ABD'nin gece saatlerinde İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği hava saldırısı bölgede gerilimi iyice tırmandırdı. Dışişleri Bakanlığı’nın saldırıya ilişkin yaptığı ilk açıklamada kınamanın yer almaması dikkat çekti. Açıklamada, “Yaşanmakta olan gelişmeler bölgesel ihtilafın küresel düzeye taşınmasına neden olabilecektir. Bu felaket senaryosunun hayata geçmesini istemiyoruz" denildi.
ABD, İsrail ile İran arasında 10 gündür süren çatışmaların ardından, gece saatlerinde İran’daki Fordo nükleer tesisini B-2 tipi hayalet bombardıman uçaklarıyla hedef aldı. ABD Başkanı Donald Trump, saldırı sonrası yaptığı açıklamada “Fordo artık yok” dedi. Saldırı sonrası İran’dan İsrail’e misilleme geldi; aralarında ilk kez kullanılan Hayber füzelerinin de bulunduğu toplam 30 füze fırlatıldı.
Türkiye’den saldırıya ilişkin ilk açıklama Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi. Bakanlık, bölgede çatışmanın yayılmasına dair risklere daha önce de dikkat çektiklerini belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Türkiye olarak, bölgede İsrail saldırganlığıyla başlayan çatışmanın yayılması ve güvenlik ortamının istikrarsızlaşması riskine her vesileyle dikkat çekmiştik. İran’ın nükleer tesislerine ABD tarafından bugün (22 Haziran) yapılan saldırı, söz konusu riski en üst düzeye çıkarmıştır.
Türkiye, ABD’nin İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer tesislerine yönelik saldırısının muhtemel sonuçlarından derin endişe duymaktadır. Yaşanmakta olan gelişmeler bölgesel ihtilafın küresel düzeye taşınmasına neden olabilecektir. Bu felaket senaryosunun hayata geçmesini istemiyoruz.
Trump’ın İran’a saldırı kararına ABD Kongresi'nden tepki: Anayasaya aykırı
İlgili tüm tarafları sorumlu davranmaya, saldırıları an itibarıyla karşılıklı olarak durdurmaya ve daha fazla can kaybına ve yıkıma yol açabilecek adımlardan kaçınmaya davet ediyoruz. İran’ın nükleer programına ilişkin ihtilafın tek çözüm yolu müzakerelerden geçmektedir.
Uluslararası toplumu, taraflar arasında diplomatik bir çözüm bulunması yönündeki çabaları desteklemeye çağırıyoruz. Türkiye, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye ve yapıcı katkılar sunmaya hazırdır.”
.
