Eşyanın tabiatına direnmek mümkün değil

Eşyanın tabiatı diye bir değişmez kural vardır. Herkesin rıza gösterdiği bir akış, gerçekleştiğinde rahatsızlık yaratmayacak bir davranış zinciri… İnsan hayatı da siyasi hareketler de bu kurala tabidir. Aksine davrananlar için hayat zor geçer ve hiçbir başarı veya makam kalıcı olamaz.

Mesela Ak Parti’nin yükselişi ve siyasi başarısı temelde tabii olana riayet etmesine bağlıdır. Tayyip Erdoğan, kişisel liderlik becerisiyle bu akışı harmanlamayı başarmış ve ortaya benzerine az rastlanır bir siyasal başarı çıkmıştır. AK Parti’nin siyasete hakimiyeti ve getirdiği yüksek başarı standardından sonra diğer siyasi partilerin işi de zorlaşmıştır. Sıradan seçim sonuçları veya olduğu yerde tekrar edip durmalar artık göze batmakta ve hem toplumda hem de parti tabanlarında rahatsızlığa yol açmaktadır. Bugünün siyasal hayatında yerinizde sayma şansınız yoktur. Göze batarsınız!..

***

Lafı MHP’ye ve mahkemenin bu parti için aldığı kurultay kararına getireceğim ama CHP’yi de anlatmak lazım. Esasen, apaçık görüldüğü gibi CHP de başarısızdır. Kemal Kılıçdaroğlu partisini kesinlikle Deniz Baykal’dan daha iyi bir noktaya taşıdı ama şimdi görülüyor ki bu trend CHP’yi iktidara taşımayacak. Ana muhalefet partisi yerinde sayıyor ama bilindiği gibi normal zamanda yapılan kurultayda Kılıçdaroğlu’na rakip bile çıkamadı. CHP için çok hayırhah bir durum olmasa da Kemal Bey partisinde alternatifsiz…

Demokrasi standardı şudur: Bir lider partisini bir kez, en fazla iki kez üst üste iktidara taşıyamazsa çekilmelidir. Tecrübeyle sabit ki bunu iki kez yapamayan lider olağanüstü bir gelişme olmazsa bir daha hiç yapamıyor. Yerinde kalmakta ısrar ederse hem partisinin gücü hem de toplamda demokrasinin kalitesi kesinlikle düşüyor. Bu da tecrübeyle sabittir.

***

MHP aynı dertten daha fazla muzdariptir. Devlet Bahçeli’nin özellikle 7 Haziran sonrası sergilediği performans bu partiyi sadece büyük bir yenilgiye uğratmakla kalmamış siyasi gücünü aldığı oy oranının bile altına düşürmüştür.

Belli ki seçim sonrası MHP’de yenilenme ihtiyacı kaçınılmazdı. Hiç olmazsa Bahçeli’nin güven tazelemeye ihtiyacı vardı. Üstelik MHP’de CHP’nin aksine çok sayıda genel başkan adayı ortaya çıkmış, tabanda ve medyada çalışmaya başlamışlardı. Buna rağmen Bahçeli, değişime ve yarışmaya direndi; tüzüğün kendisine verdiği sıradışı yetkiye yaslanarak 2018’e kadar kurultay kapısını kapatmak gibi taşınması zor bir yolu tercih etti.

***

Malum, imzalar toplandı ve dün de mahkeme kurultaya giden yolu açan kararı verdi.

Bahçeli, mahkeme kararını beklemeden daha yolun başında kurultaya kendisi gitmeliydi. 1 Kasım seçim yenilgisinin verdiği ilk mesaja direnmek yerine kendisini delegeye anlatmalıydı.

Aksini yaptı? Eşyanın tabiatına direndi, eski alışkanlıkla ne derse kabul edileceğini zannederek kendisini de partisini de zora soktu. Partisini soktuğu engebeli yol ancak yargı yoluyla düzeltilebildi.

Umarız bundan sonrası tabii akışa uygun gelişir ve muhalefet cephesinde anlamlı bir değişim veya yenilenme mümkün olabilir.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum