Prof. Dr. Şerif Barış: İstanbul’da 7.3 büyüklüğünde deprem olasılığı yüzde 47

Prof. Dr. Şerif Barış: İstanbul’da 7.3 büyüklüğünde deprem olasılığı yüzde 47

Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara'da olası büyük depreme ilişkin yapılan çelişkili açıklamaların bilimsel temelden yoksun olduğunu belirterek, “Ne felaket kapıda ne de tehlike geçti” uyarısında bulundu. İstanbul’da 7.3 büyüklüğünde bir depremin önümüzdeki 30 yıl içinde gerçekleşme olasılığının %47 olduğuna dikkat çeken Barış, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve afet bilincinin toplum genelinde yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından gözler bir kez daha Marmara’ya çevrildi. Kamuoyunda sık sık dile getirilen “Büyük Marmara Depremi yaklaştı” veya “Risk azaldı” gibi zıt açıklamaların bilimsel bir temeli olup olmadığı ise tartışma konusu. Türkiye’nin önde gelen yer bilimcilerinden Prof. Dr. Şerif Barış, bu konuda bilimsel veriler ışığında değerlendirmelerde bulunarak hem uyarılarda bulundu hem de toplumda yanlış algıların oluşmasını engelleyecek açıklamalar yaptı.

"BİLİMSEL GERÇEKLER UÇLARDA DEĞİL"

Prof. Dr. Barış’a göre, Marmara Bölgesi için ne “büyük felaketin eli kulağında” demek ne de “tehlike geçti” gibi yorumlar gerçekleri yansıtıyor. Tarihsel ve sismolojik kayıtlar, İstanbul’un 250 ila 500 yıl aralıklarla yıkıcı depremler yaşadığını ortaya koyuyor. Son olarak 23 Nisan 2025’te meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, henüz kırılmamış olan ve Büyükçekmece’den İstanbul Boğazı’na uzanan fay segmenti üzerinde ciddi bir stres birikimi olduğu düşünülüyor. Bu segmentin 6.5 ile 7.3 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor.

İSTANBUL’DA 7.3 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLASILIĞI YÜZDE 47

EkolTv'nin haberine göre, 2016 yılında yapılan bir araştırmaya göre, önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul açıklarında 7.3 büyüklüğünde bir deprem yaşanma olasılığı yüzde 47 olarak hesaplandı. Barış, bu oranın daha yakın zamanda yaşanan depremlerle birlikte güncellenmesi gerektiğini belirterek, deprem riskine karşı hazırlığın ertelenemeyeceğini vurguladı.

“GERÇEK RİSK ÖLÇÜLEMEZ AMA TAHMİN EDİLEBİLİR”

Marmara Denizi’nde enerji birikiminin ölçülemeyeceğini belirten Barış, geçmişteki depremler, aletsel gözlemler ve fay mekanizması analizleri üzerinden bu gerilimin potansiyel tehlikeye işaret ettiğini ifade etti. “Bir deprem, gerilimi boşaltmak yerine çevresindeki faylara stres transferi yapabilir,” diyen Barış, “deprem riski azaldı” gibi açıklamaların bu bağlamda yanıltıcı olduğunu söyledi.

ERKEN UYARI SİSTEMLERİ VE UYGULAMALI EĞİTİM ŞART

Barış’a göre, erken uyarı sistemleri, depremleri önceden bildirmekten ziyade, saniyeler öncesinde doğalgaz ve elektrik kesintisi gibi önlemlerin devreye alınmasını sağladığı için hayat kurtarıcı olabilir. Özellikle fay hattı üzerinde kurulu sensörlerin etkinliği vurgulanırken, Japonya örneğinde bu sistemlerin ciddi can kayıplarının önüne geçtiği hatırlatıldı.

Öte yandan, tatbikatların ve afet bilinci eğitiminin, kağıt üzerinde değil sahada ve gerçekçi senaryolarla yapılması gerektiğini belirten Barış, halkın sadece korkutulmak yerine bilgiyle donatılması gerektiğini söyledi. Deprem simülasyon merkezlerinin yaygınlaştırılması, medya ile iş birliği içinde bilinçlendirme kampanyalarının yürütülmesi ve özelikle kadınlar, yaşlılar, çocuklar gibi hassas gruplara yönelik programlar geliştirilmesi önerildi.

YAPI STOĞU VE RİSK YÖNETİMİ

İstanbul’daki yapı stoğunun değerlendirilmesinde yaş ve bölge kadar, malzeme kalitesi, işçilik ve denetim süreçlerinin de dikkate alınması gerektiğini ifade eden Barış, hızlı tarama testlerinin ardından yapılacak detaylı analizlerin binanın risk durumunu ortaya koyabileceğini belirtti. “Her bina kendi özelinde ele alınmalı, genellemelerle toplum yanlış yönlendirilmemeli,” dedi.

“KORKUYLA DEĞİL BİLGİYLE HAZIRLIK YAPILMALI”

Prof. Dr. Barış, halk arasında giderek artan deprem korkusunun ancak doğru bilgi ve uygulamalı eğitimle yönetilebileceğini vurgularken, “Korku panikle değil, refleksle yenilir” ifadesini kullandı. Toplumun deprem anında doğru hareket etmesini sağlayacak reflekslerin, ancak tekrar ve tatbikatla kazanılabileceğini belirtti.

BİLİM İLETİŞİMİNDE DİKKATLİ DİL ÇAĞRISI

Barış, medyada ve sosyal medya platformlarında yapılan kimi açıklamaların bilimsel dayanağı olmadığını, bu tür yorumların halkta gereksiz panik yarattığını söyledi. Bilim insanlarının, kişisel tahminlerini değil, veriye dayalı açıklamaları paylaşması gerektiğinin altını çizdi.

YORUMLAR (2)
2 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN