Muharrem İnce, nefessiz Milleyha?

Semra Alkan

Son günlerin en çok konuşulan aktörleri kuşkusuz Muharrem İnce ve Fatih Erbakan… Erbakan’ı ve diğer gelişmeleri sonraki yazıda ele alacağım. Bu noktada şunu belirtmek isterim. Genişleyen Cumhur İttifakı blokuna (sağından sağı desek yanlış olmaz sanırım) karşılık Karamollaoğlu, Davutoğlu, Babacan ve Akşener'in öneminin belirgin bir şekilde arttığı söylenebilir.

İnce’yle ilgili olarak;

Araştırma firmaları özellikle son dönemde İnce’nin oy oranında artış olduğunu belirtiyor. Ki birkaç gündür sahadayım. Açıkçası azımsanmayacak oranda İnce ismini sahada duyduğumu belirtmek isterim.

Burada oy oranlarından ziyade İnce’nin belirtilmesinin altında yatan dinamiklere bakacak olursak;

İnce’nin çoğunlukla gençler üzerinde bir rüzgâr estirdiği söylenebilir. Zira gençler çok bunalmış. Kendilerini bir kapanın içinde, enerjileri çekilmiş gibi hissediyorlar. İktidara başta ekonomi olmak üzere birçok konuda kızıyorlar. Millet İttifakı’na da son yaşanan gerilimli günler sebebiyle kızıyorlar. Ve deprem felaketi de öfkeyi, çaresizliği daha da kabartmış doğrusu… Yani yılgınlık, öfke, umutsuzluk birbirine karışmış vaziyette. Gençlerin tepkisel bir tutumu söz konusu…

İşte bu sıkışık, tepkilerin yağdığı bir dönemde İnce kendisine bir alan açmış olabilir. Bir anlamda kendisini ve dolayısıyla partisini rakiplerine göre farklılaştırmış denilebilir. Yani öfke, bıkkınlık gibi birçok duygu İnce üzerinden bir kanal bulmuş olabilir.

Metroda konuştuğum muhafazakâr genç bir kızımız, iktidara da muhalefete de kendisini yakın hissetmediğini İnce’yi destekleyeceğini belirtti. Özellikle depremle ilgili İnce’nin söyledikleriyle ilgili örnekler verdi. Değişimi gerçekleştirebileceğini söyledi.

Bir adım daha öteye giderek İnce’yle ilgili daha detaylı sorular sorduğumda herhangi bir cevap alamadım. Ne kadro, ne program… Herhangi bir bilgisi yoktu.

Öte yandan sahada bazı İYİ Partili ve CHP’li gençlerden de İnce’ye destek açıklaması geldi. Yalnız yine detay sorularda pek cevap alamadım. Dolayısıyla şu an için İnce’nin biraz önce belirttiğim gibi gençler üzerinde olumlu bir rüzgâr estirdiği söylenebilir. Bu rüzgârın devamının gelip gelmeyeceği ise İnce’nin şu iki aylık performansına bağlı…

Diğer taraftan ana oyuncular Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’ın henüz kampanyaları başlamadı. Bu noktada, iki ihtimalden söz edilebilir. Ya İnce kendisini olumlu anlamda daha da farklılaştırabilir ya da saman alevi gibi sönüp gidebilir. Dolayısıyla İnce’yi eleştirmek yerine ortaya çıkan bu yeni durumu partilerin incelemesi anlamlı olabilir. Ve burada sorulacak soru şudur: “Diğer partiler gençlerin bu şekilde dikkatini neden çekemedi?”

Son olarak, gençlerin bu ilgisi oy davranışına dönüşebilir ya da dönüşmeyebilir. Bir anlamda dilde tepki seviyesinde kalabilir. Biraz önce belirttiğim üzere, tepkilerin oy davranışına dönüşmesi İnce’nin şu iki aylık performansına ve asıl diğer rakip partilerin hamlelerine bağlı olduğu düşüncesindeyim.

******

Nefessiz Milleyha!

Kuyulara çarpa çarpa

Akar durur kara bulutlar

Şu kıraç topraklara

Geçmez gözyaşları

Canı yok, kamburu çıkmış

Dua eder durur

Gitsin ister şu kara yazı

Cana gelsin tepeler

Parlasın yıldızlar

Yeşillensin, şenlensin der

Amman amman

Gece vurdu bizim elleri

Yıkılası zalimlerin gölgesi

Dolandı şu feleğin düğümleri

Tünemiş şahinler dikenlere

Tek tük ses gelir, gelir de

El kapılarında duyan bilen yok

Bilinçler kapanmış

Nefislere köle olunmuş

Anca rant, hırs peşinde

Amman amman

Toprağa dönmeyecek gibi

******

Bomboş damlar

Bırakıp gitti canlar

Ah, ne yana dönsem

Yokluk, perişanlık

Ne yaralı dallar, sümbüller

Kışım oldu şu kara gözler

Zindanda yürekler

Dağ, taş, güzelim köyler

Suyu çekildi Bertiz Çayı’nın

Bir uçtan bir uca İzollu Ovası

Yandı ay toprağın ateşiyle

Kimi kökünden kurudu

Kimi yol kıyısında yalınayak

Bilmem nasıl geçer bunca acı?

İnceden inceye sızlar durur

******

Dertler taşar Asi’den Fırat’a

Yaprak döker bağları

Nefessiz Milleyha

Ne yerde ne gökte

Şu garip gönlüm gibi

Dulukları çökmüş

Belenmiş kire pasa

Karlı dağlar çok uzakta

Yanmış Nurdağı’yla

Derinlerden bir bağırtı

Yeter, yazma gayrı Kâhta Kalesi

Dense de duramaz

Karanlıkta yol almadan nasıl ‘birlik’ olur?

Belki el ele tutuşuruz

Gönüllerle birbirine karışırız

Baharı yakarız gidenlerle

Biz oluruz, canım Anadolu’yla bir oluruz!

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.