın sonucunda Berkin’in annesine bir fırsatı bulunarak, “oğlumun katili Başbakan Erdoğan’dır” dedirtildi.

Dün, Berkin Elvan’ın vuruluşunun yıldönümüydü.
Dün, Esma’nın babası Dr. Muhammed Biltacı, Mısır Cuntası mahkemelerince idama mahkum edildi.





YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.