Nereden biliyorsun?

İnternet, şüphe yok ki lisanın keşfinden sonra insanlığın attığı en büyük adımdır. Tarihte büyük kütüphanelerin yakılışına bilgi felaketi denir. Artık bu yıkım mümkün değil. Belki antika kitapları kaybederiz ama çoğunlukla onların bile dijital kopyaları var. 

EVVEL YOĞ İDİ İŞBU TROLLER YENİ ÇIKTI

Her ilacın yan etkisi olduğu gibi iyiye doğru her büyük değişimin de olumsuz yan etkileri olacaktır. İnternet’in yan etkisi yalan haberler, sahte gerçekler, bunlarla silahlanan trollerdir. Trollerin siyasî partiler ve ülkelerce istihdam edilip meydana sürülmesidir. Tekrar olacak: Trol, İskandinav mitolojisindeki kötü niyetli ve kötü görünümlü cinlerdir. İnternet’te, genellikle sahte hesaplardan yalan dolan yayan, hedeflerindeki insan ve kurumları itibarsızlaştırmaya çalışan sözde insanlardır. Parti ve ülke desteklileri iyi maaş alır, trol reislerine zengin bütçe, araba ve “rezidans” verilir. 

Neden şimdi? Neden İnternet döneminde? Daha önce yok muydu? Yalan haber, “dezinformasyon” muhakkak ki vardı, fakat bir Rus kaleminin ABD siyasetini etkileme imkânı sınırlıydı. Yurt içinde de basın bugünkü gibi %90 “birlik ve beraberlik içinde” değildi ve yalan haber kolayca teşhis ve teşhir edilirdi. 

Eskiye gideyim. Sene 1964 falan olmalı. İstanbul’da, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi’nde stajyer öğrenciyim. Başka okullardan arkadaşlar da var. Bir gün öğle yemeğini bunlardan biriyle yerken büyük hakikati patlattı: “Demirel CIA ajanıdır!” Yaa, vah vah falan dememi umuyordu her halde, hiç beklemediği bir soruyla karşılaştı: Nereden biliyorsun? Kafasının acı bir fren yaptığını duyar gibi oldum. Sustu. Sağa, sola, sonra yere baktı. Cevap arıyordu. Sonunda buldu: “Öyle şeyler vardır ki bunları herkes bilir!” Hem ağzından çıkanı kulağı duyduğu için, hem de benim yüz ifademden olmalı ki konuyu değiştirdi. Aradan yarım asır geçti. Şimdi kendisi mühim bir siyasî. Bu arkadaş trolle insan arasındaki kayıp halka mıydı? Belki. Fakat dediklerini kamuoyuna yayma imkânı yoktu. Hangi gazete bu saçmalığı basar, hangi radyo seslendirirdi? Televizyon henüz Türkiye’ye gelmemişti…

İşte İnternet bir yandan bu gazete- radyo- televizyon filtrelerini yıkıp geçti, bir yandan da ülke sınırı engelini ortadan kaldırdı. Ve trollere elverişli ekoloji doğdu. 

Peki, ne yapacağız? Benim Çekmece’de yaptığımın hâlâ etkili bir yöntem olduğunu sanıyorum. Sorun: Nereden biliyorsun?

CIA, MOSSAD, MI6 VE EKÜMENİK HAHAMBAŞI YAZIŞMALARININ KOPYASINI BANA YOLLAR

Bu özellikle, “Bunun arkasında CIA var, CIA’nin arkasında İngiltere var, İngiltere’nin arkasında Yahudiler var” tarzındaki uçuşları derhal yere indirir. Çünkü buna verilecek tek gerçekçi cevap, “Efendim CIA ve şerikleri ve en büyük Haham, bütün yazışmalarının birer kopyasını bana gönderirler” olabilir. Troller bile bunu söylemeyecek zekâ düzeyine sâhiptir. 

Aynı soru, virüsü Bill Gates çıkardı, aşı bizi çiplemek içindir gibi palavraların da panzehiridir: Nereden biliyorsun?

Geçenlerde birisi, Irak kabinesinin yarıya yakınının İngiliz vatandaşı olduğunu, isim isim sayarak iddia ediyor. 12-13 kişi falan. Sevgili kardeşim, Irak pasaport dairesini mi kırdın, İngiliz nüfus idaresini mi? İkisi de değilse nereden biliyorsun?

TROL VAR TROL VAR

Fakat bütün hayvan cinsleri gibi troller de evriliyor. Nereden biliyorsun denmesi tehlikesine karşı savunmalar geliştiriyorlar. Mesela tamamen uydurma bir şeyi, büyük bir güvenle söylemek ve tekrarlatmak, gelişmiş trollüktür. Örnek: Benim trollerimden biri birkaç ay önce, “biz senin İngiliz kayınpederini de biliriz” dedi ve bu başka sahte hesaplarca da tekrarlandı. İlke trole cevap vermemektir. Ama sorsa mıydım? Yahu İngiliz kayınpederim varsa, İngiliz eşim de olmalı değil mi? Ben bir İngiliz hanımla evlendim de haberim mi yok? Yüz üstü mü bıraktım o kızcağazı ve kayınpederimi? Bundan gerçek eşimin haberi var mı? 

Bir başka über-trol işi: Senin daha bir-iki sene önce yazdıklarınla şimdikiler taban tabana zıt. Tutarsızsın sen. Bu mealde laf dört defa falan tekrarlandı. Bakın şimdi bu gerçekten gelişmiş trol işi. Kaç kişi “acaba hangi geçmiş yazılar?” diye sorar. Sorsa bile bulabilir mi? Fakat son derece ikna edici. Benim şimdiki yazılarımla eskiden yazdıklarımı bir birine şahit tutuyor, fakat şahitler duruşma salonunda yok. Olsun… Maksat doğruyu söylemek değil, hedefi itibarsızlaştırmadır ve maksat hâsıl olmuştur. Bir başkası, “Milliyetçilik hakkında ahkâm kesiyor, hem de sıfır bilgi ile”. Hadi cevap ver verebilirsen. Gerçi 2000 sayfa milliyetçilik yazmışım ama trolü okuyanlardan kaçı bunu bilir? Bunu söylesen arkasından, “Yazmışsın yazmasına da hepsi çöp” gelir. 

Bir trol size “Biz senin içkili, fuhuşlu kumar partilerini biliriz” diye yazsa ve on trol de tekrarlasa, nasıl savunursunuz? “Yok vallahi böyle bir şey” mi diyeceksiniz. Onun sözüne karşı sizin sözünüz, üstelik siz teksiniz, o orkestra. 

Bütün bunlara bakınca ilke sağlamlaşıyor: Trole cevap verilmez. 

Bütün bunlar mubahtır tabi. Çünkü bu yalanlar ya dawah adına, ya partimiz uğruna, yahut düşmanları kahretmek için söyleniyor. Üstelik burası dârül harp. Harpte, hile de sahtecilik ve yalan da, hırsızlık- pardon ganimet de- mubahtır. Hiç biri değilse, iyi para veriyorlar kardeşim. Bu devirde iş bulmak kolay mı? Sen de fazla konuşma, dilini kökünden koparırız. 

Ne dersiniz değerli okurlarım; arada sırada bu köşede, “Trollerden seçmeler” yayımlasam mı?

YORUMLAR (37)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
37 Yorum