Yine AK Parti’ye mi yaradı?

Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki iki vakıftan ABD’deki bir vakfa yüklüce para transferini “kaçış planı” diye açıkladı.

Bir milyar lira, az para değil. Ama “kaçış planı” iddiası için, bu rakamı küçük görenler var.

Paralar, TÜRGEV’le Ensar’dan, ABD’deki ortak vakıfları TÜRKEN’e yollanmış.

Kılıçdaroğlu, vakıfların paravan olarak kullanıldığını iddia ediyor. Transferleri, “İkinci Pensilvanya”, “paralel hayat kurmak”, “kaçacak yer hazırlığı” gibi suçlamalara bağlıyor.

İktidarın tepkisi ise karşı suçlamaya dayalı savunma şeklinde.

Cumhurbaşkanlığı erkanı ile AK Parti yöneticileri, ta belediye başkanlarına kadar tam tekmil sıraya girdi. Buldukları her mecradan karşı atak geliştiriyorlar.

Birinci hücum cümleleri şu minvalde: “Ölümü göze alan liderimizin kaçacak bir yeri yoktur, asıl Kılıçdaroğlu kaçacak yer arayacak”.

İkincisi; Kılıçdaroğlu’nu, hepsi legalken ve bunda hiçbir yanlışlık yokken vakıflarla para trafiklerini illegalmiş gibi göstermekle suçlamak.

Üçüncüsü ve final vuruşu da Bay Kemal’i FETÖ’ye hizmetle, sözcülüğünü yapıp FETÖ tarzı kumpas kurmak ve milli güvenlik sorunu olmakla itham elbette.

Böylece nur topu gibi bir ABD’ye para transferi, kim FETÖ’cü ve kaçacak kaçmayacak tartışmamız oldu.

Kılıçdaroğlu, bunu tek başına başarabilir miydi? A Haber ve TRT başta olmak üzere, iktidarın ağzına bakanlara sesini ulaştırabilir miydi?

İktidar ve medyası yardım etmese belki de hiç duymayacaklara, bu iddiaları CHP’nin duyuramayacağı ortada.

Oysa iktidarın tepkisi sayesinde, konudan haberdar olmayan AK Partili kalmadı.

Kılıçdaroğlu’nun büyüttüğünü, habbeyi kubbe yaparak abarttığını düşünenler, bu sebeple AK Parti’ye yarayacağını söylüyor.

Büyüten sadece Kılıçdaroğlu olsa, haklı çıkabilirlerdi.

İktidarın telaşe müdürleri, çürüteyim derken postacı gibi her yere taşıyıp iddialarını yaymasa, çıkardığı tartışma Kılıçdaroğlu’na yaramayabilirdi. Hatta ters bile tepebilirdi.

Ama görünen o ki iktidar, kendi eliyle ciddiye bindirdi, ayağı yere basmayan abartılara dahi zemin kazandırdı. Bu bir.

İkincisi ise “CHP ne yapsa AK Parti’ye yarıyor”un devri geçti.

AK Parti’yle rolleri değiştiklerinden beri böyle.

Gaddar-mağdur rolleri değişmeden önceydi o.

Ne CHP yasakları, darbeleri ve dayatmaları savunan eski CHP. Ne de AK Parti, eski AK Parti.

CHP yönetiminde başörtülüler siyaset yapmaya, AK Parti de buna sevinecekken rahatsız olmaya başladı başlayalı böyle.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimine karşı destek ve dayanışmasından, Yenikapı Mitingi’ne katılımından, teröre karşı duruşundan dolayı Kılıçdaroğlu’na teşekkür etmişti.

O teşekkür orada durmasa, CHP’nin muhalefeti hala AK Parti’ye yarayabilirdi.

Terse dahi dönmüş olabilir. AK Parti’nin iktidarı kullanma biçiminin artık CHP’ye yaramadığını kim söyleyebilir?

DOLAR RİCAYLA İNER Mİ?

Merkez Bankası, firmalardan döviz satmalarını rica ediyormuş.

Son günlerde, dolar 16 lirayı aşınca başlamış. Yardımcıları, Başkan’ın selamıyla arayıp ricayı iletiyorlarmış.

‘Eskiden yok idi, işbu adet yeni çıktı’ diye şaşıranlara şaşıyorum.

Ne var yani; her işveren fazladan bir kişi çalıştırsın ricasıyla işsizlik çözülebiliyor da...Talep fazlası yapılan havaalanı ziyan olmasın, boş kalkmasın ricasıyla uçaklar doldurulabiliyor da...Ricayla enflasyon, dolar mı indirelemeyecekti!

YORUMLAR (135)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
135 Yorum