Karamollaoğlu'dan Erdoğan'a 'gidiyorlarsa gitsinler' yanıtı

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışına gitmek zorunda kalan veya özel sektöre geçen doktorlar için, "Gidiyorlarsa gitsinler" şeklindeki sözlerine yanıt verdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurtdışına gitmek zorunda kalan veya özel sektöre geçen doktorlar için "Gidiyorlarsa gitsinler" şeklindeki sözlerine, Giderseniz gidin diyor. Ne yapacakmış karşılığında daha ucuza çalışan ülkelerden doktor transfer edecekmiş diyen Karamollaoğlu, "Senin aklına şaşayım. Doktor almak o kadar kolay mı?" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Ekonomi insanımızın canını yakmaya devam ediyor. Tüm ekonomik göstergeler, rakamlar olumsuz bir tablo çiziyor. Elbette birçok istatistik verilebilir; fakat sadece şu istatistik dahi oldukça can yakıcıdır. Eurostat verilerine göre; ülkemizde kırmızı et, balık veya tavuk yemeye gücü yetmeyenlerin oranı %37,3… AB ortalamasının sadece %8 civarında olduğu bu yeterli beslenme verilerinde de; her olumsuz istatistikte olduğu gibi yine zirvede yer alıyoruz."

"AKLINI PEYNİR EKMEKLE Mİ YEDİN YA!"

"Türkiye gıda enflasyonu sıralamasında da zirveye yerleşmek için yoğun bir gayret gösteriyor. Gıda enflasyonunda Lübnan, Venezuela ve Surinam’ın ardından 4. Sırada geliyor ülkemiz. Tarıma elverişli, münbit topraklarımız var ama vatandaş ucuz yağ alamıyor, ekmek için kuyruğa giriyor, mevsimindeki yaş sebze-meyveyi dahi sofrasına koyamıyor. Ama bunca işin sorumlusu iktidar değil, muhalefet! Kim diyor bunu? Sn.Cumhurbaşkanı! İnsanın aklına; "aklını peynir ekmekle mi yedin ya!" demek geliyor!"

GÜN İÇİNDE YAĞ KUYRUĞU, GECE AKARYAKIT KUYRUĞU

"Yönetimde siz olacaksınız, kararları siz alacaksınız, sonra da diyeceksiniz ki; "esas müsebbip muhalefet!" Allah'tan korkun bile diyemiyorum; sadece aklınızı başınıza devşirin ya! Bu kadar beceriksizliğin sebebi olarak muhalefeti görmek, ayrı bir garabettir! Dünya'da böyle bir iktidara rastlayamazsınız! 19 sene iktidarda olacaksınız, sonra diyeceksiniz ki; "bugün Türkiye'nin karşılaştığı problemlerin tamamı muhalefetin omuzlarındadır."

Sabah ekmek kuyruğu, gün içerisinde yağ kuyruğu, gece yarısı akarkayıt kuyruğuna giriyor insanımız. Ve tüm bunların müsebbibi muhalefet(!) Hele gıdadaki yoksulluğu, sıkıntıyı anlamak mümkün değil! Gıdanın üreticisi tarımdır, çiftçidir. Tarım sektörü, gıda üretiminin temelini oluşturur. Bu da doğrudan doğruya toprağı işlemekle mümkündür."

HATASINI GÖREMEYİNCE SEBEP ARIYOR

"Topraklarımızın büyük bir kısmı, %10'dan fazlası işlenmiyor! Orada yetiştireceğimiz buğdayı gidip dışarıdan satın alıyoruz. Bu ne garabet, bu ne beceriksizlik! Bir de kendi beceriksizliklerini görmeyince iktidar, düzeltme imkanı ortadan kalkıyor. Bir insan eğer hatasını anlarsa, görürse, bir özel değerlendirme yaparsa problemlerini çözebilir. Ama göremezse vay geldi halimize! Şu anda iktidarın ya düştüğü hastalık bundan kaynaklanıyor veya başka çare bulamıyor! Kendi hatasını göremeyince bir sebep arıyor, bunu da muhalefete yüklemeyi siyaseten en kolay yol olarak görüyor.

