Akıl!

Kutupları öne çıkaran, öfke ve dışlamaya endekslenen siyasi gündem, bir ülkenin içinde bulunduğu kısır siyasi hale işaret eder.

Bir süredir iki konu üzerinden gündemin havası bu.

İlk konu, İyi Partili Lütfü Türkkan bir şehit kardeşine küfretmesi olayı ve tartışılma biçimi. Bir milletvekilinin bir vatandaşa küfretmesi ciddi olaydır. Hedef alınan kişi, şehitlik, şehit ailesi gibi toplumsal değer sisteminde yüksek mertebeyi simgeleyen birisiyse, tepkilerin dozu doğal olarak yükselir. Öyle oldu.

Ancak işin diğer, malum boyutu da hemen sahne aldı.

İktidar partileri bu durum üzerinden tepkiyle karışık siyasi fayda arayışına da girdiler. İYİ Parti’yi sıkıştırmaya, “en milliyetçi, en tavizsiz” olduklarını, bir söylem gösterisiyle kanıtlamaya koyuldular. Böylece bir kez daha, bir küfür, bir densiz adamla vesile üretildi ve Kürt meselesi ile siyaset arasındaki köprüler hedef alındı.

İkinci konu Siirt-Kurtaman’da meydana gelen bir hadiseydi. Cemil Taşkesen adlı bir vatandaş, Akşener’e “Dilimiz inkâr ediliyor, kimliğimiz inkâr ediliyor, Kürdistan inkâr ediliyor. Biz buna karşıyız. Şu an sizin bulunduğunuz yer Kürdistan’dır. Ama ne yazık ki Meclis’te bu Kürdistan inkâr ediliyor” deyince yer yerinden oynadı. Taşkesen hakkında “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan soruşturma açıldı, evi sabaha karşı basıldı.

Bu meselenin de -her biri diğerinden vahim- iki boyutu var.

İlk boyut, işaret ettiği iklimle ilgili. Vahap Çoşkun, Serbestiyet’te güzel anlatmış: “Kürdistan bayrağının ve Kürdistan ifadesinin ‘terör örgütü propagandasını yapmak’ suçunu oluşturmayacağına dair, son derece açık yüksek mahkeme kararları arşivlerde duruyor. Bu kararlar, tevile veya tersinden okumaya izin vermeyecek kadar net bir çerçeve belirliyor. İfade özgürlüğüne karşı açık bir müdahale olan bu soruşturma ve tutuklamalar, aynı zamanda Kürdistan’a yönelik giderek artan tahammülsüzlüğün bir dışa vurumu (…) Kürt karşıtı siyasi dil derinleştikçe Kürdün dilinin, kültürünün ve coğrafyasının ismini anmak bile bizatihi bir suç olarak etiketleniyor.”

İkinci boyut, durumun siyasi kullanımına işaret ediyor. Bir seri gelişme yaşandı: Akşener, iktidar kanadının “Taşkesen’i niye terslemedin, neden cevap vermedin” suçlamalarına maruz kalınca, güvenlikçi-siyaset karşıtı bohçaya elini attı, pey yükseltmek için bildik ezberi tekrar etmek “zorunda kaldı” ve “HDP ile PKK”yı aynı çizgide görüyoruz dedi. Böylece milliyetçilikte, şahinlikte, siyasetsizlikte pey arttırma yarışı bir kez daha baş gösterdi.

Vahimi, Akşener bu çıkışıyla açılması muhtemel siyasi bir yola tekrar bir siyasetsizlik taşı koymuş olmasıydı.

Malum, bir süre önce Kılıçdaroğlu anlamlı bir adım atmış, Kürt meselesini HDP’yi muhatap alarak çözeceklerini ifade etmişti. Ardından ilk kez Öcalan’dan söz etmeyen HDP tutum belgesi yayınlanmıştı. İyi Parti bile o günlerde HDP’nin meşru bir siyasi parti olduğunu söylemek durumunda kalmıştı. Gelişmeler siyasi yol tarifini içeriyordu, hala içeriyor.

Zira, Kürt meselesinin HDP tarafından temsili, HDP’nin sistemin sindirilmiş bir unsuru olması, PKK’yı geri plana itecek, bu ikili arasında şiddet ve siyaset ayrışmasıyla mesafeyi açacak yegane imkandır. Sorun sadece Kürt sorunu da değildir, demokrasi ve hukuk devleti önündeki asayiş politikaları tıkacının kaldırılmasıdır.

Akşener, baskülü tekrar diğer tarafa çekti.

Denge nerede oluşacak bilmiyoruz, ancak şu sorular ortada duruyor:

HDP ve seçmeni olmadan muhalefet nasıl seçim kazanacak?

HDP’nin yüzde 10-13’lük kilit oyu neyi temsil ediyor sizce?

Ülke, Kürt meselesini yok sayarak, HDP’yi gayri meşru ilan ederek, temsilcilerini soruşturma ve kovuşturmalara boğarak, yerlerine kayyum atayarak normalleşmeye, demokrasiye doğru nasıl yol alacak?

HDP’nin PKK’yı terör örgütü ilan etmesi, iktidar cephesinin küçük bir payandası haline dönmesi, meydanı şiddete terk etmesi, asayiş politikalarını doğrulamasıyla mı?

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum