Sorun görüntü değil içerik

Milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması gündeme geldiği günden bu yana üstünde en çok durulan konulardan biri görüntü. Bu konuda yazan, konuşan hemen herkes 1990’larda yaşanan tatsız görüntülerin bir daha yaşanmaması gerektiğini söylüyor. Dokunulmazlıkların kalkmasını isteyenler de istemeyenler de bu konuda hem fikir. Polis Meclis’e gelip HDP milletvekillerini yaka paça götürmesin diyorlar.

Gerçekten de 1994’te kameralardan bizlere ve dünyaya yansıyan görüntüler son derece rahatsız ediciydi. Ama asıl rahatsız edici olan görüntü değil o milletvekillerinin temsil ettiği siyasi düşüncenin parlamento dışında kalmasıydı. Unutmayalım ki, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kalkınca temsil ettikleri görüş ortadan kalkmadı, sadece bu görüşün temsili engellendi. Terör ise azalmadı arttı.

***

Hatip Dicle ve Orhan Doğan’ın gözaltına alınması PKK’nın işine yaradı, şiddetine sempatiyle bakan insan sayısının fazlalaşmasına yol açtı. Ancak kendimizi kandırmayalım milletvekilleri bu şekilde değil başka şekilde de gözaltına alınmış olsaydı sonuç yine değişmeyecekti. PKK yine güçlenecek, çözüm yine şiddette aranacaktı. Sorunun demokrasi içinde eritilmesi, birleşenlerinin siyasi yöntemlerle birbirinden kopartılması mümkün olmayacaktı.

Şimdi aynı hatayı tekrarlamak üzereyiz. Benim de ve TBMM’de temsil edilen partilen çoğunun da benimsemediği bir politik duruş bilerek ya da bilmeyerek yeniden siyaset dışına itiliyor. Oysa şu anda Türkiye 1994’ten çok daha kırılgan, çevresindeki sorunlar çok daha büyük, PKK’nın müttefikleri çok daha güçlü, alabileceği uluslararası destek çok daha fazla.

Benim tavsiyem dokunulmazlıklar kalksın diyen herkesin sonuçlarını bir daha düşünmesi, HDP’nin dokunulmazlığının kalkmasıyla başlayacak süreç içinde Meclis dışı kalmasının Türkiye’ye getirebileceği külfeti dikkate alması. Meclis’teki itiş-kakış bile aslında ileride Türkiye genelinde neler olabileceğinin habercisi.

***

Gündelik siyasetin ve duyguların girdabına kapılmadan, reaksiyoner davranmadan bu konunun çözümünü sağlayabiliriz. Eminim ki siyasiler isterlerse sorunu aşmak, en azından dokunulmazlığın kaldırılmasını geciktirmek için çareler üretebilirler. PKK’ya karşı verilecek mücadelenin Meclis’in “temizlenmesi” ile gerçekleşmeyeceğini görebilirler.

Sorun parti içi mücadelelere ve partiler arası polemiklere kurban edilemeyecek kadar önemli. PKK’ya koz vermememiz, HDP’ye oy veren insanları Türkiye siyasetinden, dolayısıyla da Türkiye’den uzaklaştırmamız, dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerimizde yeni engeller yaratmamamız gerekiyor. Umarım Türkiye siyasetine sağduyu hakim olur, dokunulmazlık çıkmazı oylama olmaksızın aşılır…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.