Anadolu’nun kültürel ve manevi hayatında önemli bir yere sahip olan Hacı Bektaş Veli’nin mirası dijital ortama taşındı. Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TÜYEK), “yek.gov.tr” adresi üzerinden “Hacı Bektaş-ı Veli Dergahı Yazma Eser Koleksiyonu”nu araştırmacıların erişimine sundu. Koleksiyonda, katalog bilgileriyle birlikte 465 eser yer alıyor.
Bektaşiliğin tarihi, kültürel ve edebi yönlerini ortaya koyan eserlerin bulunduğu koleksiyon; Hacı Bektaş Veli, Balım Sultan, Kaygusuz Abdal ve Virani Baba gibi önemli isimlerin eserlerini içeriyor. Koleksiyonun tanıtımı, TÜYEK’in Süleymaniye Külliyesi’nde düzenlenen programla yapıldı.
“MANEVİ MİRAS GENİŞ BİR ALANDA YAŞAMAYA DEVAM EDİYOR”
Açılışta konuşan TÜYEK Başkanı Coşkun Yılmaz, Hacı Bektaş Veli’nin Mevlana ve Hacı Bayram Veli gibi bu toprakların önemli dinamiklerinden biri olduğunu belirtti. TÜYEK Katalog Koordinatörü Ali Aslan ise, Hacı Bektaş Veli’nin 13. yüzyılda Horasan’dan Anadolu’ya gelerek hoşgörü, eşitlik, adalet ve sevgi anlayışını merkezine alan bir mutasavvıf ve öğretmen olduğunu vurguladı.
Aslan, “Bugün Balkanlardan Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar izlerini sürebildiğimiz bu manevi miras, sözlü gelenekle, yazılı kültürel ilim meclislerinden edebiyat dünyasına kadar geniş bir alanda yaşamaya devam ediyor. Tanıtımını yapacağımız bu koleksiyon, bu mirasın yazılı eserler aracılığıyla günümüze ulaşmış en önemli tanıklarından biridir.” dedi.
FARKLI DİLLERDE 465 YAZMA ESER
Koleksiyonun kataloglama sürecinin hızla tamamlandığını aktaran Aslan, “Koleksiyonda 290 cilt bulunmakta. Bir tanesi matbu olmak üzere 465 eser yer alıyor. Eserlerin dil dağılımı standart koleksiyonlarımıza göre değişkenlik gösteriyor. 295'i Türkçe, 110'u Arapça, 56'sı Farsça, 3 tanesi Arnavut alfabesi ile yazılmış. Bir tanesi de Kürtçe.” diye konuştu.
“VEFAİYYE MEŞREBİNE MENSUP OLDUĞU SÖYLENİYOR”
TÜYEK Katalog Grup Başkanı Fatih Yıldız ise, Hacı Bektaş Veli’nin hayatının şekillenmesinde Babai İsyanı gibi siyasi olayların etkili olduğunu ifade ederek, “Hacı Bektaş'ın Dede Garkın ve Baba İlyas ile irtibatı dolayısıyla kendisinin Vefaiyye meşrebine mensup olduğunu söyleyenler var. Bu güçlü bir ihtimal. Bu çevrelerden manevi olarak beslendiği söyleniyor. Daha önce Horasan'dayken Ahmet Yesevi'den, Lokman Perende'den beslendiği de söyleniyor. Araştırmalara göre bu irfanla ortaya büyük bir alim çıkmış. 'Şu meşrepten miydi, bu meşrepten miydi' demek yerine bizi ilgilendiren daha çok bu nokta olmalı.” değerlendirmesinde bulundu.
TÜYEK Konya Yazma Eserler Bölge Müdürü Bekir Şahin ise, 2005’te Konya’ya getirilen koleksiyonun restorasyon ve koruma süreçlerinden söz etti. Şahin, “Hacı Bektaş Veli'nin öğretileri, farklı inançları aynı sofrada, farklı renkleri aynı bayrak altında, farklı gönülleri aynı sevgide buluşturmuştur. O, sadece bir gönül eri değil, bir milli birlik mimarıdır.” dedi.
Şahin ayrıca, “Külliye, o günden bu yana hem ilmin hem kardeşliğin hem de milli birliğin mayalandığı mekan oldu. Külliye bünyesindeki kütüphane, yalnızca kitapların dizildiği bir yer değildi. Burası bir ilim atölyesi, bir hikmet mekanıydı. Burada 'Makalat', 'Velayatname', 'Kitabü'l Fevaid', 'Besmele Şerhi' gibi eserler telif edildi. Özellikle 'Makalat', Ahmet Yesevi geleneğinin devamı olarak 'Dört Kapı Kırk Makam' anlayışını işler. Bu yolculuk, hem insanın iç dünyasını olgunlaştırır hem de toplumun huzurunu tesis eder.” ifadelerini kullandı.
TÜYEK uzmanı Faruk Ağartan da koleksiyondaki içerik hakkında bilgi verdi. Ağartan, koleksiyonda tasavvuf, edebiyat, fıkıh, tıp, kelam, tarih ve gramer gibi farklı alanlarda eserlerin bulunduğunu belirterek, Hacı Bektaş Veli’ye atfedilen “Makalat”ın çok sayıda nüshasının yer aldığını, ayrıca “Velayet-name”, “Erkan-name” ve “Fütüvvet-name”lerin de önemli kaynaklar arasında olduğunu kaydetti.
FUZULİ’DEN MEVLANA’YA, ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’YA KADAR
Ağartan, koleksiyonda Fuzuli’ye ait 11 eser, Mevlana’nın “Mesnevi”sinin üç nüshası ve İbrahim Hakkı Erzurumi’nin “Marifetname”sinin tezhipli 1819 tarihli nüshasının da bulunduğunu açıkladı.
Programda ayrıca, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç da yazma eserlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
