Enflasyonla mücadele ve multitasking
Görevi enflasyonla mücadele etmek olan kamu görevlileri ve kamuoyuna mesaj vermek isteyenler enflasyonla mücadele konusunda, zaman zaman “şu şu şu işler de başarılmalı” mealinde bazı yaklaşımlar ortaya koyuyorlar.
Acaba birçok farklı göreve aynı anda odaklanarak başarıya ulaşmak mümkün mü?
Herhangi bir projeyi yönetirken, savrulmadan ve birden fazla konuya boğulmadan; odaklanma, önceliklendirme, etki analizleri, aktarım mekanizmalarının işlerliği, koordinasyon ve ilgili tarafların sürekli bilgilendirilmesi süreçleri çok iyi planlanabilir mi?
“Şu şu şu” diye bahsettiğim multitasking yaklaşımları ve analizler:
1)Enflasyonla mücadele ederken aynı anda TCMB’nin, hem brüt hem de net rezervlerini de artmalı.
2)TCMB’nin bankalarla yapmış olduğu swapları kapatılabilir ve boşa çıkacak dövizler TCMB tarafından satın alınabilir.
Yorum ve öneri: Enflasyonla mücadele dönemlerinde Merkez Bankaları piyasadan döviz satın almamalı, alırsa bu, piyasaya TL sürmek anlamına gelir; tam tersine mümkün ve müsaitse satmalı. Bankalardaki atıl döviz rezervlerinin TCMB’ye çekilmesi durumunda, piyasaya TL arz edilmesini gerektirmeyen başka politikalar uygulanmalı.
3)Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının kapanması için Bankalar biraz daha sıkıştırılmalı.
Yorum ve Öneri: Gösterge mevduat faiz oranlarının, kur artış oranlarından daha yüksek olması, enflasyonla mücadele politikalarının anahtar bir göstergesidir.
Eğer TCMB bu mevduat-kur hedefini tutturabileceğine inanıyorsa, KKM hesaplarıyla DTH hesaplarının para politikasına etkisi eşitlenir.
Bu böyleyse TCMB’nin, KKM’den dolayı bankaların ensesinde boza pişirmesine gerek kalmaz.
Yok, eğer TCMB tam tersine inanıyorsa yani kurların, mevduat faizlerinden daha yüksek artacağına ve bunun TCMB’nin giderlerini artıracağına inanıyorsa; öncelikle geçmiş olsun çünkü kur artış oranları mevduat faiz oranlarından daha yüksek olursa, enflasyonla mücadele savaşı kaybedilmiş demektir.
Kurların mevduat faizlerinden daha yüksek arttığı ve birikim sahiplerinin TL’ye geçmeye zorlandığı bir durumda, etik bir problem de oluşur: KKM’sini bozup TL mevduata yönlendirilmiş mevduat sahipleri, bilerek ve planlanarak zarar etmeye zorlanmış olurlar.
KKM kendi haline bırakılmalıdır. Kimse geleceğin hangi risklerle geleceğini bilemez, gün gelir KKM yine bir dengeleyici finansal ürün olarak bazı işlevler görebilir.
4)İhracatçıların ve turizmcilerin dövizini satın alalım ve hiç kimseye döviz satmayalım; aynı anda TL’de dövize karşı değerlensin.
Yorum ve öneri: Yukarıdaki TCMB döviz almamalı ve mümkün ve müsaitse satmalı önerimize ilave olarak, uygulanan politikalara olumsuz etki edecek döngü karşıtı ve çelişkili taleplerin etki analizlerinden önce süreç analizine de tabi tutulması uygun olur.
5)Bu yıl yapılacak 1,2 Trilyon TL’lik deprem harcamasına rağmen bütçemiz en çok %2 açık versin.
6)Maaşları artıralım fakat bütçe açık vermesin.
7)Bütçede, verimsiz yatırım harcamalarını ve gereksiz cari harcamaları kısarak kamuda israfı bitirelim.
8)Zenginlere, servet vergisi koyalım. İkinci evi olandan yüksek vergi alalım. Nereden buldun misali bir uygulama getirelim.
Yorum ve öneri: Şahsen Devletin ithal edilmiş tek bir kibrit çöpünü bile satın almasına karşıyım.
Kamu, ihtiyaç duyduğu her şeyi içeride ürettirmelidir; bu ürünler üretilinceye kadar da tüketmemelidir. Bu şart sağlandıktan sonra, Kamunun her harcaması bir başkasının gelirine dönüşür.
Bu durumda bakılacak olgular, harcamaların yerindeliği, verimi ve enflasyona etkileri olacaktır.
Son on yılın bütçe açığı %1,8 civarında ve Kamu borcunun GSYH’ye oranı %25 olan bir ülkenin bütçe sorunu olamaz. Yine de vergi tabanının genişletilmesi, geçmişte tahsis edilmiş istisna ve muafiyetlerin tekrar gözden geçirilmesi mevcut bütçe başarıların sürdürülebilmesi için şarttır.
9) İhracatımız artarken ithalatımız düşsün.
Yorum ve öneri: Sayın Şimşek cari açığın son bir yılda 32 milyar dolara düşmesini yorumlarken, yüksek başarılar elde etmiş olmanın özgüveniyle bu yıl cari açığın %2,5’e düşeceğini iddia etti.
Belki düşer.
Fakat İthalattaki düşüşlerin %90’ı petrol ve bazı hammadde fiyatlarının düşmesi ve altın ithalatının azalmasından kaynaklanıyor.
İhracatta eser miktarda artış varsa da, İthalatta dikkate değer bir azalış olduğunu söylemek mümkün değil.
TL’nin değer kazanmasıyla önümüzdeki aylarda ithalatın düşmesini gerektirecek hiçbir şey kalmayacak hatta İthalat patlama bile yapabilir.
TL’deki değerlenme sürüyor ve önümüzdeki aylarda gelmesi muhtemel yabancıların arzı endam etmesiyle, TL’deki değerlenme kalıcı olarak devam edebilir. Eğer değerlenme %10’u aşarsa, her an kurlarda bir sıçrama yaşanabilir.
10) Emekli ve memurlara Temmuz’da enflasyon kadar zam yapılsın fakat asgari ücretlilere yılda bir
kere çünkü asgari ücret artarsa TL değerlenecek ve ihracat düşecek.
Yorum ve öneri: Emeklilere ve asgari ücretlilere yılbaşında yaklaşık olarak %50 civarında zam
yapılmıştı. Memurlara yapılan zam çok daha yüksekti. Adalet adına, asgari ücrete de Temmuzda
son kez ilk altı ayın enflasyonu oranında zam yapılmalıdır.
11) Kayıtdışı ekonomi varken enflasyon düşmez, mücadele edilmeli.
12)Diğer kamu yöneticilerine olmazsa bile TCMB yöneticilerine, görev süresi boyunca görevden
alınmayacaklarına dair kanun çıkarılmalı.
13) Enflasyonun sebebi her fiyattan hesapsızca harcama yapan toplumun en zengin ilk %5’dir. Gelir
dağılımı düzelmeden enflasyon düşürülmez.
14) Mahkeme süreçleri reforma tabi tutulmadan, hukukun üstünlüğü her bakımdan ortaya konmadan ve köklü bir eğitim reformu yapılmadan ne enflasyon düşer ne de yabancı yatırımcı gelir.
Kayıtdışı ekonomi, gelir dağılımındaki adaletsizlik, TCMB ve diğer üst düzey “kamu yöneticilerinin görevde kalış süresini garanti altına alan kanunları ilga eden kararnamenin iptali” ile eğitim ve hukuk reformu ihtiyacı başlıklarının her biri, tek başına ayrı bir köşe yazısını hak ediyor.
Çalışmaların da gösterdiği ve emin olduğum bir olgu var: Kişisel hayatta, şirketlerde ve kamu
yönetiminde multitasking, başarılabilecek işleri bile başarısızlığa uğratabilir.
Multitasking hevesleri neredeyse her zaman olabilirlik, yerindelik, tutarlılık ve zamanlama açısından başarısızlık ihtimali içerir; uzak durulmalıdır.