“İsimleri silinsin”
Dünden beri dünyanın her yerinde insanların kanını donduran o videoda, Mescid-i Aksa yerleşkesinden ateşler yükselirken Ağlama Duvarı’nın (Batı Duvarı) önünde ellerinde bayraklarla dans edip şarkı söyleyen İsrailli gençlerin söylediği şarkının nakaratıydı bu: “Yimach Shemam” yani “İsimleri silinsin.”
Antik bir beddua bu. Eski Ahit’te Zebur’da yer alan Amaleklilerle ilgili kıssada geçiyor.
Amalekliler, İsrailoğulları Hz. Musa’yı takip edip göç ederken onlara saldıran kavim. Amalek, İbranice “varoluşsal tehdit” demek. Yahudilerin ölmeyen düşmanları Amalekler. O yüzden Amalek benzetmesi daha sonra Hitler hatta son dönemde İran için kullanılmış.
Bu yüzden Zebur’da Yahudilere Amalekleri yok etmeleri emrediliyor. “Yimach Shemam” bedduası da burada geçiyor:
“Soyu kurusun, Bir kuşak sonra adı silinsin!” (Zebur: 109:13)
Şarkının bu nakaratı dışındaki sözleri ise Tevrat’taki Samson ve Delila kıssasından geliyor.
Bu kıssa Leondard Cohen’in Hallelujah şarkısına da ilham olmuştu.
Hikayeyi bilenler vardır.
Samson (ya da Şimşon) ilahi güçlerle donanmış İsrailoğullarından bir savaşçıdır.
Gazze’ye gider ve Yahudilerin düşman kavmi Filistlerden Delilla’ya aşık olur. Ama Delila’nın aşkının sebebi aslında bu güçlü savaşçıyı dize getirmektir. Gücünü etkisiz hale getirmek için sırrını öğrenmeye çalışır. Samson bir kaç kez onu kandırır, yalan söyler. Sonunda sevgilisine güvenir ve itiraf eder; “Başıma hiç ustura değmedi. Çünkü ben ana rahmindeyken Tanrı'ya adanmışım. Tıraş olursam gücümü yitiririm. Sıradan bir adam gibi güçsüz olurum."
Delila, Samson’un gücünün kaynağının saçları olduğunu Filist beylerine haber verir.
Gece Samson’u uyutur, kucağına yatırır. Filistler odaya girer, önce Samson’un gözlerini oyarlar sonra da saçlarını keserler. Bütün gücünü kaybeden Samson’u hapse atarlar. Sonra Filistler tapınakta toplanıp bir eğlence düzenlerler, Samson’u da hapisten çıkarıp, dans ederek kendilerini eğlendirmesini isterler, onunla dalga geçerler. İşte orada Samson Rabbe dua eder: “Ey Rab, lütfen beni hatırla. Bir kez daha beni güçlendir; Filistler'den bir vuruşta iki gözümün intikamımı alayım.”
Rab duasını kabul eder tüm gücüyle tapınağın sütunlarına yüklenir, kendisiyle birlikte binlerce Filistli de yıkılan tapınağın altında kalıp ölür.
İşte Ağlama Duvarı önünde coşkuyla şarkının bu sözleri tekrarlanıyordu: “Ey Rab, lütfen beni hatırla. Bir kez daha beni güçlendir; Filistler'den bir vuruşta iki gözümün intikamımı alayım.”
Londra Üniversitesi SOAS’ta İsrail Çalışmaları uzmanı olan Yair Wallach’ın verdiği bilgiye göre 90’larda bestelenmiş bir Kahanist intikam şarkısı bu.
https://twitter.com/YairWallach/status/1391868506531061768?s=20
Kahanizm İsrail’in en radikal aşırı sağ hareketi.
Hareketin kurucusu Meir Kahane, 1932’de New York’ta doğmuş aşırı sağcı bir Yahudi din adamı, Yahudi Savunma Teşkilatı’nın kurucusu. Teşkilat “Bir kere daha soykırım tekrarlanmayacak” mottosuyla Yahudileri korumak için şiddet yöntemlerine başvuran bir örgüt. 1972’de Münih Olimpiyatları’nda İsrailli sporcular öldürülünce, intikam için Libya’nın Brüksel Büyükelçiliği’ne bombalı saldırı planlamaktan tutuklanmış.
Kahane 70’lerde İsrail’e göç edip Kach Partisi’ni kurmuş, dini eğitim çalışmalarına ağırlık vermiş.
Partinin temel amacı İsrail’de Yahudi şeriatının ilan edilmesi, Filistinlilerin Arap ülkelerine sürülmesi, Sina’dan Fırat Nehri’ne uzanan Büyük İsrail’in kurulması ve tabii Mescid-i Aksa’nın yıkılıp, üçüncü tapınağın yapılması.
Bu büyük hayaller dışında Yahudilerin başka milletlerden insanlarla evlenmelerine yani soyun melezleşmesine, eşcinsellere ve Hristiyanlara da karşılar.
Parti ve hareket pek çok şiddet olayına, vurdulu kırdılı işe karışmış, partinin seçimlere girmesi yasaklanmış, parti hakkında kapatma davaları açılmış. Meir Kahane, 1980’e kadar 60 kez tutuklanmış.
Yüzde 1’leri geçemeyen partiye ilgi 80’lerin ortasında Birinci İntifada’ya tepki olarak artmış, Kahane, Knesset’e girmeyi başarmış. Ama orada da kutsal kitaba aykırı bulduğu yemini etmemiş.
1990’da New York’ta bir suikast sonucu öldürülmüş.
Ama suikast Kahane efsanesini büyütmüş, bir Kahanizm hareketinin doğmasına neden olmuş.
Onun takipçilerinden Baruch Goldstein, 1994’de Batı Şeria’daki İbrahim Camii’ne ağır silahıyla girip katliam yapmış, 29 Filistinliyi sabah namazı sırasında öldürmüştü.
Bu katliam sonucunda Kach partisi ve etrafındaki örgütler ABD ve İsrail’de terör örgütü ilan edildi.
Daha sonra parti farklı adlarla tekrar kuruldu. Hareketin son partisi Otzma Yehudit, son seçimlerde diğer ultra ortodoks Yahudi partilileriyle birlikte Dini Siyonizm ittifakıyla seçimlere girdi ve partinin lideri İtamar Ben-Gvir Knesset’e girmeyi başardı.
Knesset’e altı milletvekili sokan Dini Siyonizm, koalisyon görüşmelerinde Netanyahu’nun yanındaydı, hatta muhtemel yeni Netanyahu hükümetinde Ben-Gvir’in bakanlığı bile söz konusuydu.
Biraz da bundan aldığı cesaretle Ben-Gvir ve taraftarları, son aylarda Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah mahallesinde Filistinli aileleri tahliye etmek için davalar açan, gerilimi artıran yerleşimcilerin çıkardığı olaylarda başrollerdeydiler.
Sonunda savaşa dönen Kudüs’teki gerilimi yükselten bir başka Kahanist örgüt daha vardı: Levaha...
Levaha, “Kutsal Topraklarda Asimilasyonun Önlenmesi”nin kısaltması. Kelime anlamı olarak da “alev” demek.
Bu para-militer gençlik örgütünün amacı adından anlaşılacağı üzere Yahudilerin safi ırkını korumak. Yahudilerin başka dinlerden insanlarla evlenmesine karşı çıkmak. Çoğul ve birlikte yaşamı engellemek ve tabii Filistinlileri Arap ülkelerine göndermek. Sadece Filistinlilerle değil, Hristiyanları da İsrail’de istemiyorlar.
2005’de kurulan hareket, 2010 yılında Katolik Leonardo Di Caprio ile aşk yaşayan İsrailli top model Bar Rafaeli’ye mektup yazıp, ayrılmalarını isteyince dünya medyasına haber olmuştu.
Daha sonra Mark Zuckerberg'i de Hong Konglu eşi Priscilla Chan’den boşanmaya çağırdılar. 2014’de bir Filistinli ve İsrailli çiftin düğünü önünde gösteri yapıp geline megafonlarla “Tanrı cennette senin için gözyaşı döküyor, evine dön” diye çağrılar yaptılar.
2015’de “Vampir” ve “kam emici” dedikleri Hristiyanların Noel Kutlamaları’nın yasaklanması için kampanyalar düzenlediler, Arap-Yahudi karma okulların duvarlarına “kanserle birlikte var olunamaz” sloganları yazdılar, bazı kiliselerin kundaklanmasına karıştılar.
“Alev” demek olan Levaha, bu yılın Nisan ayında Doğu Kudüs’te yaptığı bir yürüyüşle bugün Kudüs’te yangına dönen kundaklamayı yapmıştı.
Yürüyüşün sebebi bir TikTok videosuydu. 17 yaşında bir Filistinli genç videoda iki Ortodoks Yahudi çocuğa tokat atarken görülüyor.
Filistinli genç bu video üzerine gözaltına alındı ama Levaha bu görüntüyü “onur kırıcı” buldu ve Yahudilerin şerefini kurtarmak için 21 Nisan’da Doğu Kudüs’ün Filistinli mahallerinin içinden İsrail bayrakları ve Araplara ölüm sloganlarıyla bir yürüyüş organize etti.
Yürüyüş Yahudi yerleşimcileri ve Filistinli gençler arasındaki tansiyonu artırdı.
Gerilim Yafa’da başlayan daha sonra Doğu Kudüs’te Şeyh Cerrah mahallesinde süren yerleşimcilerin Filistinlileri evlerinden ve arazilerinden çıkarmak için yürüttükleri hukuk destekli tacizlerle arttı.
David Hearst, bu tacizlerle kendilerine Mescid-i Aksa’nın muhafızları “Murabıtlar” diyen yeni nesil bir Filistinli gençlik hareketinin ortaya çıktığını söylüyor ve onları şöyle tarif ediyor:
“Ne el-Fetih’in ne de Hamas’ın hâkimiyeti var. Filistin milli sloganlarını atıyorlar. Bu protestocuların tamamı yeknesak biçimde dini motivasyon sahibi olmadığı gibi, çoğu toplumsal anlamda muhafazakar da değil.”
Bu artan gerilimin üzerine bir de tarihsel çakışma eklendi.
1967’de Arap İsrail Savaşı’nda İsrail’in Kudüs’ü işgalinin yıldönümünün yani Kudüs Günü, bu yıl Ramazan ayına ve Kadir Gecesi’nden bir gün önceye denk geldi.
Kudüs Günü’nde son dört yıldır Levaha hareketinin öncülüğünde bir bayrak yürüyüşü yapılıyor.
Yürüyüşte kortej, Doğu Kudüs’te Filistin mahallelerinden geçip, Mescid-i Aksa’nın olduğu Tapınak Dağı’na varıyor.
Bu yürüyüş bu yıl Ramazan ve Kadir Gecesi’ne denk gelince iptal edilmesi için günlerce İsrail medyasından Netanyahu hükümetine çağrılar yapıldı. Ama yerleşimcileri kızdırmak istemeyen Netanyahu hükümeti yürüyüşü iptal etmedi sadece kortejin güzergahı değiştirilerek Filistin mahallerinden geçişi yasaklandı.
Filistinli gençler de yürüyüşçü ultra Ortodoks Yahudi gençlerin Mescid-i Aksa’ya çıkmasını engellemek için o gün Mescid-i Aksa’da toplandılar. Polisin ilk müdahaleleri de bu sırada başladı.
İşte o görüntü o sırada ortaya çıktı.
Yukarıda Filistinli gençler, aşırı sağcı gençlerin oluşturduğu kortejin Mescid-i Aksa’ya çıkmasını engellemek için İsrail polisiyle çatışırken, aşağıda Ağlama Duvarı’nın önünde Kudüs Günü için yapılan bayrak yürüyüşüne katılan çoğunluğu Yeşiva denen dini okulların öğrencileri toplanmıştı.
https://twitter.com/Elizrael/status/1391873832386969608?s=20
Mescid-i Aksa tarafından dumanlar yükselirken “Yimach Shemam” (İsimleri silinsin) diye şarkı söyleyip dans eden bu öğrencilerin çoğu Levaha adlı radikal gençlik örgütün sempatizanlarıydu.
Görüntülerde yanan Mescid-i Aksa yerleşkesindeki binalar değil, etrafındaki ağaçlardı.
Ağaçların nasıl yandığı ise belirsiz.
Sağcı İsrailli gazetecilere göre ağaçları polisle çatışırken havai fişek atan Filistinli göstericiler yanlışlıkla yakmıştı.
Ama başka videolar havai fişeklerin aşağıda Ağlama Duvarı önünde kutlama yapanlar tarafından atıldığını da gösteriyor.
Her ikisi de olabilir.
Ama onlara bakarak bütün Yahudiler ve İsrailliler hakkında hükümler vermek büyük bir hata olur.
Dünden beri İsrailliler, Yahudiler de bu videoyu paylaşıyor ve öfkelerini dile getiriyor.
Bu videoyu ilk paylaşan Knesset’teki koalisyon görüşmelerinde kritik konumda olan Arap ittifakının lideri Ayman Odeh, dünden beri sağduyu çağrıları yapıyor, olayları Yahudi-Filistin çatışmamasına dönmemesi gerektiğini söylüyor.
Çünkü bu çatışmanın tek bir kazananı olabilir.
Seçimlerde bir türlü yeterli sandalye sayısına ulaşamayan Netanyahu ve radikal sağ müttefikleri...
Herhalde “isimleri silinsin” diye dans edenlerin videosuna bakıp yapılacak en büyük yanlış, bir millet ve din hakkında benzer intikamcı, totolojik sonuçlara varmak olur.
Bu video fanatizmin nasıl bütün bir toplumu ateşe atabileceğini, kesin inançlılığın, tarih ve dinin içiçe geçtiği intikam ve rövanş ideolojilerinin insanlığa zararları üzerine ibretlik bir görüntü olarak hafızalarda kalacak.