Ankara, kültürel zenginliklerine bir yenisini ekleyerek, başkentin ilk ve tek Kahve Müzesi'ne ev sahipliği yapıyor.
Uzun yıllardır Ankara Kalesi'nde 'Anadolu'nun Kayıp Kahveleri' adıyla faaliyet gösteren Kültür Elçisi Muhammed Mücahit Çelebi, kahveye olan tutkusunu ve birikimini kalıcı bir miras haline getirerek bu özel müzeyi ziyaretçilerin beğenisine sundu.
KAHVE KÜLTÜRÜNE ADANMIŞ BİR PROJE
'Anadolu'nun Kayıp Kahveleri' konseptiyle Türk kahvesi kültürünü yaşatmaya adanmış olan Muhammed Mücahit Çelebi, bu müzeyle kahvenin sadece bir içecekten öte, derin bir kültürel değer taşıdığını vurgulamayı hedefliyor.
Müzede, kahvenin tarihsel yolculuğu, 16. yüzyıla kadar uzanan nadide eserler ve geleneksel hikayelerle ziyaretçilere sunuluyor.
Muhammed Mücahit Çelebi'nin uzun yıllardır üzerinde titizlikle çalıştığı ve hayalini kurduğu bu proje, kahve meraklıları için benzersiz bir deneyim vaat ediyor.

SEYYAR KAHVECİLİKTEN MÜZE KURUCULUĞUNA UZANAN YOLCULUK
Ankara Ulus Gazetesi'nden Rüveyda Aslıipek'in haberine göre, Ankara Kalesi'ndeki 'Anadolu'nun Kayıp Kahveleri' mekanının işletmecisi Muhammet Mücahit Çelebi, kahveye olan ilgisinin seyyar kahvecilikten ilham alarak başladığını belirtiyor.
Çeşitli seyahatleri sırasında tanıştığı farklı kahve kültürleri, kendisini bu alanda daha derin araştırmalara yöneltmiş.
Muhammed Mücahit Çelebi, Kahve Müzesi fikrinin aniden oluşmadığını, ziyaretçilerin yoğun ilgisi ve meraklı sorularının bu hayalin yıllar içinde olgunlaşmasına zemin hazırladığını ifade ediyor.
Özellikle gastronomi öğrencilerinden büyük destek gördüğünü belirten Muhammed Mücahit Çelebi, geleneksel kahveler üzerine yaptığı çalışmaların onu bu alanda özel bir konuma taşıdığını dile getiriyor.
Ziyaretçilerin sürekli sorular yöneltmesinin zamanla yorucu hale gelmesiyle birlikte, bu yoğun ilgiyi daha profesyonel bir platforma taşımak amacıyla müze fikrini hayata geçirmeye karar verdiğini vurguluyor.

KAPSAMLI BİR KOLEKSİYON VE TARİHSEL ZENGİNLİK
Tam adı Türk Kahvesi ve Kültürü Müzesi olan bu özel mekanda, 100'den fazla kahveye ait parça sergileniyor.
Müzenin içeriğinin oldukça kapsamlı olduğunu belirten Muhammed Mücahit Çelebi, ziyaretçileri kapıda küçük bir hediyelik eşya bölümünün karşıladığını, ardından Abdülmecid dönemine ait gümüş işlemeli fincanların sergilendiği samimi bir fuaye alanına geçildiğini aktarıyor.
Üst katta ise kahve kültürüne dair nadide eserlerin yer aldığı geniş bir salon bulunuyor.
Bu salonda, kahvenin Osmanlı topraklarına gelişinden itibaren kullanılan kahve kavurma tavaları, el değirmenleri ve farklı dönemlere ait cezve formları gibi pek çok özel parça yer alıyor.
Cezvelerin yapısı, kullanılan malzemeler ve işçilikler, dönemin zanaatkarlığını gözler önüne seriyor.
Ayrıca, kahve sunumunu tamamlayan geleneksel 'kahve yancıları' olan şerbet ve lokum kültüründen, nargileye, tütün ve çubuk lülelerine kadar birçok kültürel unsur bütüncül bir yaklaşımla ziyaretçilere sunuluyor.

