Kandil ve ‘mahremiyetlere tecavüz böcekleri’ koalisyon sever...
Başta CHP olmak üzere MHP ve HDP'nin Tek başına iktidar olmak gibi bir hedefi yok. Ayrıca mecali de yok... Ancak kampanyanın başladığı ilk günden bu yana memlekette esen siyasi rüzgara baktığınızda sanırsınız ki bu partiler şimdiden iktidara gelmişler de ahaliye dağıtacakları paranın hesabını yapıyorlar...
Oysa dümen başka... Bütün dertleri absürt vaatlerle milleti kafalayıp kelepirden bir koalisyon kapabilirlerse kendilerini karlı sayacaklar. Bu yüzden de Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Selahattin Demirtaş özellikle televizyonlardaki mülakatlarında biraz cümlelerin arkasını dolanarak da olsa koalisyona kapılarını açık bırakıyorlar. İstemem yan cebime koy yani... Hakkını yemeyelim Kılıçdaroğlu bu konuda daha cesur, o HDP ile koalisyon yapabileceklerini açıkça ifade etmişti.
Koalisyon hayaline kapılan muhalefet partilerinin keyfi yerinde ama henüz millet tehlikenin farkında değil. 12-13 yıllık AK Parti iktidarından sonra seçim kazanma umutlarını kaybeden muhalefet partilerinin gözü iyice kararmış durumda. Bu yüzden de memlekette AK Parti'ye diş bileyen irili ufaklı ne kadar mahfil varsa hepsiyle aynı yatağa girmeye dünden razılar...
Muhtemeldir ki sandık yaklaştıkça seçmen bu alengirli koalisyon kumpasını daha net bir şekilde görecektir.
Düşünün ki, AK Parti'yi zaafa uğratabilmek için doğrudan siyasi istikrarı hedef alan bütün ulusalcı- solcular, Neocon dümencisi liberaller, Kemalistler, pencere diplerinde, kapı arkalarında ahaliyi dinleyen paralel böcekler ölümüne PKK sevdalısı oldular, gönüllerini Kandil'in pop starına kaptırdılar...
Şimdi lisanı hal ile demek istiyorlar ki; "Anamız, babamız sana feda olsun Selahattin, yeter ki AK Parti'yi durdur, bize koalisyon da yeter..."
Aslında bu Kandil aşıklarının şu yalan dünyada bir tek arzuları var, o da AK Parti'yi durdurabilmek...
Farklı meşreplerden gelen bu çok benzemezlerin 8 Haziran'a ayarlı kabus senaryosu milletin gözü önünde sahneleniyor. Hepsinin geçmişteki sabıkası malum, başka bir tarife ihtiyaç duyulmayacak kadar açık ve net. Mesela ulusalcı- solcular... Daha düne kadar Kürtlerden nefret eder, onları normal insan sınıfından bile saymazlardı. Kısacası ulusalcı ve Kemalist zihniyet için ‘Kürt’ kelimesini telaffuz etmenin vebalı sayıldığı bir dönemden söz ediyoruz. Ayrıca bu kesimler çok değil daha bir yıl önce PKK’yı terör örgütü olarak görürken Bugün ne oldu da bu örgüt ulusalcıların ‘iyi çocukları’ oluverdi?
Peki 2009 yılında binlerce Kürt’ü KCK operasyonlarıyla tutuklayıp cezaevine tıkan şu paralel örgüt nasıl bir evrimleşme yaşadı da bugün Kandil sevdalısı kesildi?
Eminim ki “mahremiyete tecavüz böcekleri’ de, Kandil baronları da 8 Haziran sabahı bir koalisyon manzarasıyla uyanırlarsa ‘ihanet ajandaları’na yeni bir gülücük çiziği daha ekleyeceklerdir. Çünkü böyle bir durumda Kandil’in eli rahatlayacak ve kan ticaretine kaldıkları yerden devam edebileceklerdir.
Bu arada bir koalisyon hükümeti, yıllardır devlet içinde örgütlenen ‘mahremiyete tecavüz böcekleri’ için de iyi gelecektir...
İşte AK Parti nefretiyle Kandil’e savrulan kesimlerin bu garip halleri sessiz milyonların 7 Haziran’daki tercihinde önemli bir gösterge olacak. Türkiye toplumunun sağduyusu güçlüdür, öyle durup dururken PKK sevdasına kapılanlara sandıkta verecek mutlaka bir cevabı vardır.