“Ahmak” demek kime yasak kime serbest?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Meclis kürsüsünden şöyle dedi:

"Mahkeme kararlarının arkasında 'siyasi akıl' aramak, 'siyasal akılsızlığın' ta kendisidir!"

Oktay, Twitter hesabından da bu sözlerini iftiharla sundu.

"Akılsız"ın eş anlamlısı ne diye baktığınızda; düşüncesiz, kalın kafalı, kafasız, horoz kafalı, beyinsiz, kuş beyinli, dangalak, ebleh, budala, şaşkın, aptal vesair gibi bir dizi kelime sıralanıyor.

Onlardan biri de "ahmak".

İstanbul'un seçilmiş Belediye Başkanı, sırf "ahmak" dedi diye mahkemeden hapis, siyasi yasak ve başkanlıktan düşürülme cezası aldı. Karar kesinleştiğinde cezası uygulanacak.

Atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bunun bağımsız yargı kararı olduğuna inanmayanları "siyasi akılsızlık"la bile suçladı. Lügate göre "siyasi ahmak" demekle aynı şey.

İmamoğlu'nun "ahmak" lafından aldığı cezanın siyasi olup olmadığını, buradan bile anlayablirsiniz. Oktay, kendi üstünde ispatlamış kadar oldu.

Atamayla gelenler, seçimle gelenlere söylediğinde suç olmuyor; seçilmişler, atanmışlara söylerse suç demek ki. Bu gerçeği de bir kez daha anlamamızı sağladı.

Atanmış İçişleri Bakanı Soylu'nun, İmamoğlu'na karşı "ahmak" sözünü kullanmasıyla başlamıştı zaten her şey. İmamoğlu, sahibine iade ettiği o laftan dolayı 3 yıl sonra ceza aldı.

Şimdi de atanmış Cumhurbaşkanı Yardımcısı, seçilmiş milletvekillerine konuşurken muhalefet için eş anlamlısını kullanmaktan çekinmiyor.

Erdoğan'ın İBB başkanlığı, yine bir mahkeme kararıyla düştüğünde öyle demiyorlardı. Mahkeme de verse o karar hukuki değil siyasiydi, haksızdı. İmamoğlu kararı ise haklı. Hatta "ahmak" lafından belediye başkanlığının düşürülebileceğine hak vermeyenler, akılsız da. Siyasi değil hukuki olduğuna nasıl inanmazlar!

İşte size deha derecesinde bir akıl yürütme!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan MHP lideri Bahçeli'ye, Soylu'dan AK Parti kurmaylarına hepsi, kararı yerinde ve doğru bulacak. Karşı çıkmayacak, askine karara sahip çıkacaklar...

Bu kararın, Erdoğan'a rağmen ve AK Parti'ye karşı alındığına inanmayanlar da 'akılsız' olacak!

Çünkü Erdoğan ve AK Parti'nin, kendilerine zarar verip muhalefete yarayacak bir şeyi bile bile yapması, akıl kârı değil.

Kendisine rağmen alınmış yargı kararlarına iktidarın nasıl tepki verdiği bilinmese herkes inanacak.

'Tanımıyoruz, kabul etmiyor saygı da duymuyoruz, uymuyoruz da, bu haksız mahkeme kararına yargı mercileri dirennelidir, uygulamak ve onaylamak zorunda değiller ' mesajları verildi de ahali mi duymadı!

Onun yerine hem kararı savunup hem de Bizans oyunuymuş, kumpasmış, muhalefet tezgahlamış gibi yapmaları çok mu akıl kârı?

Aklınızda bulunsun; ahmak lafı, atasözü ve romanlarımızda da suç içermez.

"Ahmak misafir ev sahibini ağırlar" atasözündeki gibi.

Yahut Reşat Nuri Güntekin'in şu edebi cümlesini alın:

"Ahmakıslatan hâlâ kesilmiyor".

--------

İktidarın İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu endişesi

Kılıçdaroğlu Almanya'dayken İmamoğlu'yla Akşener, Saraçhane'de otobüse çıkmış. Cumhur İttifakının zoruna gitti, çok içerledi. Üzüntüsünü hâlâ içinden atamıyor.

Bay Kemal'e yapılır mı bu, nasıl yaparlar!

CHP liderine komplo kurulduğu, operasyon çekildiği şüphesi de iktidar ortaklarının uykusunu kaçırıyor. Bu vefasızlığa ve kalleşliğe fena bozuluyorlar.

Altılı Masa'nın derdi, onları epey germiş görünüyor.

Muhalefetin, İmamoğlu kararını yanlış yorumlama ihtimali de iktidarı, bir o kadar endişelendirmiş olmalı.

Habertürk'ten Kübra Par, akşam akşam ulaşıp sordu; nereden estiyse YSK Başkanı Akkaya da gazetecilere evden, anında hep cevap verirmiş gibi iki şeyi hemen düzeltti.

Biri, cumhurbaşkanlığına aday gösterilir de seçimden önce cezası kesinleşirse İmamoğlu'nun adaylığının düşeceği, muhalefetin adaysız kalacağı ve seçimin tek adaylı bir referanduma döneceği...

Bu yanlış bilginin yayılmasına, gönlü razı olmadı YSK Başkanı'nın. Par'a göre "İmamoğlu'nun önünü açtı". Kendisi çekilmedikçe adaylığı düşmezmiş, seçime girebilirmiş, sadece kazanırsa mazbatasını alamazmış, o kadar. Gözde büyütülecek bir yanı yok yani.

Diğer düzelttiği de İmamoğlu kazanıp alamadığında mazbatanın, ikinci gelen adaya verileceği bilgisi...

O da yanlışmış. Erdoğan kazanırsa seçim bitermiş ama kaybederse geçersiz bir prova sayılır, bunu düzeltme şansı olur, yüzde 50'yi geçene dek yenilenirmiş.

Yüzde 50'yi geçmeden Erdoğan'ın mazbatayı alabileceği, seçimin kaderini yargının eline veren hiçbir senaryoda doğru değilmiş.

Yetmedi; İçişleri Bakanı Soylu da İmamoğlu'nu her an görevden alabileceği söylentilerini bir kaygıyla yalanladı. Yetkisi olmadığına ikna için televizyona çıktı. Cezası yargıda kesinleşmeden başkanlığı düşmeyecek, aday da olabilecekmiş.

Bayram değil seyran değil; iktidarın muhalefeti rahatlatmak için böyle didineceği kimin aklına gelirdi, hayırdır inşallah, çifte dolduruşa getirme telaşı mı!

YORUMLAR (51)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
51 Yorum