KAHVENİN YASAKLANDIĞI DÖNEMLER VE FAL GELENEĞİ
Müze, sadece kahve hikayeleriyle sınırlı kalmayıp, kahvenin tarihsel olarak yasaklandığı dönemlere de ışık tutuyor.
Kahvenin yasaklandığı döneme ait bilgilerin, 'hapishane konseptli' özel bir alanda ziyaretçilere sunulduğunu kaydeden Muhammed Mücahit Çelebi, bir dönem kahvehanelerin kapatıldığı ve kahvenin haram ilan edildiği fetvaların da bu bölümde yer aldığını belirtiyor.
Ayrıca, kahve falı geleneğine de yer verilerek, falın tarihi, anlamı ve kültürel bir öğeye dönüşümü hakkında bilgiler sunuluyor.

NAMELERİN TELVESİ: KAHVE VE MÜZİK BULUŞMASI
Müzenin dikkat çeken bölümlerinden biri de 'Namelerin Telvesi' adını taşıyan özel oda. Bu bölüm, kahve kültürü ile Anadolu'nun zengin müzik mirasını bir araya getiriyor.
Yaklaşık 100 plaklık bir arşivle oluşturulan bu nostaljik müzik odasında, Anadolu topraklarında kahveyle ilgili söylenmiş türküler yer alıyor.
Ziyaretçiler, odaya adım attıklarında kahve temalı ezgiler eşliğinde keyifli ve duygusal bir geçmiş yolculuğuna çıkabiliyor.
Muhammed Mücahit Çelebi, ziyaretçilerin özel bir butonla plakları değiştirebildiğini ve her plakta kahvenin kültürel yolculuğunu anlatan Anadolu'ya özgü türkülerin bulunduğunu ifade ediyor.

TAHMİZHANE: DENEYİMSEL BİR KAHVE YOLCULUĞU
Müze, ziyaretçilere sadece izlemekle kalmayıp, birebir deneyimleyebilecekleri özel alanlar sunuyor.
'Tahmizhane' adlı odada ziyaretçiler, önlüklerini giyerek geleneksel yöntemlerle kahve kavurma, öğütme ve hazırlama süreçlerine katılabiliyor.
El değirmeni, taş değirmeni, dibek, kavurma tavaları ve tamburlar gibi ekipmanlarla donatılan bu bölümde, ziyaretçiler çiğ kahveden kavrulmuş kahveye kadar tüm aşamaları uygulamalı olarak deneyimleme imkanı buluyor.
Muhammed Mücahit Çelebi, müzenin sadece izlemeye değil, dokunmaya ve üretmeye de açık bir alan olduğunu vurgulayarak, dileyen herkesin burada bir kahve ustası gibi çalışabileceğini belirtiyor.

ÖZÜ MÜZE VE KIRK YIL HATIR KAHVESİ
Kahve Müzesi'nin son durağı ise, adını anlamından alan 'Özü Müze' bölümü.
Muhammed Mücahit Çelebi, bu özel odayı, ziyaretçilerin hem bedenlerini hem de zihinlerini dinlendirebilecekleri huzurlu bir alan olarak tasarlamış.
Dingin atmosferiyle dikkat çeken bu bölümde, ziyaretçiler kültürel bir içsel yolculuğa çıkıyor.
Müze deneyimi, geleneksel bir ritüelle son buluyor. Ziyaretçilere, Türk kültürünün önemli bir simgesi olan bir fincan kahve ikram edilerek, '40 yıl hatır' geleneği yaşatılıyor.

ANKARA KALESİ'NİN KÜLTÜREL ÖNEMİ
Muhammet Mücahit Çelebi, müzeyi açmak için özellikle Ankara Kalesi'ni tercih etmesinin nedenini, kalenin müzelerin yoğun olarak bulunduğu bir nokta olmasına bağlıyor.
Ankara'nın ilk yerleşim alanı ve sanayisinin doğduğu bu bölge, ticaretin başladığı, eski Ankara'nın ruhunu taşıyan sokakları ve tarihi evleriyle hala canlı bir kültür ortamı sunuyor.
Muhammed Mücahit Çelebi, yerli ve yabancı turistlerin kaleyi ve müzeleri ziyaret etme eğilimini göz önünde bulundurarak bu lokasyonu seçtiğini belirtiyor.
Müzenin, Muhammed Mücahit Çelebi'nin daha önceki işletmesi olan kahve mekanına yakın olması da, ziyaretçilerin müzeyi gezdikten sonra bahçede kahvelerini yudumlayarak keyifli bir mola verebilmeleri açısından büyük bir avantaj sağlıyor.