Elinde medyası var, televizyonları var, gazeteleri var... İktidar mensupları her gün bu konuyu dile getiriyor, hatayı, yanlışı, sıkıntıyı dile getiren muhalefeti ağzına bile almıyor, azarlıyor!"

DOKTOR OLMAK O KADAR KOLAY MI?

Şu doktorlarımızın haline bir bakalım..

Doktoru, asgari ücret seviyesini dikkate alarak, 4,5 milyon ailenin sosyal yardım aldığını, 400-500 lira, bir kısmı da 1000-1500 lira civarında, bir ücrete mahkum olduğunu bildiği için iktidar; "şu doktorlara bir bakın, 8-9 bin lira para alıyorlar, bunu da beğenmiyorlar; yurt dışına gitmek istiyorlar, giderseniz gidin!" diyorlar!

Ne yapacaklarmış? Karşılığında daha ucuza çalışan ülkelerden doktor transfer edecekmiş! Senin aklına şaşayım ya! Doktor almak o kadar kolay mı?

Gelir, kendi ülkesinde geçinemediği için, orada düşük ücretle çalıştığı için burda 6-7 bin lirayı çok görenler gelir ancak; uzmanlar gelmez, ihtisas sahibi insanlar gelmez! Yeni gelenler hiçbir zaman, uzman bir doktorun yerini alamaz!

İhtisas sahibi olmak için mezun olacaksın, en az 5 sene ihtisas göreceksin, yani pratisyenlik yapacaksın, uzmanların yanında göreceksin, ihtisas kazanacaksın ve beceri kazanacaksın, sonra uzman olacaksın...

KARŞILIĞINI VERMEK MECBURİYETİNDESİN

Uzmanlık da hemen öyle senin 5 sene sonra en iyisi olduğun manasına gelmez; orada da 3-5-10 sene sonra; "bu sahada en iyi doktorların arasında bu da var" denilecek. İşte onun da karşılığını vermek mecburiyetindesin!

Doktorların çalışma şartları herkese benzemiyor ki... Benim de yakınlarım var.. Bir doktor düşünün, nöbete gidiyor 24 saat nöbette kalıyor, arkasından da normal mesaisini yapıyor 8 saat, bazen 12 saat; tam 36 saat çalışıyor doktorlar..

Bunu görmeyeceksiniz; sonra da doktorlara; "nereye giderseniz gidin" diyeceksiniz. El-insaf!

Devleti yönetenler, kendi insanına böyle bir muamele yaparsa; bu ülkede ihtisas sahibi kimse kalmaz! Devletin kendi rakamlarına göre bile bugün açlık sınırı 4 bin 500 lirayı geçti, yoksulluk sınırı a 12 bin 500 lira civarında. Sendikaların yaptığı araştırmalarda ise, ki onlar bunu daha doğru tespit ediyorlar, yoksulluk sınırı 15 bin lira...

whatsapp-image-2022-03-09-at-14-23-05-1-001.jpeg

STOKLAMIŞLARSA SENİN KABAHATİN

"Bundan sonra iktidarın pahalılıkla, ekonomiyle ciddi bir şekilde mücadele edebileceğine ihtimal vermiyorum. Akaryakıta gelen zamları takip edemez olduk. Stokçuluktan bahsediyor. Sıvı yağ kuyrukları gündeme gelince ihbar edin gidip canını okuyalım diyor. Var olsa bile bir kaç tane stokçu bunlar Türkiye'nin halini bu noktaya getirecek binlerce ton sıvıyağ stoklayamazlar, eğer stoklamışlarsa bu da senin kabahatin"

NE HALLERE DÜŞTÜK

Gaz kuyruklarından bahsedenler milleti yağ kuyruklarına mahkum ettiler. Ekmek karnelerinden bahsedenler milleti ucuz ekmek kuyruklarına mahkum ettiler. Hastane kuyruklarından şikayet edenler milleti hastane kuyruklarına mahkum ettiler. Ama en önemlisi; tek parti yönetimlerini, tek adam zihniyetlerini eleştirerek ikidara gelenler, 85 milyonluk bir ülkeyi tek adam yönetimine manhkum ettiler.

