Düne geri dönüş yok ama yapay zeka çağına uyanlar kazanacak!

Danışmanlık şirketi PwC’nin 2024 Yapay Zeka Barometresi açıklandı. Şirket yapay zekanın etkisini ortaya çıkarmak için 15 ülkeden yarım milyar iş ilanını inceledi. Bu reklamlar küresel GSYİH’in yüzde 30’undan fazlasını oluşturuyor. PwC, sektörlerde işlerin nasıl değiştiğini ve ‘yapay zekaya’ maruz kalan bireysel meslekleri inceledi. Finansal analistler, müşteri hizmetleri temsilcileri ve yazılımcılar da iş kolları arasında.

1kapak.jpg

Veriler, yapay zekanın halihazırda çalışanları çok daha üretken hale getirdiğini gösteriyor. Özellikle ‘yapay zekaya maruz kalan’ sektörlerde iş gücü verimliliğinde neredeyse beş kat daha fazla büyüme yaşanıyor. PwC’nin 2024 Küresel CEO araştırması da şirketleri yapay zekayı benimsemeye başlayan CEO’ların yüzde 84’ünün, yapay zekanın çalışanlarının işteki zaman verimliliğini artıracağına inandığını doğruluyor.

Bu kapsamlı çalışma, yapay zekanın iş dünyasının değişimini ortaya koyması bakımından hayli önemli. Yapay zeka, ekonomik büyümeyi frenleyebilecek iş gücü darlığının üzerinden gelmeye yardımcı olabilir mi? Veriler yapay zekanın iş kayıpları çağının habercisi olmadığını, aksine ‘daha kademeli’ iş büyüme döneminin habercisi olduğunu gösteriyor.

Yapılması gereken şey, bu dönemin koşullarına ayak uydurabilmek! Yapay zekadan yararlanma becerilerini geliştirebilenler mesleklerinde işlerin nasıl yapıldığını yeniden tanımlamayı öğrenmek durumunda, başka yolu yok!

KAPATIP TEKRAR AÇ, DÜZELİR O!

Telefonunuzda mı bir sorun var yoksa farklı bir elektronik cihaz çalışmayarak sizi sinir etmeyi mi başardı? Mühendis olmaya falan gerek yok, hepimizin gayet iyi bildiği gibi bu tür durumlarda ilk müdahale kapatıp açmak. Sıradan ama hafife alınmayacak kadar sihirli... Bir de cihazı yumruklamak var ilkyardım olarak ama kapatıp açmanın yeri etkisi ayrı. NASA bile son çare bu uygulamayı deniyorsa daha ne olsun?

1kapak-001.jpg

Geçen hafta bir teknoloji sitesinde okuduğum makale bu uygulamanın NASA’nın da prosedürlerinden biri olduğunu hatırlatıyordu. NASA’nın 16 yıl önce fırlattığı Yıldızlararası Sınır Kaşifi (IBEX) adlı araç dünya yörüngesinde dönüp duruyor ve güneş sistemiyle yıldızlararası uzay arasındaki etkileşimleri araştırıyor. İşini gücünü yaparken birdenbire ‘beklenmedik durum moduna’ giriyor araç. Ekip uzay aracını komuta etme yeteneğini de kaybetmez mi? Neredeyse 20 gün uğraşıyor ekip ama yok, ne yapsalar nafile. Bilmem kaç milyon dolarlık proje düşünsenize! Sonunda ‘firecode reset’ yani sıfırlama komutu adı verilen prosedür uygulanıyor ve işe yarıyor, IBEX tıkır tıkır çalışmaya başlıyor. Hayır yani ne 20 gün uğraşıyorlar onu anlamadım, biz olsak zaten ilk bunu yaparız “Abi bir kapat aç düzelir o” deyip çıkarız işin içinden.
Mucizevi kapatıp açma prosedürünün çalışma prensibi basitçe şöyle; ister ilkel isterse son derece karmaşık olsun bütün elektronik alet ve araçlar bazı durumlarda arızalara neden olabilecek hatalar ve programlama boşlukları içerebiliyor. Farklı programlar aynı kaynakları kullanmaya çalıştığı için de bazen kafaları karışabiliyor. Kapattığınızda bu durum ortadan kalkıyor, yeniden açtığınızda ise tertemiz bir sayfa açmış gibi yola devam edebiliyorsunuz.

