Böylesi daha mı ucuz?

Kar, şiirlerde güzel duruyor.

Bazen coşkun, bazen mahzun, bazen soğuk, bazen kırık dökük ama güzel.

Cenap Şahabettin’in ‘Elhan-ı Şita’sında hüzün, sükut, sürurdan daha çok.

Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar”

Karlar bütün elhanı mezamir-i sükutun

Karlar, bütün ezharı riyaz-ı melekutun.”

Sessiz sessiz yağarken öyledir, sükut şarkılarının nağmeleri gibi… Melek bahçelerinin çiçekleri gibi.

Üstad Sezai Karakoç’un ‘Kar’ şiiri bir başka derindir.

Hele…

Allah kar gibi gökten yağınca

Karlar sıcak sıcak saçlarına değince

Başını önüne eğince

Benim bu şiirimi anlayacaksın”

Dediği zaman.

Nilüfer’in şarkısındaki “Alıcı kuşlar gibi başımın üstünde dönüp durmayın kar taneleri” de hüzün çağırıyor.

Oysa, kar yağınca benim çocuklarım, torunlarım çok sevindiler. Parklara döküldüler, kar topu oynadılar, kardan adam yaptılar.

Nasıl cıvıl cıvıllar.

100 gün kar yağsın dedi 4 yaşındaki Emin. Belki de bildiği en yüksek rakam 100 olduğu içindir.

Oğlum bir gün yağdık kilitlendik, 100 gün yağsa ne oluruz?

Kar böyle yağınca benim dilime dolanan türkü memleket havası.

Kar yağayi yağayi, kapıya çıkılmayi

Ayişe güzellikten yüzüne bakılmayi”

Aslında kapıya çıkılmasaymış iyi olurmuş.

Akşam eve dönerken daha iyi anladım bunu.

Betül kızım ben yoldayken aradı. Yolda kalmışlar, kar lastiği olmayanlar gidemiyormuş. Bana gelme diyecekmiş.

Ben çoktan çıktım. Yol müsait sorun görmüyorum.

Göreceğim varmış.

Her gün on dakikada gittiğim son 10 kilometreyi 2 saatte aşabildim.

Burada bir yönetim zaafı vardır mutlaka.

Vatandaşın da yanlışı vardır.

Ama aşinayız buna. Daha önce de gördük.

İstanbul’u sel götürdüğü zaman “El Nino değil el-Tayyip” diye manşet atanlar bile oldu.

Birikmiş, tevarüs edilmiş sorunların acı meyveleri.

Şimdi de el-Ekrem diyorlar.

Derler. Böyledir bu işler.

Aklıma başka şeyler de geliyor.

Afrika’da böyle bir sorun yok. Çünkü kar yağmıyor.

Ama Avrupa’da yağıyor ve orada da bu tür sorunlar olduğunu duymadım.

Hayır Moskova’da, Petersburg’da, Londra’da, kuzey kutup dairesinin oralarda ve başka şehirlerde böyle yoğun kar yağışına rastladım.

Görmedim hayatın felç olduğunu.

Tuz yerine buz çözücü kimyevi terkipler kullandıklarından olabilir mi?

Biraz tesiri vardır.

Türkiye’de neden tuzu yollara boca ediyoruz da buz çözücü kimyasallar kullanmıyoruz?

Tuz hem o kimyasallara göre etkisiz hem yolu çok tahrip ediyor.

İhalede mi anlaşamadılar? Bizim ihalelerimizde maalesef ihalenin kime gideceği ekonomik olup olmamasına göre daha öncelikli bir mesele.

Ya da düpedüz, pahalı olduğu için.

İş bilenler yollarda yaptığı tahribatı tamir etmenin maliyeti buz çözücülerin maliyetinden daha fazla diyorlar.

Önceki gün eve giderken yarım depo benzin harcadım.

İstanbul’un çoğu yeri kilitliydi. On binlerce otomobil yollardaydı. Sabaha kadar yollarda kalan var.

Onlar da harcamıştır.

O harcanan benzinlerden, mazotlardan daha mı pahalıydı buz çözücü?

Her şeye para buluyorsunuz, buna niye bulamıyorsunuz?

Havalimanında pistte 8-10 saat mahsur kalan yolcular var.

Nihayet birkaç kilometrelik pist. Oralarda ehliyetli biri olsa mutlaka alır gelirdi yolcuları.

Demek bulunamadı.

Kardan yeni havalimanındaki hangarın çatısı çökmüş.

Dün bir bugün iki, ne zaman yapıldı da çöktü?

Bu sorunların bir kısmı afetin büyüklüğünden.

Bir kısmı da idarecilerimizin beceriksizliğinden.

Bizim idarecilerimiz afetin olduğu yerlerde sorun çözer gibi dolaşmayı, beyanat vermeyi afeti önleyecek tedbirleri zamanında almaktan daha çok seviyorlar.

Böylesini daha mı ucuz buluyorlar?

YORUMLAR (18)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
18 Yorum