Şimdi Adalet Bakanını değiştirerek adaleti, eğitim Bakanını değiştirerek eğitimi, tarım bakanını değiştirerek tarımı düzelteceklerini, TÜİK Maşkanını değiştirerek enflasyonu, Merkez Bankası Başkanını değiştirerek döviz kurunu kontrol altına alacaklarını iddia ediyorlar.

Ne hallere düştük!

whatsapp-image-2022-03-09-at-14-23-05-001.jpeg

6 PARTİNİN HANGİSİNİ HAİNLİKLE SUÇLUYORSUNUZ

Muhterem arkadaşlar; bu kötü gidişata sebep olanlar, bir de muhalefet partilerinin bir araya gelerek vatana ihanet planları kurduğunu söylüyorlar. Akıl alır gibi değil! Muhalefet, sorunları nasıl çözeriz diye bir araya gelirken vatan haini ama siz; zam üstüne zam yaparken, ülke kaynaklarını yandaş şirketlere peşkeş çekerken, israf ederken millet sevdalısı oluyorsunuz öyle mi? Allah aşkına, Türkiye’nin altı partisine vatan haini demek nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Aklınızdan bir senaryo uyduruyorsunuz; başkalarını hain, kendinizi kahraman zannediyorsunuz. Sizin benzediğiniz bir kahraman varsa o da olsa olsa Don Kişot’tur! Siz bir “Don Kişot Sanrısı” yaşamaktasınız. Sizin durumunuz bu! Kendisini şövalye zanneden Don Kişot gibi siz de kendinizi memleketin yegane kurtarıcısı zannediyorsunuz! Oysaki ne Don Kişot şövalye ne de siz kurtarıcısınız! Yel değirmenlerini insanlara kötülük yapan devler sanarak saldıran Don Kişot gibi siz de aklınızdan uydurduğunuz soğan, patates, lobilerini gerçek görerek saldırıyorsunuz. Oysaki ne yel değirmenleri birer dev ne de hayalinizde savaştığınız lobiler gerçek!

İşte bu Don Kişot Sanrısı yüzünden; muhalefeti hain, karşınızda olan herkesi ve her şeyi düşman ve kendinizi ise tek kahraman olarak görüyorsunuz.

Şunu ekleyeyim, bu sanrıdan uyan(a)mamanızın en büyük sebebi ise şu:

Don Kişot’un sürekli yanında bulunan ve gerçeklerin farkında ama durumdan memnun olduğu için ona ayak uyduran bir yol arkadaşı Sancho (Sanço) vardı. Sizin etrafınızda da umulmayacak kadar fazla Sanço var.

O yüzden size göre altı tane partinin vatan haini olması da normal, ekonominin güllük gülistanlık olması da! Avrupa’nın Türkiye’yi kıskanması da gayet normal, Türkiye’de yoksulluğun bittiğine inanmak da! Fakat siz kurduğunuz hayal aleminden memnunsunuz diye biz ülke olarak bu kötü gerçekleri yaşamaya mecbur olamayız, olmayacağız. İlk fırsatta iktidarı bize bırakacak; yaşadığınız Don Kişot sanrısıyla baş başa kalacaksınız!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla, Saray'da kadın muhtarla buluşan AK Parti'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında doktorların yurtdışına gitmesiyle ilgili açıklamalarda bulunmuştu. "Açık konuşuyorum, gidiyorlarsa gitsinler" diyen Erdoğan şu sözleri kullamıştı:

"En az alan doktor ne alıyor dedim, '8-9 bin' dediler. En fazla alan ne alıyor dedim, '25-30 bin' dediler. Özel sektör çok veriyormuş, oraya gidiyorlar. Açık konuşuyorum, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Biz asistan doktorlarımız ile buralarda devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum; yurtdışından dönmek isteyenlerin dönüşünü sağlar, buralarda görevlendiririz."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (24)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
24 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN