Açılımlarla her yerimiz açıldı

Türkiye’de açılım benzeri söz ve davranışlar, her zaman ayrımcılığı, kampçılığı ve bölücülüğü tetikledi. Daha baştan yazdık: Son açılımda da farklı olmayacağı belliydi.

Bir kere bu işler böyle yapılmaz. Devlet, egemenliğin bölüşülmesini hedef alan çıkışlara karşı yapısı gereği temel değerlerini kıskançlıkla korur. Biz bunu unutmuş görünüyoruz. Sonra alınacak tedbirler çok yönlü değerlendirmelere dayanır. Açılımlar, böyle bir devlet dikkatinden uzaktı ve sonuçları ağır oldu. Sonuncusu da iyi düşünülmemişti. Öngörüye, hesaba kitaba dayanmıyordu. Sonuç görünen köydü. En kârlı çıkanın Dem, PKK ve türevleri olmasına şaşılmaz. En teşkilatlı ekiptiler ve arkalarında dünya güçleri var.

Konuşulmayan, üstü örtülen çok şey var. Terörle bir devlet kur(dur)mak istiyorlar. Bu hedef değişmedi, bir daha revize edildi. Şimdi şartlar tam olgunlaşıncaya kadar özerk bölgeler ve ona göre yapılanmalar istiyorlar. “Madem ayrılma düşüncesi yok, konuşabiliriz” derseniz, böyle iyi sonuç alınacağını düşünüyorsanız tuzağa tam düşersiniz.

Biz bu oyunu yüz yıl önceye kadar çok gördük.

BAKIN BAŞKA NELER YAPARSINIZ?

Kürt vatandaşlarımızın çoğunluğu terörist harekete destek vermedi. Evet, ülkeye ve değerlerine bağlı insanlarımız bugüne kadar çoğunluktu. Siz teröristleri çağırıp Meclis’i açarak, bağırış çağırışlara meydan açarak vatandaşlarınızı da güya silah bırakmış teröristlerin insafına terk edersiniz.

İlk açılımda gördük, devlete yakın olanlara, ülkeye bağlı olanlara türlü eziyetler edildi. Devlet susunca vatandaş sindirildi. Listelenenler kendisini koruyamadı. Korucular ve sade vatandaşlardan, baskı ve işkenceler görenler yanında, canına kıyılanlar, şehid edilenler oldu. Bunlar açık bilgiler. Haberlere yansıdı, ekranlarda canlı seyredildi.

DAHA DÜNDÜ HATIRLAYIN!

Askerlerimizin bölgeden tahliyesi sırasındaki görüntüleri hatırlayanlar, utançtan ve öfkeden kızararak konuşuyorlar. Birikmiş kalabalıkların arasından 20 yaşındaki Mehmetçiklerin çekilişleri sırasında edilen hakaretleri nasıl anlattıklarını dinlemeye dayanamazsınız.

Bunları unutmayanlar var. Sadece Doğudaki vatandaşlarımız arasında değil, ülkenin her yerinde hatırlatanlar var. Utanç ve kızgınlıkla anlatanlar var. O görüntüler bir değil, iki değildir. Şehirlerde hâkimiyet sağlamaya çalışırken tuzaklar kurdular. Ana yolları asfaltlayıp altına bomba düzenekleri koydular.

Güvenlik güçleri, kural dışı işlere hemen müdahale ederdi. Açılım sırasında müdahale yetkisi valinin müsaadesine bırakılınca onlara da “Karışmayın!” dendi. Teröristler göz göre göre şehirlerimizi böyle esir aldı, talan etti. Diyarbakır’da Sur ilçesinde neler olduğunu hatırlayın! O süreç bize ayrıca 753 şehide mal oldu. Albay Orkun Özeller, o şehir yapılanmasının terörünü bertaraf eden güvenlik güçlerimizin komutanlarındandı. Onu hapse koyduk, teröristleri çıkarmanın yollarını arıyoruz. Yaptığımıza bakar mısınız?

Şimdi adı bile kon(a)mamış açılımlar dönemini açanlar, bölücülüğü ve ayrımcılığı doğrudan muhatap aldılar. Bu akıl almaz başlangıçla terörcülerin iddialarını örtülü onaylama gerçekleşti. Hassas bir meseledir, bu yoldan giderek kafalarda ayrışmayı pekiştirirsiniz. Anayasada ifadesini bulan vatandaşlık tarifini fiilen bozarsınız. Bu oyunu kuranların dertleri zaten sadece şu veya bu etnik kitleden millet yaratmak değil, doğrudan doğruya Türklüktür.

ÖCALAN BAŞ MÜZAKERECİ

Temel hata PKK ve uzantılarını Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi gibi algılatmaktır. Şimdi yapılan akıl almaz iş budur. PKKlılar güvenlik güçlerini yenmediler ama yenmiş kadar önemli bir pozisyon elde ettiklerini düşünüyorlar. Şımarmaları normal bir sonuçtur.

Açtığınız yoldan girenler bakın başka neler yaptılar: Dem’in ilk Meclis grup toplantısında “Biji serok Apo!” sloganları atıldı. Düşünebiliyor musunuz, bu slogan atıldı. Devleti kuran Meclis’in temeline koymaya çalıştıkları dinamit Terörsüz Türkiye süslemeleriyle paketlenerek vip kişiler eliyle törenle Meclis’e getirildi ve böyle patladı. “Artık o Meclis’in hayrını görün!” demek yanlış değildir.

Bunlar daha başlangıçtır. Turpun büyüğü geridedir.

Demlilerin yaptıkları gösterilere bakınız. “Öcalan’a özgürlük!” diyorlar. Tabii derler, hükumetimiz o yolu açtı. Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Bitlis’te, Van’da neler olduğuna iyi bakmak lazımdır. Koruculara, devlete yakın kimselere bakmak lazımdır. Bu zamana kadar Demli olmayan sade vatandaşa bakmak lazımdır. Onların üzerinde giderek ağırlaşan bir baskı var mıdır? Tehdit ve şantaj var mıdır?.. Bakmak lazımdır.

Bunlar, o ilk açılım denen yıkımlarda olduysa şimdi neden olmasın? Gelen haberler de bu yönde. Örgütlü küçük azınlığın kitlelere hâkim olması ve istediğini kabul ettirmesi kolaydır. Akıllanmazsak bunun sayısız örneklerinden biri daha kapımızdadır.

YORUMLAR (25)
25 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.