Hem yasal hem de helal olmalı vakıf harcama kalemleri

İki yıl kadar önce “Kamu kazancından vakıf kime hayırdır?” diye bir yazı kaleme almış ve ülkemizdeki çarpık vakıf anlayışına değinmiştim. O gün o yazıda vakıfların gelir kaynaklarının kamu kaynakları olmaması gerektiğini çünkü vakıf idarecilerin bu paraları kullanırken ister istemez kendi inanç-ideoloji-kimlik vb. birçok nedenle taraflı olabileceklerine vurgu yapmıştım. Kamu kurumlarınca yani vatandaşın vergisinden gelen kaynaklarla vakıfların desteklenmesi -bu destek illa olacaksa her vakıf için ulaşılabilir ve makul oranları geçmemelidir- hukuken bence suça, dinen de harama girecektir çünkü kullanılan kaynak 87 milyonun vergilerinden sağlanmaktadır ve bunda her kesimin az ya da çok bir payı vardır.

Yoksa A şahsı ya da B şahsının kendi şahsi servetini veya halktan rızalık karşılığı topladığı paraları kime, nasıl dağıttığı -içinde suç barındırmadığı sürece- ne bizi ne de bir başkasını ilgilendirmez.

Bu nedenle son günlerde hükümete yakın vakıflar ile muhalefet belediyeleri arasında yaşanan çekişme bence hukuki olduğu kadar ahlaki açıdan da derin bir tartışmayı hak etmektedir. Ancak bizim bu tartışmayı yapacak olgunluğa sahip olduğumuzu da çok düşünmüyorum çünkü hemen her kesim ya rövanşçı bir tutumla kendisinden öncekileri örnek göstererek ya da kendi politik çevresini memnun etme gayreti ile haklılığını savunmaktadır.

Bu tutum -maalesef kendisini dini bir temele koyarak savundukları için söylüyorum- atalarının dini üzerinde olanların da savunması idi ve bizde bu hataya özellikle Müslüman hassasiyetine sahip olduğunu söyleyen çevreler fazlası ile düşmektedir.

Bu çarpıklığa ilk karşı çıkması gerekenlerin ilk savunanlar olması ise daha da üzücü. Halbuki vaazlarda İmam Ahmed B. Hanbel’nin oğlunun -kadılık yaparken- gönderdiği ekmekte haram var diyerek yemeyip dilencilere verilsin dediğini, uşakların vermeyip küflendirdikleri için Fırat nehrine attıklarını ve bu nedenle “ya bu ekmekten tutulan balıklar yemişse” diye bir daha Fırat’tan tutulan balıkları yemeyen imamın hayatının örnek gösterilmesi içi boş bir söylemden öteye geçmez.

İş yine dönüp dolaşıp başkanlık yetkilerindeki çıkmaza geliyor. Başkanlık yetkileri gibi “kamu kaynaklarının bu şekilde CHP’li ya da HDP’li vakıflarca kullanılmasına razı olur musunuz?” sorusuna verilecek cevapta yatıyor…

Cevabı yazmama herhalde gerek yok…

***

Vakıfların bir kuruluş senedi vardır ve bu senede göre işler yürür. Vakıf kendi gücünden elde ettiği geliri bu senede göre harcar. Ve bizler de bu senede göre bir hukuksuzluk yapılıp yapılmadığını hukuki olarak denetleyebiliriz. Örneğin bir vakıf yardımlarının “sadece sarışın, mavi gözlü ve 1.90’dan uzunlara” yapılacağını yazabilir. Ve bizlere bu durumda sadece bu yardımların buna göre dağıtılıp dağıtılmadığını denetlemekten başka bir şey düşmez.

Çünkü dağıtılan mal bizim değildir ve vakfın kendi inisiyatifindedir. Ama gelin görün ki Türkiye’de pek çok vakıf 0 -yazı ile sıfır- TL sermaye ile kurulup daha sonra devlet ve kamu kurumlarından siyasi yollarla elde edilen gelirle yandaşlarını desteklemektedir. Burada güzel işlerin de arada sırada çıkıyor olması bu çarpıklığı örtmez. Ve karşı çıkılması gereken durum budur. Sermayesi olmayan bir vakfın kurulma ve para harcama yetkisi de olmamalı, hele ki bu para hiçbir şekilde kamu parası olmamalı.

İlla kamu parası olacak ise bunun kanunen hemen her vakıf için alınabilir olması şarttır. Uç örnek olacak ama Kanarya Sevenler Derneği ile LGBT dernekleri arasında devlet bir fark gözetemez.

Bu örnekten yola çıkarak kimse gözlerini büyütmesin; ben burada hem ahlaki hem hukuki hem de dinen caiz bir durumu izaha çalışıyorum.

İslam ülkelerinin ve Müslüman alimlerin son birkaç yüzyıldır içinde bulunduğu çıkmaz işte tam da bu tür noktalarda çağın ihtiyaçlarına cevap verememesidir. Ve maalesef cevap vermeye çalışanlar da hemen cemaatten dışlanmaktadır.

Bir çıkış yolu var mı? Gerçekten bilemiyorum çünkü tüm değerleri çok hızlıca tüketmekte ve yozlaştırmakta maalesef üstümüze yok!.. Allah hepimizi ıslah etsin…

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum