Afganistan: Millet devleti olmazsa

ABD, Afganistan’dan çekiliyor. Hemen eski bir slogan devreye girdi: “İmparatorluklar mezarlığı Afganistan”. Bir de karikatür var: Üç mezar taşı, üzerlerinde İngiltere, Rusya ve ABD yazıyor. Slogan Wikipedia’da bile ayrı madde olmuş. Benim pek aklıma yatmadı. Afganistan’ın mezarlığa dönüştüğü kesin de pek imparatorlukların, daha doğrusu emperyalistlerin mezarlığına değil. Sayılan imparatorluklar hepsi dimdik ayakta duruyor. Ezilen, ölen, öldürülen Afganistan’daki insanlar. İşin en acı tarafı da şu ki çoğunu emperyalistler öldürmemiş; emperyalistlerin yarattığı ortamda birbirlerini öldürmüşler.

Büyük oyun”un Afganİstan tahtası

Afganistan, 19 ve 20’ci asırlardaki “büyük oyun”un oyun tahtalarından biri. İngiltere ile Rusya’nın çekişme alanı. Malum, Kraliçe Viktorya’nın deyimiyle, Hindistan, İngiliz tacındaki en büyük elmastı. Afganistan, bu elmasın savunma hattı, Rusya’ya karşı tampon araziydi. Aynı bölge, Rusya için, Rus emperyalizminin işgalindeki Türkistan’ın İngiltere’ye karşı tamponu. Bu iki emperyalistin çekiştiği İran’a da doğu yönünden atlama tahtası.

İşte Afganistan sınırlarını bu çekişme belirliyor. Ülkede yaşayanlar aşiretlerle, etnisitelerle, mezheplerle paramparça ve her biri en fazla irade-i cüziye sahibi. Hindistan- Afganistan sınırını İngiliz Hindistan Yönetimi memurlarından Sir Henry Mortimer Durand belirliyor. Çizdiği çizgi bugün de varlığını sürdüren Durand hattı. Gerek Kuzey’deki Türkistan sınırı, gerekse Güney’deki Hindistan sınırı, sadece ve sadece iki imparatorluğun çıkarlarına ve güç dengelerine göre çizilmiş. Dolayısıyla milliyetleri de bölüp geçiyor. Güney sınırı, Afganistan’da çoğunluğa değil çokluğa sahip Peştunları ikiye bölüyor. Öyle ki, bunların 15 milyonu Afganistan’da, 43 milyonu Hindistan’da, daha doğrusu, bugünkü Pakistan’da kalmış. Kuzeyde de Türkmen, Tacik, Kırgız saçakları ve büyücek bir Özbek bölgesi var. Türkistan’daki bölünmüşlüklerden yararlanıp devletçikler çıkarma operasyonunun sahibi de Rusya. Afganistan’ın Etnik dağılımını merak edenler, CIA’nın çizdiği haritaya bir göz atabilirler.

https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Dosya:Afghanistan_ethnic_groups_2005.jpg

Ülke şu hobi olarak dikilen “patchwork” yorganlara benzemiş. Resmin solunda da etnisitelerin listesi var. Hepsini yazsam, bu köşeye sığmaz.

CIA’nın haritası dedimse, bizim Avrasyacıların sık sık yaptığı gibi komplo teorisi üretmiyorum. Wikipedia, haritanın altına, “İşbu harita bir CIA memuru tarafından çizildiği ve ABD Hükümetinin malı olduğu için kamuya aittir, ABD’de telif hakkı yoktur.” diye yazmış.

Orta Doğu’nun sınırlarını kim çİzdİ?

Durand Hattı bana yıllar öncesine ait bir yazıyı hatırlattı. Bir zamanlar sadece Arabistan denen, bugün Suudi, Irak, Suriye ve daha neler nelere bölünen Orta Doğu’nun sınır çizgilerinin çiziliş hikâyesini Trevor Royle, Sunday Herald, 23 Şubat 2003 tarihli sayısında anlatmış. Tamamının Türkçesini şurada bulabilirsiniz:

https://millidusunce.com/misak/sinir-eglenceleri/

Bir parça şöyle:

“İki tarafın da taviz vermeyeceğinden endişelenen ve sabrı tükenen Cox, kırmızı bir kalem ve Arabistan diye bilinen yerin boş bir haritasını çıkardı. Delegelere, “Beyler, işte sınırlarınız” dedi ve bugün Irak, Kuveyt ve Suudî Arabistan’ın sınırlarını teşkil eden birbiriyle açı yapan düz çizgileri çizdi. Kimse aldığından mutlu değildi: İbn Suud çöl mirasına ihanet edildiğini hissediyordu; Irak geçeceği yer iki Kuveyt adası, Varba ve Bubiyan’ın neredeyse tıkadığı Körfez’e daha rahat bir çıkış arzu ediyordu; Kuveyt iki potansiyel düşmanın arasında sandviçlenmişti.

Tercümanlığın hemen tamamını yürüten Dickson, ‘Necd Sultanı’nın yaramaz bir okul çocuğu gibi azarlanmasını, Sir Percy Cox’un, sınırların tipine ve genel çizgisine ben karar veririm diye ona çıkışmasını seyretmek şaşırtıcıydı.‘ diye yazıyordu. ‘İbn Suud neredeyse çözülüvermişti ve patolojik bir tavırla Sir Percy’e, ‘Sen benim babamsın, ağabeyimsin, beni sen yarattın, ben bir hiçken beni bu mevkie getirdin. Sir Percy emir verirse krallığımın yarısını; yok, yok tamamını teslim ederim’ diye sayıp döküyordu.’”

Afganistan’da da Orta Doğuda da sınırlar oranın ahalisinin gücüyle, onların arzuları doğrultusunda çizilmedi. Düveli Muazzama’nın kendi aralarındaki güç dengesi, kendi aralarındaki anlaşmalar, kullanışlı yerel müttefiklere dağıtılan rüşvetlerle belirlendi. Irak, Suriye ve daha niceleri gibi tarihte hiç olmamış ülkeler yaratıldı. Gıcır gıcır yeni krallar, emirler yaratıldı.

Bölgemizde bunun tek istisnası Türkiye’dir. Bize de Sevr’le yapılmak istenen de buydu. Bugünlerde 100. yılını yaşadığımız Sakarya olmasaydı.

YORUMLAR (96)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
96 Yorum