Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder ile Kahire’de bir araya gelerek Ortadoğu’daki barış çabalarını ve Gazze’deki ateşkes sürecini görüştü. Sisi, Filistinlilerin topraklarından edilmeden Gazze’nin yeniden inşasının önemine dikkat çekerken, kalıcı barış için Filistin devleti kurulması gerektiğini belirtti. Lauder ise Mısır’ın bölgedeki barış çabalarını takdir etti.
Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder'i başkent Kahire'de kabul etti. Görüşmeye Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Reşad da katıldı. Görüşmede, Ortadoğu’daki istikrarın yeniden sağlanması, Mısır’ın Gazze Şeridi’nde ateşkesin uygulanması için gösterdiği çabalar, esir takası ve insani yardımların bölgeye ulaştırılmasının kolaylaştırılması gibi önemli konular ele alındı.
Cumhurbaşkanı Sisi, Gazze'nin yeniden imarına başlanmasının önemine dikkat çekerken, bu sürecin Filistinlilerin topraklarından çıkarılmadan yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Mısır’ın bu konuda kapsamlı bir plan hazırladığını belirtti.
1967 SINIRLARINA UYGUN FİLİSTİN DEVLETİ
Sisi, ateşkesin sürdürülebilir olabilmesi için tüm tarafların sorumluluk alması gerektiğine dikkat çekerek, çatışmanın devam etmesinin ve genişlemesinin tüm taraflara zarar vereceğini ifade etti. Kalıcı barışın sağlanabilmesi için 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmasının gerekliliğini de vurguladı.
Öte yandan, Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder, Mısır’ın Ortadoğu’daki barış çabalarına verdiği katkıları takdir ederek, bölgedeki istikrarı güçlendirme çabalarına destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Lauder, Sisi ile gerçekleştirdiği görüşmenin verimli olduğunu ve Mısır’ın ABD ilişkilerinin bölge için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
NE OLMUŞTU?
ABD Başkanı Donald Trump, 4 Şubat'ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da yaptığı basın toplantısında, Gazze Şeridi'nin devralınacağını açıklamıştı. Trump, Gazze'nin büyük bir yıkım alanına dönüştüğünü ve Filistinlilerin, başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde kurulacak yeni yerleşim alanlarına yerleşmelerinin daha uygun olacağını savunmuştu.