Avusturya merkezli Greenpeace'in kapsamlı araştırması, hem geleneksel hem de organik pul biber ürünlerinde insan sağlığına ciddi zarar verebilecek pestisit kalıntılarını ortaya koydu. AB'de yasaklı 37 kimyasal tespit edildi, uzmanlar tüketicileri uyarıyor.
Pul biber severler dikkat! Avusturya merkezli Greenpeace’in yeni raporu, market raflarında satılan hem geleneksel hem de organik pul biber ürünlerinde sağlığı tehdit eden pestisit kalıntılarının bulunduğunu gözler önüne serdi. Araştırma kapsamında incelenen 13 farklı markaya ait pul biberde, Avrupa Birliği tarafından yasaklanmış 37 ayrı pestisit türü tespit edildi. Uzmanlar, bu kimyasalların uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği konusunda uyarıda bulundu.
TEHLİKE RAFLARDA: 13 MARKADA PESTİSİT TESPİT EDİLDİ
Greenpeace'in yayımladığı çarpıcı raporda, marketlerde yaygın olarak satılan 13 pul biber markasında yasaklı pestisit kalıntılarına rastlandı. Analiz edilen ürünlerde toplamda 37 farklı kimyasal madde tespit edilirken, bazı maddelerin yasal sınırların katbekat üzerinde olduğu belirlendi.
En yüksek risk taşıyan ürünün “Las Hermanas scharf” markalı pul biber olduğu bildirildi. Bu üründe, kanserojen olduğu bilinen Anthrachinon maddesi, Avrupa Birliği sınır değerinin tam 13 katı seviyesinde ölçüldü.
SİNİR SİSTEMİNE ZARAR VEREBİLİR
Diğer dikkat çeken bir ürün ise “Kotányi Paprika scharf” oldu. Bu markada tespit edilen Chlorfenapyr maddesinin, insan sinir sistemi ve üreme sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği belirtildi. Analizler, bu maddenin yasal sınırın yaklaşık iki katı oranında bulunduğunu ortaya koydu.
ORGANİK ÜRÜNLER DE GÜVENLİ DEĞİL
Greenpeace’in araştırması, sadece geleneksel ürünlerin değil, “organik” olarak satılan bazı pul biberlerin de pestisit içerdiğini gösterdi. Her ne kadar organik ürünlerde daha düşük oranlarda pestisit kalıntısı saptansa da, yine de tam anlamıyla güvenli değiller.
Özellikle bağışıklık sistemi ve hormonal dengeyi bozabilen Thiamethoxam ve Indoxacarb gibi kimyasalların hem organik hem de geleneksel ürünlerde bulunduğu açıklandı. Ayrıca çok sayıda üründe Chlorat adlı kimyasalın izine rastlandı. Greenpeace’e göre bu maddenin kaynağı, dezenfektan kalıntısı ya da içme suyu olabilir.
DENETİMLER ARTIRILMALI, ORGANİK TARIM DESTEKLENMELİ
Greenpeace yetkilileri ve sağlık uzmanları, bu bulguların Avrupa genelinde gıda denetimlerinin yetersizliğini gözler önüne serdiğini vurguladı. Özellikle ithal edilen ve AB’de yasaklı pestisitler içeren ürünlerin pazara girişinin sıkı şekilde denetlenmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Ayrıca tüketicilere de önemli uyarılar yapıldı: Pul biber gibi öğütülmüş ve acı baharatların tüketiminde daha dikkatli olunmalı, sertifikalı ve güvenilir markalar tercih edilmeli. Aksi takdirde bu kimyasallar uzun vadede kansere, hormonal bozukluklara ve nörolojik hastalıklara yol açabilir.
SAĞLIĞINIZ İÇİN ETİKETE VE SERTİFİKAYA BAKIN
Uzmanlar, ürünlerin “organik” etiketine sahip olmasının tek başına yeterli olmadığını, sertifikasyon kurumlarının güvenirliğinin de kontrol edilmesi gerektiğini söylüyor.
Greenpeace, Avrupa ülkelerinde pestisit kalıntılarına karşı daha etkili politikalar uygulanmasını, organik tarımın desteklenmesini ve tüketicilerin daha iyi bilgilendirilmesini talep ediyor.
