Ne başlık atsam yetersiz kalacak

Mete Yarar

Küçük olaylar karşısında bazen dağılıp ‘Bu da mı başıma gelecekti’ diyen çok insan tanımışsınızdır. Bu küçük olaylar karşısında dağılanların aksine bazen uçurumun kenarında küçük bir dala tutunup düşmemek için çırpınan insanlara benzer hayat yaşayanlar da var bu dünyada.

Düşünsenize insanlar kural tanımaz terör örgütleri tarafından katlediliyorlar. Yaşadığınız yerde elektrik, su veya günlük ihtiyacınız olan ekmeğe ulaşmanız bir mucize. Çocuklar yıllardan beri okul yüzü görmüyorlar. Eğer bulabilirseniz gazyağı ile gece odanızı aydınlatabiliyorsunuz. Elektrik olmadığı için televizyon kullanmak zaten mümkün değil. Terör örgütleri mensupları elektrik olsa bile televizyon izlemeye zaten yasak getirmiş durumdalar. Eğer böyle bir faaliyeti tespit ederlerse en ufak ceza meydanda saatlerce kırbaçlanmak. Casus olarak suçlanırsanız bu kez aynı meydanda herkesin izlemek zorunda olduğu bir şekilde infaz edilirsiniz.

***

Evinizin kapısını kilitlemenize asla müsade edilmez. Bin yıl önce en mahrem yer olarak kabul edilen evinizde bile rahat bırakılmazsınız. Elinizde avucunuzda olan malı aldıkları gibi bir gün kapınız başka isteklerle çalınabilir.

Erkek çocuğunuz varsa kendileri için savaşması için alınıp götürülür. Kızınız varsa onun durumu daha da kötüdür.

Bir gün sizi esir alan terör örgütü başka bir terör örgütü ile yer değiştirir ve yaşadıklarınız tekrar sil baştan tekrarlanır. Verecek bir şey kalmadığı, diğer terör örgütünün aldığı söylendiğinde ise, ailenizden biri rehin alınıp götürülür ve “Ne et ne yap bul” denir.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen topraklarınızı terk etmez ve Allah’a sığınırsınız. Gözünüzü her kapattığınızda Allah’tan canını alması için dua edersiniz.

İşte böyle olayların yaşandığı bir coğrafyada memleket olarak dik durmaya çalışıyoruz. Dik durmayı geçtim, diğer insanlara da hayatta kalmaları için bir fırsat veriyorsunuz.

Olumlu değişim hikayelerini hep çok sevmişimdir. Bu değişimler zor şartlarda icra edildiğinde benim için daha da anlamlı olmuştur.

Türkiye, Suriye’de bütün dünyayı da karşısına alarak insanlar için yaşayacakları vahalar yaratmaya devam ediyor.

Birçok devlet bölgedeki sorunun yalnızca açlık ve yokluk olduğunu düşünüyor. Bu nedenle de üç beş kuruş para yardımı yaptığında sorunun çözüleceğini düşünüyor.

Buradaki sorunlar açlık ve yokluktan onurlu bir ölüm seçeneğine geçeli yirmi beş yıl oldu. Evet, insanlar buralarda evlerinde yataklarında ölmüyor. Bu sorunu görmek ve duymak istemeyen dünya süt tozu gönderiyor.

Türkiye ise, bütün modellerin dışında önce insanların güvende olacağı alanlar yaratmak istiyor. Bunu hem kendi gücüyle hem de bölge halkının kurduğu milis güçleriyle sağlıyor.

Güvenliği sağladığında arkasını dönüp gitmiyor. Okul, sağlık, içme suyu, ekmek ve temel gıdaların sağlanacağı sistemi de kuruyor.

İnsanlar kurulan vahaların etrafında tekrar yaşama tutunuyor. Nüfus Türkiye’den tersine göçle Suriye’de artmaya devam ediyor.

***

İşte modern dünya bu faaliyetlere ‘yumuşak güç’ diyor. Maalesef coğrafyamızda ‘yumuşak güç’ olmak için bile önce ‘sert güç’ olmak zorunda kalıyorsunuz. Çünkü bölgedeki sorun, haydut devletler, yarı devletleşmiş terör örgütleri ve onların altında yaşamaya çalışan masum insanlar.

Siz hâlâ o insanların yemek için mi Türkiye’ye geldiklerini sanıyorsunuz. Öyle olmadığını ilk güvenlik sağlandığında anlıyoruz. Fırat Kalkanı ve İdlib bölgesinde insanlar tekrar topraklarına dönmeye başladılar. Onlar onurlu insanlar ve tek istekleri onurlu şekilde topraklarında ölmek.

Türkiye ölüm seçeneğini yaşamaya çeviren tek ülke o yüzden de yükselen tek yıldız.

Bugünlerde sinemalarımız da ‘Ayla’ adlı film gösteriliyor. Konusu Kore Savaşı’nda yaşanan gerçek bir hikâye. Gidenler oldukça etkilenip çıkıyorlar. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Peki size desem ki, Suriye’de her gün böyle bir filme benzer olay gerçek oluyor.

Maalesef Fırat Kalkanı harekatının ne ‘hard power’ tarafını ne de ‘soft power’ tarafını ne kendimize ne de dünyaya anlatamadık.

İlk Güneydoğu filmini 2008’de çektik. Fırat Kalkanı harekatını da inşalllah 2030’da çekmeyiz.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (16)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.