Konunun bir güncelliği olmadığının farkındayım ama en gelişmiş teknolojilerin anlatıldığı bir sitenin manşetlerinden biri olarak karşıma çıkınca bu pratik bilgiyi tekrar hatırlatmak istedim.

SESSİZ BİR TEHLİKE...

Elektrikli ya da hibrit otomobiller arttıkça ortam daha bir sessiz oluyor, üstelik emisyonları çok daha az olduğu için çevre için de daha yararlılar ama... İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre ciddi bir dezavantajları var en azından şimdilik öyle. Elektrikli ve hibrit araçların bir yayaya çarpma olasılığı fosil yakıtlarla çalışanlarla karşılaştırıldığında iki kat daha fazla. Bu oran özellikle şehir içinde daha yüksek.

1kapak-002.jpg

Journal of Epidemiology and Community Health dergisindeki makalede, çevre dostu bu araçların motorlarının çok sessiz olması ve çıkardıkları gürültünün şehrin sesi tarafından bastırılması nedeniyle insanlara çarpma olasılığının daha fazla olduğu iddia ediliyor. Yayalar çok geç olana kadar araçların varlığını fark edemeyebiliyor. Araştırmada otomobillerin neden olduğu 96 binden fazla kaza verisi incelenmiş. Verilere göre kazaların yüzde 74’ü fosil yakıtlı araçlardan yüzde ikisi ise elektrikli ve hibrit araçlardan kaynaklanmış. Aradaki farka göre elektrikli araçların karıştığı kazaların oranı çok çok az gibi görünüyor ama yoldaki araç sayısına göre ayarlama yapıldığında fosil yakıtlı araçlara kıyasla kaza oranı iki katına karşılık geliyor. Elbette tüm bunlar elektrikli otomobilleri canavar haline getirmiyor ama bu riski azaltmak için yapılması gereken düzenlemeler olduğunu da gözardı etmemek lazım.

‘YATAKTA ÇÜRÜMEK’ DE TREND OLDU YA... PES!

‘Bed rotting/ yatakta çürüme’ çılgın bir TikTok trendi. Bu etiketle yüzbinlerce içerik paylaşılıyor. Üstelik de ‘yatakta çürüme’nin yani bütün gün yatakta kalmanın ruh sağlığına iyi geldiğini iddia ediyor bu içerikleri paylaşanlar. Ortalığı toplamak mı lazım boşverrr yat şöyle bir yatağına... Dışarı çıkıp arkadaşınla mı bulaşacaksın, amannn ne gerek var şimdi güzelim yatağın orada dururken. Hem cazip hem trendlere uygun...

1kapak-003.jpg

Biz fiziksel bir sorun olmadan bütün gün yatakta kalmayı depresyon olarak tanımlardık ne oldu da trend oldu... Haydi bir gün dinlenmek istersin yataktan çıkmazsın anladık ama saatlerce hatta günlerce yatakta kalmak neyin kafası? Daha iyi bir zihin sağlığı için yataktan çıkmamak işe yarar mı? Bilim trendlerle aynı fikirde değil.

Yatakta çürüme uyumak ya da enerji depolamak için uzanmak değil tabii... Tatil günlerinde bütün gün yatakta kalıp yemek yemek, dizi izlemek, sosyal medyada gezinmek vb... Sosyal medyadaki popülerliğine rağmen uzmanlar yataktan çıkmamanın ruh sağlığı için hiçbir yararı olmadığını aksine zararlı olduğunu söylüyor.

TikTok’un tembelliği modaya uygun hale getirme yöntemi ne yazık ki özellikle ‘Z kuşağı’ arasında popüler. Arada bir bütün günü uzanıp geçirmede bir yanlış yok ama sosyal medyada yüzbinlerce içeriğin bu trendi yayması, özellikle anksiyete ya da depresyonla mücadele etmeye çalışanlara can simidi gibi gelip sonunda sorunları büyütmeye neden olabiliyor. İşin daha da beteri, hiçbir psikolojik sorunu olmayan gençler bile bu trendi takip edeceğim derken depresyona girebilir diyor uzmanlar.

Hava güzel, kuşlar ötüyor yatakta çürümek de nedir ya?

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum